Ne oldu da birden bire terör azdı ve gelen şehitlerimizin sayısı arttı? Halbuki terörle mücadele durdurulmuş, PKK denen terörist organizasyonla masaya oturulmuş ve Türkiye adım adım bölünmeye doğru taşınıyor olsa da, her şey tıkırında gidiyorken kim ve hangi eller bu şer ittifakını bozdu, ülkemiz ve özellikle de güneydoğu yangın yerine döndü?

Hiçbir şey durup dururken olmaz. Halen yaşadıklarımız da durup dururken olmadı. Bu yazımızda bu konuyu masaya yatırmaya ve analiz etmeye çalışacağız.

Şimdiyi anlayabilmek için konunun geçmişi ile birlikte büyük resme bakmak lazım. Sn. Erdoğan ve AKP hiç şüphe yok ki, ABD tarafından Türkiye’nin de içinde bulunduğu Büyük Ortadoğu Projesini (BOP) gerçekleştirmek için bulundu, desteklendi, iktidara getirildi ve korundu.

TC yolcu biz hancıyız

Her şey güzel gidiyordu. Sn. Erdoğan ve AKP’nin işini kolaylaştırabilmek için Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlar yapıldı. Bu operasyonların amacı daha sonra vizyona konacak “açılımlar”ın ve teröristlerle pazarlık masasına oturabilmenin önünü açmaktı. Asker içeri atıldı, itibarsızlaştırıldı, 2008’de terörle mücadele değersizleştirildi, mücadele edenlere kumpas kuruldu ve 2009’da “analar ağlamasın” söylemleri ile “açılımlar” başlatıldı. Terörizmle mücadeleyi durdurabilmek için askerin terörle mücadele etmesini engelleyecek yasalar çıkarıldı, askerin kışlasından çıkmasına müsaade edilmedi. Ama PKK, silah bırakmadı, silahlanmasına ve şehir yapılanmasına hız verdi ve bölge halkının temsilcisi konumuna sokuldu. PKK’nın bölge halkına “TC yolcu biz hancıyız, bize biat edeceksiniz” propagandası yapmasına imkan sağlandı.

Tam altı yıl sonra 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinden sonra terörle mücadeleye tüm hızıyla tekrar başlandı. Ama 6 yıldır terörle mücadele yerine müzakere ve müsamaha edildiği için çok zemin kaybedildiğinden daha sert ve kanlı bir mücadele işin doğası gereğiydi. Esasında terörle mücadeleye tekrar başlanacağının ipuçlarını seçimler öncesinde Sn. Erdoğan ve yakın çevresi AKP milletvekillerinin açıklamalarından anlamıştık. Çünkü yaptıkları kamuoyu yoklamalarında oylarının radikal bir biçimde düştüğünü güneydoğuda yaşayan seçmenin AKP’den HDP’ye döndüğü görülmüştü. Bu nedenle milliyetçi oyları alabilmek ve özellikle MHP tabanını AKP’ye yöneltebilmek için sanki “açılımları” yapan, Türk Milli kimliğine saldıran ve yok etmeye çalışan onlar değilmiş gibi milliyetçi söylemlere başlandı.

U dönüşü

7 Haziran Genel Seçimlerinden sonra acı gerçek görülünce “U dönüşü” hızlandı. Sn. Erdoğan 17 Temmuz’da bayram namazından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada HDP’yi eleştirdi ve “Dolmabahçe Mutabakatı”nı reddetti. Çünkü açılımlar ve PKK ile mücadele etmeme politikası AKP’ye oy kaybettirmişti. HDP’nin parti olarak seçime girmesi ve barajı geçmesi ise AKP için en büyük yıkım olmuştu.

HDP’nin tek başına seçimlere girmesinin ikna ve itici gücü ABD idi. Çünkü ABD Erdoğan ile yola devam etmek istemiyordu. Erdoğan’ın gücünü azaltmak için HDP’nin dördüncü parti olarak TBMM’ye girmesinin önünü açtı. HDP beklenenden fazla oy aldı. Çünkü Sn. Erdoğan’ın hukuku yok sayan, ceberrut ve otoriter yönetimi herkesi bıktırmış, hoşlanmasalar ve politikalarını onaylamasalar bile insanlarımızın bir bölümünü HDP’ye yöneltmişti.

400 milletvekili verseydiniz olmayacaktı

6 yıl önce terörle mücadele ABD istedi diye durduruldu ve müzakereye başlandı. “Açılımlar” da ABD istedi diye yapıldı. Bugün Suriye’nin kuzeyinde bulunan PKK’nın uzantısı PYD’nin arkasında nasıl ABD var ise dün Irak’ın kuzeyindeki PKK varlığının Türkiye tarafından temizlenmesini engelleyen de ABD idi. Türk kimliğine saldırı ve yeni anayasa girişimleri de BOP’un Türkiye ayağının yapılması gerekenleriydi.

Özetle söylemek gerekirse “açılımlar”dan, sözde çözüm sürecinden, terörle mücadele edilmemesinden ve ülkemizin merhale merhale bölünmeye doğru gidişinden ABD, AB ve PKK çok memnundu. Sn. Erdoğan ve AKP açısından da sorun yoktu! Ne zaman tek başına iktidar olma şansını kaybettiler ve başkan olmak bir hayal oldu, iste o zaman sorun başladı.

Bugün terörle mücadeleye tekrar başlamamızın nedeni ülkemizin çıkarlarını düşündüklerinden değil, kendi siyasal ve kişisel çıkarları içindir. Sn. Erdoğan “400 milletvekili verseydiniz bunlar olmayacaktı” diyor. Gerçekten haklı! Terörle mücadeleye başlamayacaklardı!

Terörle mücadelede kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Jandarma Genel Komutanlığı’na ve Türk Polisi’ne başarılar dilerim.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...