Bugün; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Emperyalizme ve Ortaçağ karanlığına karşı, Atatürk önderliğinde başlatılan mücadelenin 97. yıldönümü.

“Bu şartlarda bayram kutlanır mı?” asla demeyin. Evet, ülkemiz bugün işgal altındadır. Bunun bilincindeyiz ama bilmeliyiz ki; işgal altında da, esir olunsa da bayramlar anımsanır ve gücünüzün yettiği ölçülerde kutlanır. Hırsınızı içinize gömün ve müteakip mücadele için enerji haline getirin. Aklınızı, inançlarınızı, düşüncelerinizi ve değerlerinizi kimse ipotek altına alamaz.

Dünya tarihine, uzun zaman diliminde bir bakın; gericilik ve yobazlık hiç bir zaman kazanamadı ve kazanamaz. “Bizimkiler” de kazanamayacak. Ayrıca, insanlık suçu işlediler ve terörizme yardım ve yataklık yaptılar. Sonları hüsrandır, acılıdır ve felaket olacaktır. Bu konuda endişe etmeyin, sabrın ve mücadelenin sonu başarı ve aydınlık olacaktır. Ülkemizin üzerine tekrar doğacak güneşin ilk ışıklarını, ufukta görmekteyim.

Yapmanız gereken; çevrenizi bıkmadan, usanmadan ve sinirlenmeden aydınlatmak ve tam olarak sizin gibi düşünmüyor diye, ileride beraber olabileceğiniz insanlara saldırmamaktır. O an, yaklaşmaktadır!

Kimin ve hangi kurumun ne yapıp yapmadığını tartışarak ve kritik ederek geçirmeyin zamanınızı. “Ben ne yapıyorum, taşın altına elimi ne kadar sokuyorum”, ona odaklanın.

İnsanlar; geçmişte hata yapmış olabilir ve yanlış cephelerde mevzilenmiş de olabilir. Eğer bu gidişe dur diyor veya demeye çalışıyorlarsa, onlara asla vurmayın ve geçmişte yaptıkları için eleştirmeyin. Onursuz bir yaşam sürmüş olanların bile, yaşamlarının sonu yaklaşırken kahramanlar gibi ölmek ve şerefli bir son peşinde koşmak hakları vardır.

Aydınlanma Devrimlerinin egemen olduğu, çağdaş ve müreffeh bir Türkiye için herkese ihtiyacımız var. Din tacirlerini, din üzerinden siyaset yapanları değil ama dindarlarımızı da kucaklamalıyız.

Bu duygularla; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...