Doğu Perinçek’i sevmeyebilir, fikirlerini beğenmeyebilir ve analizlerini yanlış bulabilirsiniz. Ama ülkemizi bölüp parçalamaya yönelik büyük planın fikirsel alt yapısını oluşturan iddialardan biri olan “Ermeni soykırımı” konusunda cesaretli ve yurtseverce bir duruş göstermiştir. Bu tavır takdire şayandır.

Bazen bu yurtseverce duruşu küçümseyenleri, hatta esas nedenin geniş kitleleri kazanmak için yapıldığı suçlamasını duyuyorum. Bu konuda verilecek yanıt çok net; sizde böyle duruş gösterin sizi de takdir edelim.

Bu gün size sözde Ermeni soykırımı konusunda bir şeyler anlatmaya çalışacağım. Bu yazıyı yazmamı tetikleyen nedenler;

  1. Ermeni teröristler tarafından Amerika’da Santa Barbara’da Los Angles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve Konsolosumuz Bahadır Demir’in katledilmesinin 41.Yıldönümünü 27 Ocak’ta anacak olmamız,
  2. “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” dediği için Doğu Perinçek’i yargılayan İsviçre’yi mahkum eden AİHM’de 28 Ocak’ta temyiz duruşmasının yapılacak olması,
  3. Geçtiğimiz hafta başında Aydınlık Gazetesi’nde değerli büyüğüm ve dostum Şükrü Server Aya’nın iki gün üst üste çıkan sözde Ermeni soykırımı konusunu aydınlatan yazılarıdır.

Şükrü Server Aya

“Ermeni soykırımı” iddialarının nasıl bir yalan olduğunu, bu iddianın arkasındaki delillerin nasıl uyduruk ve düzmece olduğunu öğrenmek istiyorsanız Şükrü Server Aya’nın kitaplarını mutlaka okumalısınız. Sayın Aya hem de yabancı belgelere dayanarak bu düzmece delilleri bir bir çürütüyor.

Bu yıl sözde Ermeni soykırımı iddialarının 100. Yılı. Emperyalizmi arkasına alan Ermeni diasporası ve Ermenistan dört koldan Türkiye’ye karşı saldırılarını arttırmış durumda. Uluslararası kamuoyunu da arkalarına alarak ülkemize baş eğdirmek ve bu yalanı kabullenmemizi istiyorlar. Saldırıların ve baskıların şiddeti 24 Nisan’a doğru daha da artacak. Hedefleri 3 T, yani sorgusuz sualsiz “soykırımın” olduğunun Tanınması, arkasından Tazminat ve Toprak talepleri.

Strazburg

Bu konuyu okumuş, incelemiş ve araştırmış birisi olarak söylüyorum “Ermeni soykırımını” iddiaları tamamen asılsızdır ve yer kürenin gelmiş geçmiş en büyük yalanıdır.

Esas soykırım 18. ve 19. Yüzyılda Türklere ve Müslümanlara karşı yapılmıştır. Bugün Balkanlarda homojen sayılabilecek devletler bu soykırım sayesinde yaratılmıştır. Hal böyle iken bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı eğer “Ermeni soykırımı” savını bir şekilde destekliyorsa bunun nedenini cibilliyetinde, emperyalist işbirlikçiliğinde, çıkarcılığında veya bilgisizliğinde aramak gerekir.

Strazburg’ta 28 Ocak’ta görülecek temyiz duruşması Doğu Perinçek’in değil Türkiye’nin davasıdır. Destek vermek, arkasında durmak vatanseverlik borcu, atalarımıza ve geleceğimize saygının ifadesidir.

Başarının sırrı!

Dünyanın her yerinde etkin olan Yahudi diasporası gerçekte kendi içinde “kedi köpek”   gibi birbirini yer ve anlaşamaz. Ama Yahudi cemaatinin ve İsrail’in çıkarları söz konusu oldu mu, kavgayı bırakır, birleşir ve ortak davanın arkasında olur. 2 bin yıllık başarının sırrı budur!

Diğer yandan 28 Ocak’ta başarılı olursak, hukuken öyle olması gerekiyor, soykırım yalanı biter mi? Asla! Biteceğine inanmak emperyalizmi ve onun uzun soluklu planlarını anlamamak demektir.

Anadolu’nun kadim halklarından olan Ermeniler 100 yıl önce emperyalizm tarafından kandırıldılar, vaatlerle aldatıldılar ve bin yıldır barış içinde birlikte yaşadıkları Türkleri ve Müslümanları arkadan vurdular ve sonrasında istenmeyen şeyler oldu. Bu yüzden Ermeniler travmalı ve tarihsel gerçeklik peşinde değiller. Şimdi Ermeniler emperyalizmden pisliklerini temizlemesini, destek vermesini istiyor. İşte bunun için daima güçlü olmak daha uzunca bir süre bu sorunla birlikte yaşamak zorundayız. Bu sorunun kısa dönemde tarihsel araştırmalarla ve mahkemelerle biteceğini sanmak saflık olur.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...