Emperyalizm Yugoslavya’yı, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Sırbistan, Slovenya, Makedonya, Karadağ ve Kosova olmak üzere tam tamına 7’ye böldü. Hatta Bosna-Hersek’i de kendi içinde üç mini yapıya ayırdı. Bunları yapabilmek için önce kıvılcımı çaktı, kan dökülmesine elverişli ortamı yarattı ve daha sonra kurtarıcı olarak duruma müdahale etti ve barışı sağladı.

Avrupa Birliği (AB) yanı başında akan bu kanı durdurmadı. Çünkü AB’nin bazı büyükleri burada bölünmenin çıkarlarına olduğu hesabını yaptılar.

Yugoslavya’da Arnavutlar ve Türkler hariç diğerleri Slav etnik kökeninden geliyorlardı. Boşnaklar hariç Slavlar mezhepsel farklılıkları olsa da Hıristiyan dinine mensuptular. Emperyalizm ayni dili konuşan, aynı etnik kökenden gelen ve aynı dine inan insanların birbirinden ayrılmasına yardım ve yataklık etti. Bir araya gelmeleri ve beraber yaşamaları için gayret göstermedi.

Bugün Irak, etnik ve mezhepsel olarak fiilen üçe bölünmüş durumda. Körfez Savaşları (1991 ve 2003) ve 2005 tarihli Irak Anayasa’sı bu bölünmenin alt yapısını ve iklimini hazırladı. Halen yürürlükte olan Irak Anayasa’sı toplumu etnik ve mezhepsel kompartımanlara ayırmaktadır. Türkiye’de de böyle bir anayasa hazırlamak istediler, başaramadılar ama vazgeçmediler.

Sirenayka, Trablus ve Fizan

Libya bugün fiilen üçe bölünmüştür. Her geçen gün bölünme gerçeklik kazanmakta ve alt yapısı hazırlanmaktadır. Libya müdahalesinin bölme amacına yönelik olduğunu 27 Ekim 2011 tarihinde “Sirenayka, Trablus ve Fizan” başlıklı yazımızla bu köşede size analizini yapmıştık.

Emperyalizm küresel tek düzeni kurabilmek, hegemonyaya direnen ve direnebilecek potansiyel yapıları ufaltabilmek, enerji kaynaklarını kontrol edebilmek, sömürebilmek ve daha kolay yönetebilmek için çıkarına olmak şartıyla dünyanın her yerinde bölünmeyi desteklemektedir.

Ama Birleşik Krallık’ın (United Kingdom) bölünmesine, İskoçya’nın İngiltere’den ayrılmasına imkan sağlanmamıştır. Burada bölünme şimdilik emperyalizmin işine gelmemektedir.

Emperyalizm ve onun temsilcileri dünyanın her yerinde bölünmeyi ve parçalanmayı desteklerken Kıbrıs’ta tam tersini yapmaya çalışıyorlar sizce neden olabilir?

Müslüman Türkler Kıbrıs’ta 1571’den beri varlar. Ayrıca ada Rumlardan veya Yunanlılardan değil Venediklilerden alınmış. Şimdi bir şekilde buradan Türkleri atmak istiyorlar. Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında birleştirme hikayesi bunun adıdır.

Akritas ve İfestos

Geçtiğimiz çarşamba tarihe Kanlı Noel olarak geçen barbarlığın 51’inci yıldönümüydü. Türkleri yok etmeye ve soykırıma tabi tutmaya yönelik saldırılar 21 Aralık 1963’te başladı ve 24 Aralık’ta vahşet doruk noktasına ulaştı. Dr. Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunu evde delik deşik ettiler ve banyo küvetinde katlettiler.

1974’de yapılan harekat gerçekten adaya barış getirdi! O günden beri Kıbrıs’ta toplumlararası çatışma olmadı, barış ve huzur var.

Kıbrıs’ta yaşayan Türkleri, soykırım yaparak ve göçe zorlayarak yok etmek istediler. Bu kötü niyetin inkar edilemez belgeleri var. Soykırım palının adı AKRİTAS. Bu planın bir de harekat emri var. Ayrıntıları içeren, hangi Türk köyünün hangi birlik tarafından imha edileceği ve hangi toplu mezarlara gömüleceği gibi! Onun adı da İFESTOS. Bu deliller elimizde.

Farklı etnik yapılardan gelen, farklı kültürlere sahip, aynı dili konuşmayan, aynı dine inanmayan ve geçmişe yönelik kötü deneyimleri olan iki farklı toplumu niçin birleştirmeye çalışıyorsunuz. Bunu istemek ve desteklemek iyi niyetli bir yaklaşımın ifadesi olabilir mi? Size tecavüze yeltenen ve öldürmeye çalışmış birisi ile aynı evde yaşamanız önerilse ve istense buna rıza gösterir misiniz?

Denizciler “Tarihini bilmeyen milletler pusulasız gemi gibidir, sığınacak liman bulamazlar” derler, ne kadar doğru değil mi?

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...