Geçtiğimiz Pazartesi günü Bilkent Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu’nun 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü münasebetiyle düzenlediği panele konuşmacı olarak davetliydim.

Panelde bana tanınan süre içerisinde yabancıların Gelibolu bizim Çanakkale Savaşları olarak adlandırdığımız bu kanlı mücadeleyi, sebeplerini, bölgeye ve dünyaya etkilerini neden sonuç ilişkileri içinde anlatmaya çalıştım.

Öğrencilerden etkilendim

Gerek beni panele davet eden ve Bilkent yerleşkesi içinde bulunduğum süre içerisinde bana mihmandarlık yapan gerekse panele dinleyici olarak katılan öğrencilerden gerçekten etkilendim ve pozitif elektrik yükü aldım. Hepsinin gözlerinin ışıldadığını, öğrenme duygusu içinde olduklarını ve ruhlarında bilim ateşinin yandığını gözlemledim. Bu öğrencilerle aileleri ve hocaları ne kadar öğünse azdır.

Panel sırasında dikkatimi çeken hususlardan birisi de bizi dinlemeye gelenler arasında türbanlı kız öğrencilerin bulunmamasıydı. Çok garibime gitti! Çünkü panel başlamadan önce yerleşke içinde bana mihmandarlık yaban öğrenci ile dolaşmış ve türbanlı kız öğrenciler görmüştüm.

Beklentim onların da panele katılacağı yönündeydi. Daha bir hafta önce Kartal Uğur Mumcu mahallesinde düzenlenen Milli Anayasa Forumu sırasında bizi dinlemeye gelen türbanlı kadınlarımızı görmüş ve sevinmiştim.

Türbanlı öğrenci yoktu

Panel bitikten sonra bizi dinlemeye gelen bir grup öğrenci ile konuşurken onlara ’’ Salonda niçin türbanlı öğrenci yoktu? “ diye sordum. Cevaben “ Türbanlı arkadaşlarımız bu tür milli günlere katılmazlar “ dediler. Bu cevabı duyunca şaşkınlığım bir kat daha arttı.

Hatta öğrencilerden biri “ Geçenlerde okulda Atatürk’ün Nutuk kitabını dağıtıyorduk, kitabı bir türbanlı öğrenciye uzattığımda ‘ Ben komünist miyim ki Nutuk’u okuyacağım ‘ diyerek kitabı almadığını “ anlattı.

Aman Allah’ım bu nasıl bir cevap, bu ne biçim düşmanlık! Böyle bir hainliğe ve bilgi fukaralığına dünyanın hiçbir yerinde gerçekten rastlayamazsınız. Siz saf ve temiz zihinleri virüsle kirletiyor ve toplumsal ortak aklın düzgün çalışmasını engelliyorsunuz. Bunun toplumsal barışa bir katkısı olabilir mi?

Hukuk ve Siyaset Bilimi

Başka bir öğrenci türbanlı öğrencilerin en çok hukuk ve siyaset bilimi dallarında kümeleştiklerini mühendislik bölümlerine pek itibar etmediklerini anlattı. Sizce bunun nedeni ne olabilir?

Bunların bilgi ile bilimle işleri yok, akılları fikirleri devleti ele geçirmek. Altın nesil bu işte! Evlere girip Delil Üretim Merkezleri’nde ürettikleri evrakları koymak, bilgisayarlara dijital terör unsuru belge atmak! Daha sonra da Ergenekon ve Balyoz türü operasyonları vizyona koymak. Amaç çok açık, karşı devrime yönelik olarak darbe yapmak! Bir buluş, bir patent veya bir sanat eseri ürettiklerini ve ortaya koyduklarını gören duyan var mı? En iyi bildikleri yalan, dolan, karalama ve iftira!

AKP ve Cemaat

Ülkemizde birbirine düşman iki tip insan yetişiyor. Birincisi eleştirel aklın hakim olduğu, bilim egemen kafalı ve milli değerlerine bağlı, ikincisi ise milli değerlerine düşman olan ve ortaçağ karanlığından medet uman insan tipi. Bu gidiş kanlı kapışmaya ve iç savaşa gidiştir. Batı’da eğitim ve öğretim sistemleri böyle bir bölünmeye ve kamplaşmaya asla izin vermez.

Bu kötü gidişin baş sorumlusu emperyalizm ve onun işbirlikçileri olan AKP ve misyoner okulları/dershaneleri ile Cemaattir.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...