Geçtiğimiz pazartesi günü tarih 10 Kasım’dı. Tüm Türkiye’de 9’u 5 geçe yaşam durdu ve Atatürk’ün aramızdan ayrılarak ebediyete intikal edişinin 76. Yılında o büyük insanı özlemle andık.

Bende eşimle ve kızımla beraber Fenerbahçe’den Bostancı’ya kadar uzanan 6,5 km’lik Ata’ya saygı zincirinin birer halkası olmak üzere Caddebostan’daydım. Gerçekten orada olmalıydınız! Zincirin içinde, sağınızda ve solunuzda bulunanlara dokunarak sizden kilometrelerce uzakta bulunan insanlarla beraber hissettiğiniz duygu, akıl ve dünya görüşü birlikteliği kısa süre de olsa yaşamaya değerdi.

Atatürk’ü hasretle andık çünkü 91. Yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyetimiz, tarihinde hiç olmadığı kadar ağır ve yaşamsal tehdit altında. Ve Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerinin kazanımları bir bir yok ediliyor ve adım adım karşı devrim sürecini yaşıyoruz. Bu nedenle Anıtkabir’deki törende Tayyip Erdoğan protesto ediliyor ve her yerde “Mustafa Kemal’in askeriyiz” diye slogan atılıyor.

Geçen hafta konferans ve televizyon programı için gittiğim Gelibolu’da ve Çanakkale’de idim. Yerinde gördüm ve öğrendim ki, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal’in adını emperyalizmin ilk yenildiği yer olan Çanakkale’den çıkarabilmek için tam gaz çalışıyorlar. Gelibolu’yu ziyarete gelenlere menkıbeler anlatılıyor. Savaşı kazanmamızın nedeni olarak evliyaları, enbiyaları, şeyhleri ve gökten inen aksakalı dedeler gösteriliyor.

Temel fark ne?

Sevgili okurlar savaşlar akılla, bilgiyle, teknolojiyle, eğitimle, cesaretle ve davaya inançla kazanılır. Bakın bugün biz Müslümanlar için kutsal olan ve Filistin direnişi için sembolleşen Mescid-i Aksa İsrail askerinin postalları altında eziliyor. Nerede bu evliyalar ve enbiyalar?

İsrail kurulduğundan beri Müslüman Araplara devamlı dayak atıyor. Arap denizi içinde yaşayan 7,5 milyon nüfusa sahip küçücük İsrail’e fiske bile vuramıyorlar. Esasında gerek dünyada gerekse bölgede kazananlar ile kaybedenler arasındaki en temel fark dünya görüşüdür.

Kadını yok sayan, 8 yaşındaki kız çocuğunu bile sapık ahlak anlayışı içinde cinsel obje olarak gören, aklı ve bilimi hiçe sayan dünya görüşü yenilmiştir.

Savaşları ve her türlü mücadeleyi güçlüler kazanır, tarih aksini kaydetmemiştir. Haklı bir şartla kazanabilir eğer güçlü olursa! Roma, Cengiz Han’ın, İskender ve Timur haklı olduğu için değil güçlü oldukları için kazandılar. Osmanlı Avrupa’da doludizgin ilerlerken haklı olduğu için değil güçlü olduğu için kazanıyordu. Emin olun Osmanlı Avrupa’dan soykırıma uğratılarak yok edilirken haklıydı çünkü en azından Avrupa’ya açık şehir kavramını ve dinsel hoşgörüyü getirmişti ama yeniliyordu, nedeni ise güçlü değildi!

Atatürk neyin adı?

Bugün İslam dünyası yenildikçe Ortaçağ karanlığına dönüyor, döndükçe daha çok yeniliyor. Bir kısır döngünün içine girmiş durumda! Bu durumdan çıkabilmenin formülü aklı ve bilimi egemen kılmak, sorgulayıcı kafayı geliştirmek, dini dünyevi yaşamın referansı olmaktan çıkarmak, dini inanç, itikat ve uhrevi yaşamla sınırlandırmaktır. Hristiyan dünyası bugün güçlü ise Hristiyan olduğu için değil Hristiyanlığı dünyevi yaşamın referansı olmaktan çıkardığı içindir.

İşte Atatürk, İslam dünyasını içine düştüğü bu kötü durumdan çıkarabilmenin adıdır. Atatürk kısaca çağdaşlaşmak, medeni olmak ve adam olmaktır. Atatürkçülük bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip toplumun yaratılması projesidir. Ülkemiz için Atatürk eşittir Aydınlanma, antiemperyalist mücadele, ilahi mesajın doğru anlaşılması, üretebilmek, çağdaş dünyanın onurlu bir üyesi olabilmek, tam bağımsızlık, laiklik, Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzdür.

Eğer yobaz değilseniz eşitliğin sağ tarafına dünyanın gözünün içine bakarak açıktan düşmanlık edemezsiniz. O zaman yapmanız gereken Atatürk’e düşmanlık ederek eşitliğin sağ tarafına dolaylı düşmanlık etmektir.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...