Dün (4 Şubat 2014) itibarıyla, günümüzden tam olarak 57 yıl önce dünya denizciliği bir hayali gerçekleştirdi. ABD’ye ait dünyanın ilk nükleer denizaltısı USS Nautilus (SSN-571), 4 Şubat 1957de sualtında 20 bin fersahlık (1 fersah yaklaşık 3 mildir) seyir süresini tamamladı.

USS Nautilus denizlerin altında tam tamına 60 bin deniz mili (110 bin km.) kat ederek Jules Verne’nin “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah” adlı romanındaki hayali Nautilus denizaltısının hedefine ulaşmış oldu.

Bilim kurgunun babalarından sayılan Fransız yazar ve gezgin Jules Gabriel Verne’nin (1828-1905) eserlerinde ayrıntıları ile tarif ettiği buluşları o sıralarda gelişmekte olan Avrupa sanayisine ve teknolojisine esin kaynağı olduğu düşünülür. Denizler Altında Yirmi Bin Fersah (1870), Dünyanın Merkezine Yolculuk (1864), Seksen Günde Devri Alem, Jules Verne’nin en çok tanınan romanlarıdır.

Romandaki Nautilus, eski bir Hint prensi ve mühendisi olan Kaptan Nemo tarafından tasarlanmış, inşa edilmiş ve yönetilmiştir. Nautilus’un parçaları sipariş üzerine Le Creusot, Londra, Liverpool, Glasgow, Paris, Prusya (Krupp), Motola (İsveç) ve New York’da üretilmiş sonra da Nemo’nun adamları tarafından ıssız bir adada birleştirilmiştir. Denizaltının ve tayfasının ihtiyaç duyduğu tüm hammadde ve gıdalar denizden elde edilir, hızı saatte 50 deniz milidir.

USS Nautilus’ın yapımına 1951’de karar verildi, 1952’de kızağa kondu, 1954’de denize indirildi ve 22 Nisan 1955’de her şeyi ile tamamlanarak göreve başladı. Nükleer denizaltının en büyük özelliği sualtında çok uzun süre kalabilmesidir.

Kuzey Kutbu

Sualtında 20 deniz mili sürat yapabilen 98 metre boyunda ve 3530 ton ağırlığında bulunan USS Nautilus 1-5 Ağustos 1958 tarihleri arasında Alaska’nın Barrow burnu açıklarında dalarak Grönland Denizi’ne kadar Kuzey Kutbu’nun kalın buz örtüsünün altından bir uçtan öbür uca kadar sualtından geçerek tarihi bir sefer gerçekleştirmiştir.

USS Nautilus 25 yıl görevde kaldıktan sonra 1980’de hizmet dışına çıkarılır ve 1985’den beri Connecticut, New London açık hava müzesinde sergilenmekte olup yılda yaklaşık 250 bin kişi ziyaret etmektedir.

Bakınız Batı’da 1828 doğumlu bir bilim kurgu yazarı 1870 yılında hayali olarak bir denizaltı tasarlıyor, inşa ediyor ve bunu denizlerin altında 20 bin fersah seyahat ettiriyor. Bu hayal 1957’de gerçekleştiriliyor ve tarihe bilinçli bir şekilde not ettiriliyor.

Volter “Her toplum geçmişte ne ekmişse gelecekte onu biçer” diyor. Gerçekten çok doğru bir söz! Bugün insanlık uzayda seyahat ediyor. Mars’a gidiyor ve uzayda istasyonlar kuruyor. Ama bazı toplumlar bunu değil gerçekleştirmek, düşleyemez bile! Bir gün dünyamız yaşanmaz bir hale gelince imkanı olan toplumlar evrenin başka bir köşesine yaşamak için göç edecekler. Ya diğerleri!

Kutup Yıldızı

İnsanlığın bu başarısında tartışmasız en büyük etken Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. Yüzyıllarda gelişen akılcı düşünceyi ve bilimi esas alan, değişmez kabul edilen varsayımlardan ve önyargılardan özgürleşmeyi hedefleyen dönemdir bu! Tabi ki, Aydınlanmaya yol açan düşünsel gelişmeler; 15. 16. ve 17. Yüzyıllarda meydana gelen Rönesans ve Reform hareketleridir.

Ne yazık ki, Müslüman toplumlar bu evreyi geçirmediği ve yaşamadığı için günümüzde çok zor durumdalar. Bu yüzden yaklaşık 1,5 milyar nüfusu olan Müslümanlar bilim, teknoloji, üretim ve mucitlik adına ortaya doğru dürüst bir şey koyamamaktadırlar. Hatta en mükemmel din olan aklın kullanılmasını ve bilimi emreden İslam’ı da doğru anladıkları söylenemez. En iyi bildikleri şey, birbirlerini yemek, adam öldürmek, kavga etmek ve savaşmak! Ama kendi aralarında! Dışarıya karşı savaşacak güçleri bile yok!

Müslümanların çoğunlukta olduğu 57 ülke arasında bir Kutup Yıldızı var; onun adı Türkiye! Ülkemizi diğerlerinden farklı kılan en önemli etken Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri ve onun kazanımlarıdır. Bu kazanımlara yönelik olarak kat ettiğimiz mesafe kadar diğerlerinden ilerde, kat edemediğimiz mesafe kadar çağdaş dünyadan gerideyiz.

Bugün dünyada sadece 14 ülke harp gemisi dizayn edebiliyor. Aralarında bahsettiğimiz 57 ülkeden yalnız Türkiye var! Sanırım bunun bir anlamı olsa gerek! Türk Denizcisine, halen dünya denizlerinde dolaşan ve MİLGEM (Milli Gemi) projesi kapsamında yapılan Heybeliada ve Büyükada korvetlerinin düşünü gördüren, tasarlatan, dizayn ve inşa ettiren Atatürk’tür ve onun kurduğu laik okullarda yetişen bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip nesilleridir.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...