Yaşadığınız şehirde, İlçede veya köyde durum nedir bilmiyorum ama İstanbul çok kötü. Hemen her yerde, her semtte ve her köşe başında Suriyeliler dileniyorlar. Beyoğlu’nda, Şişli’de, Bakırköy’de, Sarıyer’de, Kadıköy’de, Ümraniye’de, Erenköy’de ve çevre yollarında ellerinde durumlarının iyi olmadığını, Müslüman Suriyeli olduklarını ifade eden Türkçe yazılar bulunan insanlar size yaklaşarak para istiyorlar.

Geçende ailece dilenen böyle bir grup bana yaklaşınca kendileri ile iletişim kurmaya çalıştım. Gerçekten kim olduklarını anlamaya çalıştım ve kimliklerini görmek istedim. Üzerlerinde kim olduklarını belirtir hiçbir şey yoktu! Daha sonra araştırdım hepsi bu durumdaymış. Bu nasıl bir kepazelik ve aymazlıktır. Dünyanın hiçbir yerinde ve İstanbul gibi bir metropolünde böyle bir güvenlik zafiyeti olamaz ve müsaade etmezler.

Saldım çayıra

İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve Polis ne yapıyor! Yarın bu insanlar para için silah kullanacaklar, asayiş sorunu yaratacaklar, Hatay, Adana ve Mersin gibi güney bölgelerimizde yaratıyorlar da! Bu durumda Türkiye’de 1 milyon insan olduğu yabancı basında yazılıyor, yarın bunların Türkiye’nin karıştırılmasında rol alacağı söyleniyor.

Bu durumun sorumlusu ise Erdoğan liderliğinde AKP hükümetinin iş bilmez, niteliksiz ve hayal dünyasında yaşayan yalan yanlış politikalarıdır. Ama bu değerlendirmelere merkez medyada rastlayamazsınız. Çünkü sansür var. Bu gerçekleri halkın gözünden kaçırmaya çalışıyorlar. Anlayacağınız Allah’a emanetiz, Erdoğan’ın dünya görüşüne uygun olarak “Saldım çayıra Mevlam kayıra” şeklinde yönetiliyoruz.

Suriyelilerle başlayınca aklıma geldi. Temel eşi Fadime’yi kaybetmiş. Çocuklarını da evlendirdiğinden yalnız yaşamak zorunda kalmış. Gel zaman git zaman çocuklar yalnız yaşamanın babaları için ne kadar zor olduğunu görerek anlamışlar. En sonunda kendi aralarında konuşmuşlar ve babalarını evlendirmeye karar vermişler.

Acele etmeyin

Çocuklar biraz da mahcup bir edayla “baba yalnız yaşamak senin için zor oluyor, evlatların olarak bu duruma üzülüyoruz, eğer sen de uygun görürsen etrafta Suriyeli kimsesiz kadın çok, seni onlardan birisi ile evlendirmek istiyoruz” derler. Temel gayet mutlu bir ifade ile çocuklarının gözlerine bakar ve “uşaklar acele etmeyin bakın Ukrayna’da karıştı” der.

Gerek Suriye’yi gerekse Ukrayna’yı karıştıran ve istikrarsızlaştıran iradenin Temel’in yalnızlığını gidermek için fırsat yaratma endişesi yok. Emperyalizmin amacı kontrollü kaosla ve yaratıcı tahriple Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgeye yönelik planlarını gerçekleştirmek ve bölgeyi yeniden dizayn etmek.

IŞİD’in Musul’u işgali, IŞİD ve El-Nusra arasında gerçekleşen yakınlaşma bile emperyal iradenin bölgeye yönelik hamleleridir. Gözlemlere, verilere ve analize dayalı kıymetlendirmeler göstermektedir ki, son 10 yılda bölgemize yönelik emperyal planların realizasyonunda çok ciddi mesafeler kaydedilmiştir.

Ehven-i şer

Bakınız Cumhurbaşkanlığı için aday gösterme süresinin bitmesine 3 gün kaldı bize sunulan iki adayda ABD’nin seçeneği. Nerden yersen ye! Biz seçeneksiz kaldık! Şu ana kadar 20 Milletvekili bulamadık. Karşınızdaki gücü görebiliyor musunuz? Ne bekliyordunuz, papatya falı açıp acaba müttefikimiz Türkiye’de halk kimi seçecek diye beklemelerini mi?

Kim seçilirse seçilsin emperyalizm kazanacak. Esas tercihleri Ekmeleddin! Olmasa da fark etmez. Erdoğan’la da sopa, havuç ve şantaj enstrümanları ile bugüne kadar nasıl çalıştıysalar aynen devam ederler. Emperyalizm asla yumurtalarını tek sepete koymaz.

Bazı dostlarımız Ekmeleddin için ehven-i şer veya kötünün iyisi diyorlar. Doğrusu her ikisini de reddetmek bu toprakların seçeneğini yaratmaktadır. Bu seçeneği yaratma mücadelesinde taşın altına kişisel ve örgüt çıkarları nedeni elini sokmayan herkes az veya çok suçludur.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...