Geçtiğimiz yılın son ayı çok önemli bir ihale sonuçlandı. Türkiye’de her şey toz duman olduğu için bu haber gargaraya geldi ve gözlerden kaçtı. Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından Türk Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan LPD (Landing Platform Dock) Türkçesi ile Havuzlu Çıkarma Gemisi ihalesini Sedef Tersanesi’nin kazandığı açıklandı.

Bu konuyu biraz biliyor sayılırım çünkü Türk Deniz Kuvvetleri’nin gereksinim duyduğu Havuzlu Çıkarma Gemisi’nin Harekat İhtiyaç Dokümanını benim zamanında başında bulunduğum Komuta Kontrol Daire Başkanlığı hazırladı ve Amiraller Kurulu’nun onayı için takdimi ben yaptım.

Havuzlu Çıkarma Gemisinin ana fonksiyonları denizde bir noktadan diğer noktaya belli bir savaş gücünün aktarılması ve amfibi harekattır. Uçak gemisine göre çok daha kısıtlı imkanlara sahiptir. Örneğin sahip olduğu uçuş platformundan sadece helikopterler iniş kalkış yapabilir savaş uçakları için uygun değildir. Havuzlu denmesinin sebebi amfibi hücumda kullanılacak küçük çıkarma gemilerini içindeki havuzda saklama imkanıdır.

Yüzde yüz milli dizayn

Projenin çıplak maliyeti yaklaşık 650 milyon avro. Gemiye takılacak silahlar, sistemler, taşıyacağı küçük çıkarma gemileri ve üzerinde bulunduracağı helikopterler bu maliyete dahil değil.

Başında Başbakan Erdoğan’ın bulunduğu Savunma Sanayi İcra Komitesi, 26 Aralık 2013 tarihinde teklif değerlendirme çalışmalarını tamamladığını Havuzlu Çıkarma Gemisi Projesi kapsamında Sedef Gemi İnşaatı AŞ ile görüşmelere başlanmasını, söz konusu firma ile anlaşma sağlanamaması durumunda görüşmelere ikinci sıradaki Desan Deniz İnşaat Sanayi ile devam edilmesi kararını vermiştir.

Esasında LPD ihalesine RMK Marine, SEDEF ve DESAN olmak üzere üç tersane girdi. RMK’nın önerdiği LPD yüzde yüz milli dizayn. Bu dizaynda çalışan Türk mühendislerinin büyük kısmı MİLGEM (Milli Gemi) projesinde çalışmış olan emekli deniz subaylarıydı.

İspanyollara yardım sağlıyoruz

İhaleyi kazanan Sedef Tersanesi projeye İspanyol Navantia Tersanesi ile ortak giriyor ve inşa edeceği İspanyol Juan Carlos sınıfı LPD. İnşa süresince mühendislik hizmetleri İspanyollar tarafından verilecek. Bu arada İspanyol Navantia Tersanesi’nin büyük mali sıkıntı çektiğini ve kapanmak üzere olduğunu, bu proje ile şimdilik kurtulduğunu biliyoruz. Kaynağımız İspanyol basınıdır.

Sedef Tersanesi ile görüşmeler olumsuz sonuçlanırsa ikinci olan Desan Tersanesi ihaleyi alacak. Ancak bu tersane de Çin dizaynı bir LPD ile ihaleye girmiş.

İhale sırasında en düşük teklif RMK tarafından verilmiş. Ancak fiyat teklifleri verildikten sonra iki defa indirim yapılarak fiyat teklifi istenmiş fakat her seferinde RMK fiyat teklifini değiştirmemiştir.

Teminatı nereden bulacaklar?

İhaleyi kazanan Sedef Tersanesi’nin mali sıkıntı içinde olduğu, 400 milyon avro borcu olduğu ve personel maaşlarını 4-5 aydır ödeyemediği sektörden aldığımız duyumlar arasında. Diğer taraftan projenin 200 milyon avroyu aşan teminat yükümlülüğü de var. Sıkıntı içinde olan, işçilerinin asgari ücretlerini bile ödeyemediği söylenen bu tersane teminatı nereden bulacak acaba? Belki de, Sabah ve ATV için kullanılan Halk Bankası yöntemi gibi bir şey düşünülüyordur!

Ayrıca gemi inşaat sektöründe başka bir söylenti daha var; Sedef Tersanesi’nin sahibi gözüken Metin Kalkavan’ın hisselerinin yüzde 90’nını Erdoğan’ın içlerinde petrolcü ve altıncı yakınları olmak üzere avenesinden müteşekkil bir konsorsiyuma sattığı söyleniyor.

İkinci sırada bulunan Desan Tersanesi’nin sahibi de eski AKP Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu olduğunu bilmenizi isterim. Belki zihninizin açılması konusunda faydası olur!

Yemeyen domuzdur!

Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın vizyonu; Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına teknolojik gelişmeler doğrultusunda özgün yurt içi çözümler sunan, uluslararası pazara entegre ve rekabetçi bir savunma sanayine yön veren uzman tedarik kurumu olmaktır.

Vizyon böyle iken RMK Tersanesi’nin tamamı milli olan LPD dizaynı ihalede ayak oyunları ile yarışma dışında bırakılmıştır. Çünkü RMK’nın sahibi Koç Grubu’dur ve düşman tanımlaması içindedir.

LPD ihalesinde yapılan tercih tarafsız ve ülkemizin çıkarına olan seçim değildir. Çok iyi biliyoruz ki, bu Erdoğan’ın seçimidir. İhaleyiNiye böyle seçim yapıldığı mutlaka 17 Aralık’ta başlayan hırsızlık ve yolsuzluk operasyonu içine dahil edilmelidir.

Ey Türk Halkı, malın denizdir yemeyen domuzdur, hesap sormayan ise domuz oğlu domuzdur.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...