Sanırım son günlerde kız-erkek olarak bir arada yapılan karma eğitim düşmanlığını, bu sistemi adım adım ortadan kaldırmaya yönelik girişimleri görüyorsunuzdur. Bunun tek bir anlamı var; ahlaksızlığa ve sapıklığa doğru dörtnala gidiş.

Kadın ve erkeği benzin ile ateş gibi gören, onları doğal olmayan şekilde toplumsal yaşam içinde birbirinden ayıran ve yalıtan toplumlarda cinsel sapıklıklar tavan yapar. Ölü seviciliği, sübyancılık, oğlancılık ve ensest ilişki bu toplumlarda yaygınlaşır. Yasakçı toplum zihniyeti bu tür normal olmayan ve tıbbi tedavi gerektiren sapıklıkları tetikler. Barbie bebekten tahrik olmak bu tür toplumlarda veya toplumların bu tür kesimlerinde gözükür.

Bu girişimleri yapanların ve destekleyenlerin ortak paydası Atatürk düşmanlığıdır. Çünkü Atatürk adam olmaktır, etik ve ahlaki değerlere sahip olmaktır, küçük kızlara tasallut etmemek, kadının yaşamını aşçılık, çocuk bakıcılığı ve hizmetçilik üçgeni içine mahkum etmemektir.

Emperyal kurgulama

Atatürk aynı zamanda okumak, anlamak ve değerlendirme yapabilmektir. Nasıl mı? Bakınız bugün Fas’tan Hindistan’a, Türkiye’den Somali’ye ve Yemen’e kadar geniş bir coğrafya içinde yaşadığımız zorlukların, savaşların, çatışmaların, huzursuzlukların, müdahalelerin, kanın, kinin ve gözyaşının sebebi emperyal planlara yönelik kurgulamalardır.

Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu Projesi bu kurgulamalardan sadece birisinin adıdır. Özetle söylemek gerekirse emperyalizm bu bölgede bulunan yüksek çıkarları için 50 yıldır, 40 yıldır ve 30 yıldır bugün yaşadıklarımızla birebir örtüşen planlar yapmış hatta bu planları düşünce kuruluşlarında ve üniversitelerinde kendi toplumunu doktrine etmek için tartışmışlar bile! Hatta Türkiye’yi de içine alan yeni siyasi haritalar çizmişler.

Öğrenciler hocalarına, genç asker ve bürokratlarda komutanlarına ve amirlerine “ Açık açık yazıyoruz ve tartışıyoruz bölge ve Müslümanlar için neler planladığımızı, karşı tedbir almazlar mı? “ diye sorarlar.

Tecavüz Planın Eş Başkanı

Karşılığında “ Okumazlar ki! “ yanıtını alırlar. Doğru değil mi? Okuyor olsak Türkiye’nin de dahil olduğu bölge ülkelerine karşı yapılan tecavüz planının eş başkanlığına soyunur muyuz?

Gerçekten okumuyoruz! Japonya’da ortalama olarak bir kişi senede 24 kitap, İngiltere’de 12, Fransa’da 7 kitap okuyor. Sıkı durun Müslüman ülkeler içinde en iyisi Türkiye olmasına rağmen ülkemizde ders kitapları hariç 12 bin kişiye senede bir kitap düşüyor. Başbakanımız okumamakla övünüyor. Okumaz ise hakkımızda kotarılan tecavüz planını nereden bilecek!

Müslümanlar hakkında tecavüz planı yapanlar ve “ Nasıl olsa okumazlar “ diyenler devam ediyor “ Okusalar da anlamazlar “ diyorlar. Ne kadar aşağılayıcı değil mi?

Bilim egemen kafa, Eleştirel akıl

Okuduğunu anlamak için bilim egemen kafalı olmak, hayatta en hakiki yol göstericinin ilim olduğunu iliklerine kadar sindirmek lazım. Müslüman dünyasında bilimin egemen olmadığını bilen Batılı, bu nedenle çok kolaylıkla “ Okusalar da anlamazlar “ diyebiliyor.

Emperyal planların sahipleri son olarak “ Anlasalar da değerlendiremezler “ diyorlar. Çünkü değerlendirme yapabilmek için eleştirel akla, sorgulayıcı beyine sahip olmak gerekiyor. Müslüman dünyada bu durumun olmadığını bildikleri için okusalar da, anlasalar da “ Değerlendiremezler “ sonucuna varabiliyorlar.

Ne diyorsunuz, bugün yaşadıklarımız bize “ Okumazlar, anlamazlar, değerlendiremezler “ yargısının doğru olduğunu göstermiyor mu?

Hainleri bir tarafa bırakırsanız ülkemizde Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerinin yarattığı iklimde yetişen bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip azımsanmayacak yurtseverimiz ve aydınımız, ülkemiz ve bölgemiz için sahneye konan tecavüz planlarını okumuş, anlamış ve değerlendirmiştir. Sorun bunun geniş halk kitlelerine anlatılamamasıdır.

Medyanın ele geçirilmesi, yandaş hale getirilmesi, korkutma, sindirme, maliye operasyonları, halka kimyasal silahlarla saldırı, kafalara kurşun sıkmak, Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi operasyonlar halkın uyandırılmasını engellemek ve kendisine karşı yapılan tecavüzden zevk almasını sağlamaktır.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...