Geçtiğimiz cumartesi günü Ankara’da Nazım Hikmet Kongre Merkezi’nde yurdun her yanından gelen 4 bine yakın temsilcinin katılımı ile Milli Anayasa Kurultayı yapıldı. Bu kurultay 22 il ve 33 ilçede 500’ü aşkın sivil toplum kuruluşunun ve 20 bin insanımızın katımı ile sürdürülen kapalı salon çalışmaların sonuncusuydu.

Bu çalışmalarda AKP’nin yapmaya çalıştığı anayasanın ne olup olmadığı, TBMM’nin yeni anayasa yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı, gerek dünyada gerekse ülkemizde geçmişten bugüne anayasaların tarihi, yeni anayasaya kimin ihtiyacı olduğu, halkın anayasadan beklentileri konuları başta olmak üzere derinliğine görüşüldü, tartışıldı ve sonuç bildirileri ile kamuoyuna duyuruldu.

Kurultayın görkemi

Gerçekten Ankara’daki kurultay çok görkemliydi ve görülmeye değerdi. Keşke orada olabilseydiniz. Salona girebilenler kendilerini bu tarihi olaya tanıklıktan dolayı şanslı sayabilirler. Görkemin nedeni salonun çok süslü oluşundan değil yurdun dört bir tarafından gelerek kaderine ve ülkesine sahip çıkmaya çalışan yurtsever insanlarımızın coşkusundan kaynaklanmaktaydı.

Kurultay katılımcılar Ankara’ya kendi imkanlarıyla, ceplerinden ödedikleri paralarla, aile rızıklarından ayırdıkları ile geldiler. Ödenek, yolluk, kumanya, yemek ve ağırlama yoktu. Ya AKP liderliğinde bölücü anayasa peşinde olanlar! Onlara devletin, cemaatin ve emperyalizmin fonladığı sivil toplum kuruluşlarının namütenahi imkanlar sunuluyor, elden paralar veriliyor, yeter ki bölücü anayasaya destek ver.

Fiil yok, fail yok, kanıt yok

Kurultay’da gözlemlediğim havayı Cumhuriyetimizin ve Kurtuluş Savaşı mücadelemizin kurucu ruhunun şekillendiği Erzurum ve Sivas Kongrelerine benzettim. Kurultay’da kimler yoktu ki! Açılış konuşmasını eski TBMM Başkanımız Hüsamettin Cindoruk yaptı. Sayın Cindoruk özetle ‘’ Silivri tiyatrodur, orada hukuk yoktur, iddialarda fiil yoktur, fail yoktur, kanıt yoktur, bu iktidara halkın güveni yoktur ve bizimde güvenimiz yoktur ‘’ diyor ve ‘’ Başbakanın söylediklerini ve yeni anayasadan beklediklerini dinliyorum bu istekler faşist Mussolini anayasasında var. Türkiye, coğrafyası ve halkı ile bölünme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Mayıs’ta yazımına başlanacağı söylenen yeni anayasa bunun resmileştirilmesidir. ‘’ açıklamasında bulunuyor. Bu ülkemizde en üst düzeyde sorumluluk almış ve engin deneyime sahip bir siyasetçinin, yurtseverin ve duayen ( kıdemli ) bir hukukçunun halkına uyarısıdır.

Hiç şüphe yok ki, TBMM’nin yeni anayasa yapma yetkisi yoktur. Yeni anayasa bölücüdür, iç barışımızı dinamitleyecektir ve Atlantik ötesinden sipariştir. Bu yeni anayasaya demokratik olarak her platformda ne pahasına olursa olsun direnmek yurtseverliğin gereğidir.

Muhalefet partilerine uyarı

Muhalefet partileri Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndan derhal çekilmelidir. AKP’nin yeni anayasa çalışmalarında onlara ihtiyacı yoktur. Onlara biçilen görev suç ortaklığı ve meşrulaştırmadır. Kurultay’da oybirliği ile kabul edilen sonuç bildirgesi esas alınmalıdır.

Kurultay salonunda halkın gerçek temsilcilerini, ülkesinin kaderine ve kötü gidişine el koymaya çalışan Türk Ulusu’nun yükselen iradesini ve Kuvayi Milliye ruhunu gözlemledim. Bu ruh Kurtuluş Savaşı’nı veren, Birinci Körfez Savaşı öncesinde Turgut Özal’ın ‘’ bir koyup beş alma ‘’ kumar politikasına direnen ve Necip Torumtay’ın istifası ile tezahür eden, 1 Mart 2003 tezkeresini reddeden ve emperyalizmin emri ile hazırlanan bölücü anayasaya direnen ruhtur.

Bu ruh Kore’ye asker gönderen, Cezayir’e karşı emperyalizmin yanında olan, Libya için tezkere çıkaran ve buraya 6 harp gemimizi gönderen, komşumuz İran’a karşı ABD’nin İsrail’i koruyacak radarını Kürecik’te konuşlandıran, Suriye’ye bir bahane ile müdahale etmenin peşinde koşan, mazlumun yanında yer almayan ve Müslümanlara karşı Haçlıların taşeronu olan işbirlikçi ruha karşıdır.

Yeminine sadık kalmak

Görüyorsunuz Cumhurbaşkanı’ndan ve Başbakan’dan başlayarak siyasiler yaptıkları çeşitli konuşmalarda halktan ve kamu görevlilerinden yasalara karşı saygılı olmalarını istiyorlar. Bunu önce kendilerinden bekleriz! Çünkü kendileri ‘’ …Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim. ‘’ şeklinde yemin etmişlerdir. Saygıyı öncelikle onlardan bekliyoruz. Umarız çok şey istemiyoruzdur!

Esen kalın.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...