Denizcilik zor meslektir ve herkesin harcı değildir. Eğer bu harp bahriyesi olacaksa; zorluk katsayısı daha da artar. Çocuk yaşta başlanması gereken, uzun süreli eğitim ve öğretimi gerektirir. Zihnen, bedenen ve ruhen sıra dışı olmayı icap ettirir. İyi denizcilere sahip olabilmek için, kazanılması nesiller boyunca süren bilgi, beceri ve deneyimin aktarılabilmesine imkan verecek iklimin ve ortamın yaratılması şarttır.

Bir harp gemisinde nihai seyir hazırlığı; geminin tipine göre, 1 ila 4 saat arasında değişir. Gemi komutanı, “Seyre hazırız” raporunun gelmesi üzerine, manevralarda geminin komuta yeri olan “köprüüstüne” çıkar.

Bismillah vira!

Komutan tarafından ilk olarak “Bismillah, dümen ve makineler manevraya hazır ol” komutu verilir. Dümeni kullanan serdümen ve köprüüstü makine kontrolün başında bulunan operatör ayrı ayrı; “Dümen manevraya hazır” ve “Makineler manevraya hazır” raporu verirler. Komutan, bu raporları aldıktan sonra gemi eğer alargada (açıkta) demirli ise “Bismillah vira” komutu vererek işe başlar. Daha bir sürü karmaşık ama içeriğinde bilgi ve deneyim olan işlemlerden sonra, gemi planlı rotasına oturtulduktan sonra gemi komutanı “Hayırlı seyirler, Allah selamet versin” dedikten sonra, köprüüstünden iner.

Bir harp gemisinde çok küçük bir özetini vermeye çalıştığım bu faaliyetler, bir ibadet vecdi içinde yapılır. Denizciler, diğer kuvvetlerle ve diğer meslek grupları ile kıyaslandığında; en çağdaş, en ilerici ve en bilim egemen kafalı olmalarına rağmen, geleneklerine sahibiyet açısından en muhafazakar olanlarıdır.

Yukarda bazı örneklerini de gördüğünüz gemici dili, 2000 yıllık bir birikimin sonucunda, Akdeniz çevresinde var olan dillerin harman olması ile meydana gelmiştir. Denizciler bu dili hala öğrenirler, öğretirler ve kullanırlar. Barbaros Hayrettin Paşa’nın da Fransa’nın güneyinde bulunan Toulon Limanı‘ndan kalkarken verdiği ilk komut “Bismillah vira” olmuştur.

Efendim!

Bahriye talebeleri (Deniz Harp okulu ve Deniz Lisesi), üst sınıflarına diğer tüm okullardan farklı olarak, (Buna diğer askeri okullarda dahildir) “Efendim” diye hitap ederler. Bu, bir padişah fermanıdır. Hala inatla, tüm engellemelere rağmen sürdürülmektedir. Çünkü denizciler; geleneklerine bağlıdır! Bu bağlılık, Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri için de geçerlidir. Personel sayısı açısından Kara, Hava ve Jandarma’dan daha küçük olmalarına rağmen; bugün Balyoz’dan hüküm giyenlerin yarıdan fazlasının denizci olması tesadüf değildir.

Bu yazıyı yazmama; 15 Ekim’de Aydınlık Gazetesi’nde “TCG Hasdal Karargahı bombaladı” başlığı altında yer alan ve Deniz Kuvvetleri Komutanı’na hitaben yazılmış mektup neden oldu. Hasdal’dan yazılan mektup “Hayırlı seyirler, Bismillah makineler tamam” diye bitirilmiş. Halbuki seyrin başlangıcında söylenen “Hayırlı seyirler” dileği ile limana dönüldüğünde verilen “Makineler tamam” komutunun yan yana gelmesi normal şartlar altında mümkün değildir. Eğer geliyorsa; gemide problem vardır ve pervaneler dönmemektedir.

Hasdal’dan yapılan teşbih doğrudur! Deniz Kuvvetleri Komutanı’na görevi yeni aldığı için “Hayırlı seyirler” dilenmiş ama, pervanelerin dönmeyeceğinden emin olunduğu için “Makineler tamam” komutu verilmiştir. Çünkü; Türk Deniz Kuvvetleri gemisinin pervaneleri olan amiraller ve subaylar esirdir. Onlarsız bu gemi seyir yapamaz ve derhal kurtarılmaları gerekmektedir. Aynı şey; Türk Silahlı Kuvvetleri gemisi ve Türkiye Cumhuriyeti gemisi için de geçerlidir.

Halatı kesmek lazım!

Türkiye Cumhuriyeti gemisinin pervaneleri olan siyasetçiler, aydınlar, bilim insanları, gazeteciler, askerler ve yurtseverler esirdir ve zindanlara tıkılmışlardır. Bu nedenle gemimiz parçalanmak üzere kayalıklara doğru sürüklenmektedir.

Belli ki pervanelerin dönmemesinin nedeni; pervanelere sarılan ve onu sıkıştıran halattır. Bu durumda yapılması gereken; suya dalış timi indirmek, pervaneleri tutan halatı çözmek veya keserek temizlemektir.

Aynen denizcilerin yaptığı gibi bizim de Türk Ulusu olarak, hepimizin bindiği ve kader birliği içinde olduğumuz gemimizi kurtarabilmek için yapmamız gereken; pervanelerimize sarılan emperyalizmin işbirlikçi hain halatlarını keserek temizlemektir. O zaman tekrar “Bismillah makineler manevraya hazır ol” komutu vereceğiz ve yarım kalan çağdaş uygarlık hedefine doğru yol almaya başlayacağız.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...