Ülkeler de gemi gibidir. Sadece büyüklüğü ve içindeki can sayısı fazladır. Ülkelerin de aynen gemiler gibi, sevk ve idare sorumluluğunu elinde tutan kaptanları vardır. Parlamenter rejimlerle yönetilen bizim gibi ülkelerde, bu kaptan Başbakandır. Başbakanların çok büyük yetkileri ve aynı zamanda büyük sorumlulukları vardır. Ama bu yetkileri sınırsız değildir. Başbakanı sınırlayan; anayasadır, yasalardır, yargıdır, basın özgürlüğüdür, ülkenin kuruluş felsefesidir, tarihin derinliklerinden gelen ana rotasıdır ve daha bir sürü yazılı olan veya olmayan kurallar demetidir. Yani; her istediğini yapamaz, keyfi davranamaz, yetki ve sorumluluğunu başkasına devredemez, ederse suç işlemiş olur.
Ne yazık ki; Türkiye Gemisi ana rotasından çıkmış, sığ ve tehlikeli sularda hızla felakete doğru seyretmektedir.
Bilmem ilgi alanınıza girer mi? Türkiye; ekonomisi, iç barışı, güvenliği ve dış politikası ile karaya oturmak ve parçalanmak üzeredir.
Referandumda “HAYIR” demek; felakete doğru bu gidişi durdurabilecek ve Türkiye gemisine tekrar güvenlikli sulara doğru rota değişikliği yaptırabilecek ilk ve en önemli hamle olacaktır.
Türker Ertürk
