Genel Seçimler sonrası biraz kafamızı kaldırıp çevremize bakalım. Komşumuz Suriye’de yine barut kokuları yükseliyor, bombaların patlama sesleri duyuluyor, kan akıyor ve feryatlar yükseliyor. İnsan bu duruma nasıl bigane kalır!

Mart 2011’de vekaleten başlatılan savaş Suriye’de 4’üncü yılını çoktan doldurdu. Vekaleti veren emperyalizm. Amacı Suriye’yi etnik, dinsel ve mezhepsel fay hatları üzerinden bölmektir. Büyük Ortadoğu Projesi’nin gereği budur. Bu projenin olmaz ise olmazlarından sayılan ve dört parçanın birleştirilmesiyle meydana getirileceği söylenen (Türkiye, İran, Irak, Suriye) “Kürt Devletinin” batı parçasının (Rojava) Suriye’den koparılması gerekmektedir. İsrail’in güvenliği ve Filistin sorununun halli için Suriye ve Irak başta olmak bölge devletlerinin atomize edilmesi planlanmıştır. Doğu Akdeniz havzası hidrokarbon kaynaklarının güvenliği ve Avrupa’ya intikali için üretilen emperyal çözümler de Suriye’nin bölünmesini dikte etmektedir. Özetle ifade etmeye çalıştığımız bu nedenlerle Suriye’de kanın akması tetiklenmektedir.

Türkiye destek verdi!

911 km kara sınırımızın olduğu, yüzölçümü Türkiye’nin dörtte biri büyüklüğünde ve nüfusu 2011’de 22,5 milyon olan Suriye’de savaşın kısa süreceği düşünülmüştü. Ama bu böyle olmadı. Suriyelilerin vatanlarını cengaverce savunmalarının yanında Rusya, Çin, İran ve Lübnan Hizbullah’ının verdiği destek güçlü direncin belirleyicisi oldu. Halkın büyük çoğunluğunun Beşar’a destek vermesi kısa zamanda çözülmeyi engelledi ve Suriye Libya olmadı!

Bugüne kadar yaklaşık 250 bin insan bu savaşta yaşamını kaybetti. Sakat kalanlar bu rakamın dört misli. Suriye nüfusunun üçte biri evini barkını terk etmek zorunda kaldı. Nüfusun dörtte biri ise yabancı ülkelere göç etti ve mülteci konumuna geldi. Bu kapsamda Türkiye’de en az 1,5 milyon Suriyelinin olduğu biliniyor.

Ne yazık ki, AKP yönetiminde Türkiye emperyalizm adına yapılan bu kalleş savaşa bugüne kadar destek verdi, komşumuza terörist ihraç etti, onlara silah ve mühimmat gönderdi, orada terörizme yardım yataklık yaptı. Bu insanlık suçunu çıkarına olmadığı halde yaptı. Suriye’de istikrarsızlık ve yangının ülkemize sıçrama tehlikesine rağmen. Suriye ve Irak’ın bölünmesi demek Türkiye’nin bölünmesi demek olduğu halde bunlar yapıldı.

Etnik arındırma yapılıyor

Bugün Beşar yönetimi Suriye’nin yüzde 50’sinde fiilen yok. Nüfusun sadece yüzde 60’ını yönetiyor. Merkezi otoritenin olmadığı bölgelerde PYD, ÖSO, El-Nusra ve IŞİD gibi terörist gruplar hakim. Öldürdükçe Müslüman ülkelerden yeni savaşçılar getiriyorlar. Öldür öldür bitmiyorlar! Emperyalizm kısa zamanda ulaşamadığı Suriye hedeflerini ele geçirmeyi daha uzun zamana yaydı, acelesi yok! Suriye’de bugün taş taş üstünde kalmadı, tüm alt yapı çökertildi.

ABD’nin IŞİD ile mücadelesi koca bir yalan. Çünkü IŞİD, PKK ve PYD gibi ABD’nin bölgede hedeflerine ulaşmak için kullandığı araçlardan biri. ABD, IŞİD’le mücadele ediyorum bahanesi sayesinde BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan fiili olarak Suriye’ye havadan müdahale imkanını kazandı. Halen Suriye’nin kuzeyinde Türkmenler ve Araplara yönelik olarak etnik arındırma yapmakta ve kantonlar birleştirilmektedir.

Sonuç olarak söylersek Suriye bugün kağıt üzerinde değil ama fiilen bölünmüştür. Bir daha eski Suriye olur mu? Zor gibi! Beşar ve merkezi hükümet yaşamsal olarak ağır tehdit altında olduğu için daha küçük bir Suriye’ye şimdilik razı gözüküyor.

Softkill Weapon; TESEV

Ya Türkiye? Evet, bugün ülkemiz aynen Suriye gibi kağıt üzerinde değil ama fiili olarak bölünmüştür. Zihinlerde ve kalplerde ayrışma hemen hemen tamam gibidir.

Suriye ve Türkiye’yi fiili olarak bölünme durumuna getiren emperyalizmdir. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye ve Suriye dahil bölge ülkelerine tecavüz etme planıdır. Bu tecavüz 4.Nesil Savaşın unsurları ile yapılmaktadır. Bu savaşın ağırlıklı olarak Sert Silahları (hardkill weapons) Suriye’de, Yumuşak Silahları (softkill weapons) ise Türkiye’de kullanılmaktadır. TESEV gibi STK’lar, medya, hukuk (Ergenekon, Balyoz vb.) toplumsal mühendislik, ele geçirilmiş ve satın alınmış aydınlar, siyasetçiler, bilim adamları, sandık demokrasisi, ekonomik manipülasyon ülkemizde emperyalizmin hedeflerine ulaşmak için yaygın olarak kullandığı yumuşak silahlardandır.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...