28 10, 2020

97 YAŞINDAKİ CUMHURİYETİMİZ NİÇİN ZOR DURUMDA?

2020-10-28T07:07:25+00:0028/ 10/ 2020|Tags: , , , , |

97 yıl önce 28 Ekim 1923 akşamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çankaya’da “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz” dediğinde şaşıranlar, Cumhuriyetin ne anlama geldiğini aklı ve havsalası almayanlar vardı. Ne yazık ki bugün, o gün şaşıranların da çok ama çok gerisinde bir zihniyet ülkemizi yönetiyor. İşte bu yüzden ülkemiz felakete doğru sürükleniyor, Ortadoğu bataklığına saplandık, tüm dünyada ötekileştik, ekonomimiz iflas etti, toplumumuz ayrıştı ve kamplaştı, demokrasi ile yönetilmeyen ülkeler sınıflandırmasına dâhil edildik ve tek

17 08, 2020

ALLAH’IN CEZASI MI?

2020-08-17T06:58:09+00:0017/ 8/ 2020|Tags: , , , , , , |

Merkez üssü Gölcük olan 1999 Marmara Depremi felaketinin 21.yıldönümünü idrak ediyoruz. Bugün size bu felakete yakından tanıklık etmiş ve deprem sonrasında Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda kurulan Kriz Merkezi’nde çalışmış, hasar tespit, kurtarma ve yardım faaliyetlerinin içinde bulunmuş biri olarak değerlendirmemi sunacağım. Her 17 Ağustos’ta veya her yaşadığımız deprem felaketinden sonra genellikle binaların çürüklüğü, Türkiye’nin aktif fay hatları üzerinde olduğu, tedbir alınmadığı ve İstanbul’da büyük bir depremin eli kulağında olduğu gibi şeyler yazılır. Esasında bunların hepsi

30 06, 2020

İKTİDAR İÇİN 1 TEMMUZ’UN ÜÇ KURUŞLUK BİLE ANLAMI YOKTUR!

2020-07-01T04:22:29+00:0030/ 6/ 2020|Tags: , , , , , , , , , |

Bugün 1 Temmuz 2020. Kabotaj ve Denizcilik Bayramımızın 94’üncü yıl dönümü. Kabotaj; bir devletin kıyıları, karasuları, göl ve akarsularında yürütülen tüm denizcilik faaliyetlerinin kendi tekelinde icra edilmesi demektir. Osmanlı’da bu faaliyetler kapitülasyonlar yolu ile yabancılara verilmişti. Biz bu hakkımızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yaptığımız Kurtuluş Savaşı sonrasında, 1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren 815 sayılı Kabotaj Kanunu ile geri aldık ve yabancıların kapitülasyonlarla kazanmış olduğu imtiyazlara son verdik. Deniz Zenginlik Demektir

15 05, 2020

İSYAN MUHTIRASI

2020-05-15T09:12:18+00:0015/ 5/ 2020|Tags: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , |

Strateji; bir devletin ulusal hedef ve amaçlarına ulaşmak için tüm ulusal güç unsurlarını organize eden ve ana hedeflere yönelten uzun soluklu yolun adıdır. Taktik ise stratejik hedeflere ulaşmak maksadıyla belirlenen alt hedefleri ele geçirmenin yoludur. Strateji ile taktik arasında fark değil, uyum aranır. Stratejik hatalar, taktik başarılarla giderilemezler. Daha da açık söylemek gerekirse; yanlış stratejiler, en yaratıcı ve en doğru gözüken taktiklerle bile asla ve kat’a düzeltilemezler. Halen ülkemizi yöneten iktidar, kurucu

23 04, 2020

KİŞİLER, OLAYLAR, FİKİRLER…

2020-04-23T05:59:41+00:0023/ 4/ 2020|Tags: , , , , , , , |

1900-1986 yılları arasında yaşayan, ilk nükleer denizaltı olan Nautilus’u bizzat tasarlayan, politik çıkışları, geleceğe yönelik öngörüsel yaklaşımları ile düşünce, duygu ve ilkeleri özlü sözlerle (aforizma) açıklama yeteneğine sahip Amerikalı Amiral Hyman George Rickover şöyle diyor; “Küçük insanlar kişileri, normal insanlar olayları, büyük insanlar ise fikirleri tartışırlar”. Bilim insanları, felsefeciler ve yazarlar tarafından oldukça kabul gören ve çokça referans yapılan bu özdeyişte insanın küçük, normal ve büyük olması durumu ile kastedilen; insanın zihin

17 04, 2020

KİMSESİZLERİN KİMSESİYDİ, YA ŞİMDİ?

