Laiklik Her Açıdan Gereklidir

Paris saldırısında 17 masum insanın din adına öldürülmesi, İslam dünyasında teröristi bolca yetiştiren iklimin her geçen gün daha fazla yeşermesi, Müslümanlar ile çağdaş dünya arasında devamlı açılan gelişmişlik farkı laikliğin İslam coğrafyası için ne kadar yaşamsal olduğunu ortaya koymaktadır.

Siyasal İslam’ın AKP ile bir şekilde iktidar olduğu ve her geçen gün laikliğin aşındırıldığı Türkiye’de etik ve ahlaki değerlerin bu süre içinde nasıl dip yaptığı, ülkemizin bölgesinde nasıl bir istikrarsızlık odağı olduğu ve teröristler için nasıl bir vaha haline geldiği sanırım gözünüzden kaçmıyordur.

Eğer İslam siyaset olursa veya siyasi gücü ele geçirebilmek için bir araç olabiliyorsa oradan iyi şeyler çıkmaz, orada barış ve hoşgörüden eser bile olamaz. Siyasi gücü ele geçirebilmek için İslam’ın yüce Peygamberi Hz. Muhammed’in soyunu sopunu işkenceyle öldürebilen zihniyet size acır mı?

İslam Dünyasında Şart!

Bugün geldiğimiz noktada İslam dünyasında barış ve hoşgörüyü egemen kılabilmek, bilimde, teknolojide ve üretimde var olabilmek, çağdaş dünya ile entegre olabilmek, uygarlaşabilmek, etik ve ahlaki değerleri yaygınlaştırabilmek için laiklik şarttır. Halen İslam dünyası içinde Türkiye her konuda daha ilerde ise bunu Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerine ve onun omurgası sayılan laiklik ilkesinin kazanımlarına borçludur.

Akla şu soru gelebilir; İngiltere ve İsveç, laik ülkeler olmamasına rağmen yukarıda saydığımız avantajlara ve erdemlere nasıl olurda sahip olur. Bunun nedeni Hristiyan dünyanın geçirdiği acılı ve kanlı süreçte ve yaşadığı reformlarda gizlidir. Hristiyanlık artık bu süreç sonunda dünyevi yaşamın referansı olmaktan çıkmış, sadece din, inanç, itikat ve kültür olmuştur. Örneğin İsveç’te insanları din üzerinden kandırıp iktidar olamazsınız. İngiltere’de hırsızlıklarınızı ve yolsuzluklarınızı din üzerinden hasıraltı edemezsiniz.

Güvenlik Konsepti

Doğrusunu söylemek gerekirse İslam dünyasında reform varoluşsal bir ihtiyaç. Bugüne kadar bir türlü yeşeremedi ama Avrupa’da engizisyon nasıl reforma gidişi hızlandırdıysa, İslamcı terör ve onun tetiklediği iç ve dış dinamikler İslam dünyasında laikleşmeye ve reforma neden olacak gibi gözüküyor.

Laiklik iki büyük nedenle ivedi olarak şart İslam’ın egemen olduğu topraklarda! Birincisi güvenlik konsepti olması. Laikliğin olmadığı İslam coğrafyasında din ve mezhep motifli kavga eksik olmaz, kan, kin ve gözyaşı asla kesilmez. İkinci neden ise emperyalizme karşı koruyucu kalkan olmasıdır. Çünkü emperyalizm toplumları en çok din ve mezhep üzerinden manipüle eder ve hedefleri için kullanır.

Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Bu tanım doğrudur ama yeterli değildir. Laiklik dinin siyasi bir enstrüman olarak kullanılmasının önüne geçilmesidir. Din ve devlet işlerinin kesin çizgilerle birbirinden ayrılması, dinin hakkını dine, devletin hakkının devlete verilmesidir. Devlet yönetimi ve kamu alanında dine referans yapmamaktır.

Bilim Egemen Kafa

Laiklik eğitim ve öğretimi bilimsel esaslara göre düzenlemek, bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip toplumun oluşturulmasının önünü açmaktır.

Laiklik; dini din yapmak, dini inanç ve itikat düzeyine çıkarmak, kutsallığını korumak ve dünyevi yaşamın kısır ve çıkar içerikli çekişmelerine alet etmemektir.

Laiklik; devletin vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması, tüm dinlere ve mezheplere eşit uzaklıkta durmasıdır. Ayrıca laiklik kişilere inançlarını açıklayıp yaymak, inançlarına uygun ibadet yapmak haklarını tanımak ve bu hakların kullanımı ile ilgili yasal düzenlemelerde dinsel inancın türüne göre ayrım yapmamak zorundadır. Devlet inanç ve ibadete asla karışmaz.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk – 21 Ocak 2015

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...