Yabancı gözlemcilerin katılımına, yerli ve yabancı basının yakından izlemesine müsaade edilen askeri tatbikatların esas amacı mesaj vermektir. Bu mesajın iki yönü vardır. Birincisi iç kamuoyuna yöneliktir; ‘’ Silahlı Kuvvetleriniz her durum ve şart altında ülkenizin güvenliği ile hak ve çıkarlarını koruyabilecek imkan ve kabiliyettedir.’’ İkincisi ise dış dünyaya ve özellikle hedef ülke ( çıkarlarını tehdit eden ) veya ülkeleredir; ’’ Eğer ülkemin hak ve menfaatlerini yok sayarsan bunu sana pahalıya mal eder, canını yakarım. ‘’ Bu mesajlarla elde edilmek istenen amaç içeriye güven vermek, dışarıda ise caydırıcılık sağlamaktır.

Basından takip etmişinizdir, İran 24 Aralık 2011’de başlayan yeni yılın ilk günleri de devam eden 10 gün süreli Veleyat-90 adında bir askeri tatbikat icra etti. 2 Ocak 2012’de tamamlanan tatbikata ağırlıkla İran Deniz Kuvvetleri ve Devrim Muhafızları katıldı. Tatbikat Basra Körfezinde, Hürmüz Boğazı ve yaklaşma sularında, Umman Körfezinde ve Kızıldeniz’in güney girişinde bulunan Aden Körfezinde yapılmıştır. Bu alanın büyüklüğünü gözünüzde daha iyi canlandırabilmeniz için şöyle bir kıyas yapmak mümkündür. Tatbikat alanının bir uçtan diğer uca mesafesi Hopa-İskenderun hattından çok daha uzundur.

Tatbikata su üstü gemileri, denizaltılar, savaş uçakları, sahilde konuşlandırılan mobil füze bataryaları ve özel birlikler katıldı. Denizde savaş oyunları oynandı, top, torpido ve güdümlü mermiler ile envantere yeni giren ve geliştirilen füzelerin atışları yapıldı. İran’ın icra ettiği bu tatbikatı ABD’nin Bahreyn’de konuşlu 5.Filo unsurları yakından izlediler.

Biliyorsunuz, epeyce bir süredir ABD ‘’ nükleer silah geliştirmeye çalıştığı ‘’ iddiası ve bahanesi ile İran’a karşı örtülü, zaman zaman da açık bir savaş sürdürmektedir. İran’daki bazı bilim adamlarına yönelik suikastlar, nükleer tesis olduğu savı ile bazı alt yapı tesislerine sabotajlar, muhalifleri kışkırtmak için verilen her türlü destek, yoğun espiyonaj ( casusluk ) faaliyetleri, ülkenin hava sahasında istihbarat elde etme amaçlı İHA ( insansız hava aracı ) uçuşları ve uzun süredir sürdürülen ekonomik ve siyasi yaptırımlar bu düşmanca tavırlardan sadece bazılarıdır. ABD Başkanının 2011’in en son günü İran Merkez Bankasına yönelik aldığı bir kararla yeni yılda ‘’ İran’ın petrol ihracatının engelleneceği ve İran’a yönelik baskıların arttırılacağı ‘’ ipuçlarını vermiştir. İran ise ‘’ Bunun savaş ilanı olduğunu ‘’ en yetkili ağızlardan açıklamıştır.

Görülen o ki ABD Başkanı, İsrail’in ve yaklaşan başkanlık seçimleri nedeniyle Musevi Lobisinin kuyruğuna daha fazla girmiş ve ABD’nin Ortadoğu’daki uzun vadeli menfaatlerini yok sayan sadece İsrail’in aklıselim süzgecinden geçmemiş kısa vadeli çıkarlarına odaklanan yaklaşım içindedir.

İran bu tatbikatta ülkesini nasıl savunacağını, savunma gücünü ve köşeye sıkıştırıldığında Hürmüz Boğazını nasıl kapayabileceğini göstermiştir. Gerçekten de imkanları incelendiğinde, deniz yolu ile yapılan ham petrol taşımacılığının yüzde 40’ının geçtiği bu su yolunun İran tarafından kapatılması ve trafiğin engellenmesi mümkün görünmektedir.

İran Hürmüz’den geçen deniz trafiğini, burasını mayınlayarak, mayınlayacağım tehdidini yaparak, boğazda gemi batırmak suretiyle özellikle büyük tonajlı tankerlerin geçişlerini fiziki olarak engelleyerek, denizaltıları ile geçiş yapan tankerlere torpido atışları yaparak, gayri nizami harp unsurları bindirilmiş yüksek süratli botlarla geçiş yapan tankerlere saldırarak ve karadan füze taarruzları yaparak engelleyebilir.

Geçen cumartesi günü tatbikat sırasında İran Deniz Kuvvetleri ‘’ füze atışı yapacağım boğazı kapadım ‘’ dedi, 5 saat boyunca ne bir ticaret gemisi ne de bir harp gemisi geçebildi. Daha sonra ‘’ füze atışını ileri bir tarihe erteledim ’’ dedi. Görüyorsunuz tehdidi bile yetti. Örneğin İran ‘’ önümüzdeki günlerde Hürmüz’ün mayınlayabilirim ‘’ desin, sigorta ve navlun fiyatları hemen yukarı fırlar, sadece bunun için ham petrol 50 dolar oynar.

İşte İran Velayet-90 tatbikatını bu ortamda yapmıştır. Tatbikat sırasında yaptığı eğitimlerle, başarılı füze atışları ve komutanlarının yaptığı açıklamalar ile İran dünya kamuoyuna şu mesajı vermek istemektedir. ‘’ İsrail ve ABD’ye dur deyin, bunlara destek vermeyin, bunlar bölgeyi ve dünyayı ateşe atıyor. Şakam yok, Hürmüz Boğazını kapatırım. Boğaz kontrolüm altındadır, bunu yapmaya muktedirim. Bu boğazı ya hep beraber kullanırız ya da hiçbirimiz. ‘’

Sevgili okurlar gerçekten İran’a müdahale bölgemizin ve ülkemizin çıkarına değildir. Ayrıca dünyanın bazı saygın siyaset bilim insanları ‘’ bu savaşın küreselleşme tehlikesi var ‘’ diyor. 2010 yılında yaklaşık 17 milyon ton ham petrol ithalatı yapmışız ve bize maliyeti 10 milyar dolar. Şu anda ham petrol fiyatı 103 dolar, müdahale veya Hürmüz’den yapılan ham petrol trafiğinin kesilmesi durumunda, uzmanlar ‘’ fiyatın 250 dolara kadar yükseleceği ‘’ tahmini yapıyor. Bu arada petrol ithalatımızın en büyük bölümünün sırasıyla İran, Irak ve Rusya’dan olduğunu biliyor musunuz? ABD’yi anladık ta bizimkilere ne oluyor?

Bence bunlar ya hesap bilmiyorlar, ya da dayak yememişler.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...