2020-04-17T18:03:23+00:0017/ 4/ 2020|Tags: , , , , , , , , , , |

Türkiye Cumhuriyeti; insanlığın düşünsel evriminin bir ürünü olan Aydınlanma ilkeleri ve bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir” şeklinde ifade edildiği gibi çağdaş fikirlerin üzerine inşa edilmiştir. Ama Ortaçağ devleti olan Osmanlı’da durum böyle değildi! Osmanlı zamanında ülkenin tamamı padişahın mülküydü! Üzerinde yaşayan insanlar da kulları! Yani devlet demek, padişah demekti! Zaten padişaha da “Devletlum” diye hitap edilirdi. Eşitlik, kardeşlik, özgürlük, vatan ve millet gibi kavramlar Osmanlı’da yoktu! Bunlar insanlığın

28 03, 2020

ASIL SORUN: TÜRKİYE’NİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ ÇÖKERTİLDİ!

2020-03-28T13:40:39+00:0028/ 3/ 2020|Tags: , , , , , , , , , , , |

Korona Virüsü salgını tehdidi, ülkemiz için her geçen gün daha çok büyüyor. Bunun en büyük nedeni ise iktidar. Çünkü iktidar krizi çok kötü yönetiyor. Hatta yönetemiyor dersek, daha doğru olur. Aynen film izleyicisi gibi edilgen biçimde gelişmeleri izliyor ve bırakın ufkun ötesini, yarını bile göremiyor ve filmin nasıl biteceğini öngöremiyor. Korona tehdidinin vurduğu bir ülkede, merkezi otoritenin yani iktidarın korona virüsü taşıyanlara erişim hızı ve bunları toplumun geri kalanından izole etme gücü

18 03, 2020

NE İDLİB, NE DE BEDİR! ÇANAKKALE TEKTİR!

2020-03-19T05:17:29+00:0018/ 3/ 2020|Tags: , , , , , , , , |

Esasında bugün (18 Mart 2020) Çanakkale’de, Çanakkale Zaferi’ni anlatacaktım. Ama kısmet olmadı. Küresel boyut kazanan ve ülkemizde de halk sağlığını çok ciddi bir biçimde tehdit eden korona virüsü salgını nedeniyle iptal etmek zorunda kaldık. Hatta bu kapsamda; 21 Mart’ta Balçova-İzmir’de gerçekleşmesi planlanan konferansımızı ve 4 Nisan için Londra’da yapılması planlanan, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri anlatacağımız konferansımızı da iptal ederek daha sonra belirleyeceğimiz ileri bir tarihte yapma kararı aldık. Bugün bu

21 12, 2019

ÇIKAR ÇATIŞMASI

2019-12-21T14:59:56+00:0021/ 12/ 2019|Tags: , , , , , , , , , |

Geçtiğimiz günlerde, Katar Emirinin annesi Şeyha Moza’nın Montrö Sözleşmesinin masaya gelmesine neden olarak Türkiye’nin yaşamsal çıkarlarının ve güvenliğinin zedelenebileceği, talana, ranta ve çevre felaketlerine yol açabileceği gibi nedenlerle tepki çeken Kanal İstanbul güzergâhından 44 dönüm arazi satın aldığı ortaya çıkmıştı. Erdoğan ise Malezya’da gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşide Kanal İstanbul’un yapılmasının planlandığı güzergâhta Katar Emirinin annesinin arsa aldığını bir anlamda doğruladı ve gazetecilere “Kanal İstanbul’la ilgili bir defa çok çirkin olan şey şu; Katar

4 12, 2019

HANGİ İSLAM?

2019-12-04T18:52:12+00:004/ 12/ 2019|Tags: , , , |

Erdoğan’ın geçen hafta Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen 6. Din Şurası’nda yaptığı konuşmada söyledikleri hem doğru değil hem de bilimsel, sosyolojik ve teolojik bir temeli yok. Daha da önemlisi; bu açıklamaları kendisinin de üzerine yemin ettiği Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ilkeleri ile cepheden çelişen, evrensel çağdaş hukukla ciddi problemleri olan, insanlığın yarattığı ortak medeniyetin bugün geldiği yerle uyum içinde olmayan fikirler manzumesi adeta. Konuşmasına; “Dinimiz İslam, hayatın tüm alanlarını kuşatan ve kucaklayan kurallar

Go to Top