Zorlama ile önümüze konan “Buradan ye de, ne yersen ye!” misali Cumhurbaşkanlığı adayları kendisini ulusalcı, milliyetçi, vatansever ve Atatürkçü olarak adlandıran kesimleri de böldü ve birbirine düşürdü.

Tam bir kavga yaşanıyor. Nezaketsizlik, terbiyesizlik ve “Tayyipçilik” suçlamaları da cabası. Bu kavgaya dahil olanların bir bölümü halen kötü giden gidişi durdurabilmek ve her gün biraz daha diktatörleşen Erdoğan’dan kurtulmak için Ekmeleddin’i şans veya ehven-i şer olarak görüyor.

“Ekmeleddin emperyalizmin has adamı, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisi ile barışık değil, Osmanlıcı ve geçmişi karanlık” diyenlere saldırılıyor ve “sen o zaman Erdoğan’ın seçilmesini istiyorsun” deniyor. Hatta bu konuda gerçekleri anlatan Sinan Meydan konuşurken halk bunları duymasın diye sesi kesiliyor ve ekranlar karartılıyor.

Sıtmaya razı ol!

Belli ki Ekmeleddin’i aday gösteren ve başka adayın çıkmasını engelleyerek halkı seçeneksiz bırakan irade Ekmeleddin’e oy vermek istemeyenleri de Tayyipçilikle suçlayarak köşeye sıkıştırmayı, ölümü göstererek sıtmaya razı etmeyi ve kerhen desteklerini almayı planlamış.

Okurlarım üzerinde etkinliğimi bildiklerinden ne yazık ki bana da saldırıyorlar Ekmeleddin’e destek vermediğim için. “Bir kerecik olsun ilkelerinizden vazgeçemez misiniz? Kurnaz olun, faydacı tavır sergileyin ve Ekmeleddin’e destek verin” diyorlar bana.

Üzülerek söylüyorum ben bunu yapamam. Kurnaz ve faydacı davranabilseydim bu mücadelenin içinde ve ön safta olmazdım, olamazdım. Balyoz kumpasından bir şans eseri kurtulmuşken kaçar, siner, sessiz kalır keyfime keyif katardım. Dünyanın en zor şeyi ölmek değildir. Biliyorsunuz insanlar içinden çıkılamaz ve baş edilemez bir durum içine düştüklerinde gönüllü olarak ölümü seçerler.

Susup yerinde otur!

Dünyanın en zor şeyi ölüm tehlikesi altında, her an tutuklanma ve operasyon yeme tehdidi içinde yaşayarak, kişisel çıkarları her gün daha fazla zarar gördüğü halde mücadele etmesi ve savaşmasıdır bir insanın. İstifa ettiğim tarihten bugüne kadar geçen 4 senedir adeta savaşıyoruz. Üzerimizde üniforma varken de arkadaşlarımıza ve emrimizdekilere sahip çıktık ve satmadık, sonrasında da! Ama bunun bir maliyeti ve faturası var! Kurnaz ve faydacı olsaydık, susup yerimizde otursaydık, iletişim hatlarından belli yerlere saygılarımızı sunsaydık Silahlı Kuvvetler’in arpalıklarından bizde yemlenir ve Necdet Efendinin tasarruflarıyla 31 yıllık sadakatle ve başarı ile hizmetimize rağmen orduevlerine giriş yasağına muhatap olmazdık.

Medyada “Sakıncalı Amiral” olarak isim yapan Donanma eski Komutanı E. Oramiral Nusret Güner Cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot edeceğini açıkladı. Kendisini yakından tanıyorum, beraber çalıştık, komutanlığımı da yaptı. Size garanti ediyorum Güner’in boğazından bir kör kuruş haram geçmemiştir. Ömrü çalışmakla geçti. 24 saatte 25 saat çalışır ifadesi onu tarif etmeye az gelir. Çok zekidir. Amerika’da yüksek lisans eğitimi sırasındaki akademik performansı dudak uçuklatan cinsindendir. Deniz Kuvvetleri Komutanı olması yüzde yüz iken, adını oraya yazdırmak ve saltanat sürmek varken, o istifa etti ve mücadele ediyor. Azıcık kurnaz olsa ve sıksaydı dişini, iyi olmaz mıydı?

Normal mi?

En baştan beri söylüyorum esas kumpas ülkemize, geleceğimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza kuruldu. Bu kumpasın önünü açabilmek için başta askerler olmak üzere, aydınları, siyasetçileri ve bilim insanlarını içeri attılar. Şimdi çıkardılar çünkü işlem tamamlandı.

Bu kumpasın tetikçileri ve silahşorları F Tipi Örgüttü ve emperyal plan uğruna askeri onlar arkadan hançerledi. Bu kumpasın diğer sacayakları ise ABD ve AKP idi! Şimdi F Tipi Örgüt medya dahil elindeki tüm olanaklarıyla Ekmeleddin’i destekliyor, bu size normal mi geliyor?

Haftaya çarşamba Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili Amerikan planını açıklayacağım.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...