Bugün, Kurban Bayramının ikinci gününü idrak ediyoruz. Fakat, bir bayram coşkusu içinde olduğumuz asla söylenemez. Eğer bayramlar ortak sevincin, beraberliğin ve paylaşımın bir adı ise, bugün coşkulu kutlama yapmak için ya cahil ya da hain olmak gerekir.

Bu bayram, Karşı Devrim sürecinin önünü açan ve çok kısa bir süre önce açıklanan demokratikleşme adı altındaki hıyanet paketi ile yurtseverleri zindanlarda tutan Balyoz kararının altında kalmıştır.

Amirallerin istifası

Ne yazık ki, ülkemize halen egemen olan ahlaksızlık, onursuzluk ve Cumhuriyetimize düşmanlık dönemi, bütün hızıyla devam etmektedir. Bu konuda son gelişmeler, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Atilla Kezek ile Teknik Başkanı Tümamiral Sami Örgüç’ün istifasıdır. Dört amiralin daha istifa ettiği bilgisine sahibiz.

Türk Deniz Kuvvetleri’nin daha doğmamış torunlarımızın bile çıkarlarının olduğu çevre denizlerimizde bulunan hak ve menfaatlerimizi koruyacak durumda olmadığı, artık herkesin malumudur. Bu durumun sorumlusu ise; emperyalizmin taşeronluğunu yapan ve rejim değişikliği peşinde koşan Erdoğan liderliğinde AKP İktidarı ile, operasyonların tetikçiliğini yaparak askerlerimizi ve yurtseverlerimizi arkadan vuran Cemaattir.

Tasfiye operasyonlarına devam

Bu saldırılarda Türk Deniz Kuvvetleri’nin öncelikli hedef olmasının nedeni; denizcilerimizin Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerinin zirvesini temsil etmeleri ve geçmişte emperyalizmin nasırına çokça basmış olmalarıdır. Çünkü Erdoğan liderliğinde AKP İktidarı Aydınlanmaya düşmandır, emperyalizmin işbirlikçisidir ve ülkemizi götürmeye çalıştığı yer Ortaçağ karanlığıdır.

Amirallerin istifası, durup dururken gelen tepkiler değildir. Türk Halkı bilmelidir ki; halen başta Deniz Kuvvetleri olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tamamen tasfiye etme operasyonları tüm hızı ile devam etmektedir.

Eşik geçilmiştir

Daha önce bu köşeden ifade etmiştim ama tekrar anımsatmak istiyorum; artık istifalar ile sonuç ele edilebilecek ve mesaj verilebilecek eşik geçilmiştir. Dinlemelerle ve her türlü şerefsizliklerle özel yaşamınızı didikleyerek sizi bunaltabilirler. Akla ve hayale gelemeyecek ahlaksızlıklar yapabilirler. Yapılması gereken; her ne pahasına olursa olsun meslekte kalmanın yurt savunması ve Cumhuriyetimize sahip çıkmak olduğunun düşünülmesi ve buna göre hareket edilmesidir.

AKP İktidarında Türkiye; her geçen gün bölgesinde yalnızlaşan, iç savaşa doğru koşar adım giden, terörizme ileri üs olan, komşularına nifak ve istikrarsızlık saçan bir ülke olmuştur.

Meslekte kalarak, mevziler tutularak

Bu durumdan çıkabilmenin birinci koşulu, sorunun kaynağı olan AKP ve zihniyetini ivedilikle iktidardan uzaklaştırmaktır. Bu mücadeleye katkı ve destek vermek, yurtseverliğin ve genel ahlakın gereğidir.

Dün mücadele; Anadolu’ya geçerek verilebiliyordu, bugün ise her türlü saldırıya karşın meslekte kalarak ve bulunulan mevziler tutularak verilebilir. Sessiz kalmak, Cumhuriyetimizin düşmanları ile işbirliği yapmakla eş anlamlıdır.

Gelecek bayramlarda beraberliği, barışı, huzuru ve coşkuyu yakalayabilme umudu ile sevgi ve saygılarımı sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...