Türkiye geçtiğimiz Pazartesi ( 6 Mayıs ) İncirlik/ Adana merkezli 10 gün süreli bir tatbikat başlattı. Tatbikatın hedefi Suriye ve bu ülkedeki gelişmeler/beklentiler. Tatbikatta askerin hazırlık durumu ile seferde ve savaşta bakanlıklar, devlet kurumları ve Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki koordinasyon ve işbirliği hususlarının deneneceği belirtiliyor.

Bu tatbikat Türk Silahlı Kuvvetleri’nin planlı faaliyetlerinden değil. Belli ki böyle bir tatbikatın yapılması isteği ABD’den gelmiş. Tatbikatın sevk ve idare edildiği merkezin Suriye sınırına yaklaşık 100 km mesafede bulunan ABD üssünün bulunduğu yerde teşkil edilmesi gerçekten manidar.

Tatbikat eğer milli endişelerle yapılmış olsaydı tatbikatın yönetildiği merkez İncirlik yerine 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı / Diyarbakır veya 2. Ordu Komutanlığı / Malatya’da bulunan harp karargahında kurulurdu.

Ama Suriye’ ye karşı Türkiye tarafından sürdürülen örtülü savaş ( örtülü hali kaldıysa ) gayri milli ve vekaleten olunca bu savaşın açık ve yaygın hale getirilmesine yönelik tatbikat ve hazırlıkların yönetileceği yerinde vekaleti verenin karargahında yapılması çok normal oluyor.

Emperyalizmin bölge planlarına yönelik olarak Mart 2011’de Suriye’ye karşı başlatılan bu pis ve ahlaksız savaş 26’ıncı ayını doldurdu. Ne kadar daha devam edeceği de belli değil! Savaş nedeniyle bugüne kadar Suriye’de 70 bin insan yaşamını kaybetti ve 1 milyon 200 bin insan mülteci olarak ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Elimizde sağlıklı bir rakam olmasa da bu mültecilerin 400 binin ülkemizde olduğu tahmin ediliyor.

AKP liderliğinde Türkiye başrol oyuncusudur

Muhalif olarak adlandırılan fakat Batı kaynaklarına göre bile yüzde 95’i yabancı olan ve kıtır kıtır adam kesen, eli kanlı cani teröristlerle Suriye’de yapılan bu savaşta ne yazık ki AKP liderliğinde ülkemiz başrol oyuncusudur.

Suriye’nin dayanması bölgede vizyona konan emperyalist planları sekteye uğratmaktadır. Bu nedenle ABD savaşa hız, işbirlikçileri olan İsrail ve AKP liderliğindeki Türkiye’ye yol vermiştir.

ABD tarafından verilen bu destekle İsrail geçtiğimiz günlerde ilki Cumartesi ( 3 Mayıs ) olmak üzere uluslararası hukuku hiçe sayarak Suriye’ye iki sefer saldırmıştır. Bu tip saldırıyı geçtiğimiz Ocak ayı içinde de yapmıştı.

İsrail’in bu saldırılar için “ Lübnan Hizbullah’ına gönderilmek istenen silah ve cephaneyi “ bahane gösteriyor “ bu transfere müsaade etmeyeceğini “ söylüyor. Sanırsınız ki İsrail Lübnan’a silah ve cephane intikal ettiren konvoyları vuruyor. Gerçek tamamen farklı! İsrail Şam’da bulunan askeri üsleri, silah depolarını ve özellikle 250 km menzile sahip Fatah-110 füzelerinin saklandığı yerlere taarruz ediyor.

İsrail’in ABD’nin oluru ile gerçekleştirdiği bu saldırıların üç amacı var. Birincisi Suriye’yi kışkırtmak, misilleme yapmaya zorlamak ve dolayısıyla ABD’nin de dahil olacağı müdahaleye zemin hazırlamak. Suriye’nin kendini savunma dışında misilleme haklarını sonraya saklı tutarak İsrail topraklarına karşı bir harekata girişmemesi çok doğru bir karar. Çünkü İsrail’in isteği karşılık verilmesi ve savaşın çıkmasıdır! AKP liderliğinde Türkiye’de savaş çıksın istiyor! Anımsarsanız geçen Ocak ayında yapılan saldırıda Suriye niye cevap vermiyor diye Davutoğlu çok kızmıştı.

Nedeni budur!

İkicisi Suriye’nin yaptığı bu savaşta en çok ihtiyacı olduğu şey silah ve cephanedir. Bunların çoğu İran ve Rusya gibi ülkelerden gelmektedir. İsrail bu saldırılarla teröristlere dolaylı hava desteği vermektedir.

Üçüncüsü İsrail bu saldırılarla muhtemel bir müdahale öncesi Suriye’nin hava savunma durumunu cari olarak test etmektedir. Geçen yıl 22 Haziran’da iki pilotumuzun şehit olmasına neden olan olayda bu tip bir görev nedeniyle olmuştu.

Şimdi bu gerçekler ortadayken son saldırı sonrası Erdoğan’ın “ Esad İsrail’in her saldırı sonrası avuçlarını ovuşturuyor “ iddiası doğru değildir. Suçluluk duygusu içinde söylenmiş arkası boş sözlerdir.

Türkiye ve İsrail arasında eşgüdüm var

Hal böyle iken İncirlik Amerikan Üssü merkezli tatbikatın amaçları Suriye’yi provoke etmek, yaptığı mücadelede dikkatini bölmek, kuvvet konsantrasyonunu bozmak ve İsrail ile birlikte kıskaca almak olarak özetlenebilir. Hiç şüphe yok ki Suriye’ye karşı yapılan savaşta Türkiye ve İsrail arasında eşgüdüm vardır. Saldırıların ve tatbikatın zamanlamaları bunun sayısız örneklerinden biridir.

Fakat İsrail’in yaptığı saldırılardan sonra Putin “ Başka bir saldırının asla hoş görülmeyeceğini, S-300 dahil en gelişmiş silahların Suriye verileceğini “ açıklamıştır.

ABD bir yandan vekilleri aracılığı ile sürdürdüğü savaşa hız verirken bir yandan da gelişen durum ve karşılaşılan kuvvetli direnç nedeniyle alternatif plana da hazırlanmaktadır. Geçtiğimiz Salı ( 7 Mayıs ) ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov beraberce yaptıkları basın açıklamasında “ Suriye’de krizin çözümünü yardımcı olabilmek için en erken Mayıs sonunda olmak üzere bir uluslararası toplantı konusunda anlaştıklarını “ açıkladılar. Görünen o ki Suriye dayanmaya devam ederse ABD Beşar’lı bir geçiş dönemine razı olacaktır.
Ya Türkiye ne olacak? İşbirlikçi bir iktidar liderliğinde tüm yumurtalar gayri ahlaki ve gayri milli bir şekilde Beşar’ın hemen düşürüleceği seçeneğini içeren sepete konmuştu.

İşte bu ortamda Erdoğan ABD Başkanı Obama’nın direktiflerini ve kendisine vereceği yol haritasını almak için 16 Mayıs’ta Washington’a gidiyor. Ayrıca rejim değişikliği anayasası ve Suriye konusunda kendisini zora sokan başta Milli Merkez olmak üzere muhalifleri için operasyon müsaadesi isteyecek.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...