Biliyorsunuz, Libya’da icra edilmekte olan harekat için buraya 6 gemi gönderdik. Bunlar; Gelibolu, Gemlik, Gaziantep, Yıldırım Firkateynleri, Akar Lojistik Destek Gemisi (Denizde akaryakıt verme imkanına sahip ) ve Preveze Denizaltısıdır.

Bakın, Başbakanımız 28 Şubat akşamı şöyle konuşmuştu;

“Şimdi bize basın mensupları soruyor, çok enteresan! NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun ne işi var Libya’da? NATO ;mensubu olan ülkelerden birine herhangi bir müdahale yapılması halinde, böyle bir şeyi gündeme getirebilir. Bunun dışında Libya’ya nasıl müdahale edilebilir? Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez”

Evet, Libya’ya karşı yapılan/yapılacak NATO harekatının deniz bölümü, NATO üyesi ülkelerin tahsis ettiği unsurlarca, Akdeniz’de, Libya yaklaşma sularında “abluka harekatı”, diğer adıyla “Libya’nın boğazını sıkma harekatı” olarak icra edilecektir. Bu deniz harekatı, İtalya’nın Napoli şehrinde bulunan NATO karargahından, yine Libya’ya karşı yapılacak “uçuşa yasak bölge” veya diğer adıyla buradan yaşayan “Müslümanların üzerine bomba yağdırma” uygulaması ise, İzmir’de bulunan NATO karargahından idare edilecektir. Sanırım bu harekat, İzmir için, daha sonra daha doğuda, mesela Suriye’de yapılacak hava harekatı için de iyi bir idman imkanı ve deneyim birikimi olur.

Ne diyorsunuz, yaklaşmakta olan seçimlerde sözü ile uygulaması bir olmayan, “bir böyle bir şöyle konuşan” birsine mi oy vereceksiniz?

Ne diyor atalarımız? “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”. O zaman, siz inanmayın Başbakanımızın sözlerine.

Bizim atalarımız; geçmişte din istismarı ile motive edilen, gerçekte ekonomik çıkar peşinde olan Avrupalı Haçlı Donanmalarına ve Ordularına karşı koydular. Şimdi biz evlatları; ekonomik çıkar peşinde olan emperyalizmin emrinde, onların Haçlı Donanmalarının içinde, Müslümanlara karşı! Ne garip değil mi?

Haçlı Seferi adlandırmasını ben yapmadım. Size bu harekatın karşısında ve yanında olan iki farklı görüşü, Libya’ya yapılanın Haçlı Seferi olduğu yolunda birleşen değerlendirmeleri sunmak isterim. Harekatın aleyhinde olan Rusya Federasyonu Başbakanı Putin; “Libya operasyonu, Haçlı Seferini çağrıştırıyor” diyor. Harekatın baş aktörü Fransa’nın İçişleri Bakanı Claude Gueant ne diyor? “Ne mutlu ki, Cumhurbaşkanımız Haçlı Seferinin başını çekti.” Ne diyorsunuz, Libya Harekatının onuru ve gururu, Başbakanımıza yeter de artar bile, değil mi?

Allah Haçlı Donanmamızı muzaffer eylesin.

Bağımsız olmama veya olamama ve emperyalizm işbirlikçiliği, böyle bir şeydir. Tükürdüğünü yuttururlar ve adamın yularını çeker fino köpeğine çevirirler.

Diyelim ki; Libya’da ki harekatı ülkemizin çıkarları, güvenliği ve bağımsız olmamamız nedeniyle, içimiz kan ağlasa da, istemeye istemeye desteklemek zorundayız. Peki, nedir bu sizin kraldan çok kralcılığınız! Niye NATO ülkeleri içinde 5 harp gemisi ile harekata en büyük donanma desteği veren ülke oldunuz.

  • NATO’mu istedi sizden bu kadar güç? Hayır.
  • Hükümet mi istedi sizden bu kadar güç göndermenizi? Sanmam
  • Yıkılmadık ayaktayız izlenimi için mi, bu yanlış bir karar? O izlenim için başka şeyler yapılabilirdi.

Denizde donanma gezdirmek, çok masraflı iştir. Bu harcanan paralarda, kafasında tüy bitmemiş yetimin hakkı var. Eğer ülkemizin çıkarları ve güvenliği için katkı yapıyorsa, feda olsun.

Nedir sizin bu kadar büyük güç göndermenizin nedeni? Düşünüyorum da, bir tek haklı nedeni olabilir belki, o da deniz harekatının taktik komutasını almak isteği. Ne yazık ki; o da yok, denizde taktik komuta İtalyan Amiralde. Siz bu kadar güç gönderin; başında bir komodorunuz, bir amiraliniz bile yok. Sizce bu mantıklımı, akıllıca bir şey mi? Karar verirken, amirallerinize, komodorlarınıza, komutanlarınıza danışın, fikrini alın, karara ortak akılla, karargah çalışması sonucunda varın, tepeden inme değil.

Sevgili yurttaşlar ne diyorsunuz?

Gemilerimizdeki personel düşünmüyor mu, siz düşünmüyor ve sorgulamıyor musunuz? Yıl 1912, Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Derne’de Libya’lı Müslümanlarla beraber, emperyalist İtalyan’lara karşı. Yıl 2011, biz onların evlatları, emperyalistlerle beraber İtalyan Amiral emrinde, Müslümanlara karşı.

Yazıklar olsun!

Kime mi?

Siz nasıl değerlendirirseniz.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...