Artık en yetkili ve üst düzey ağızlar bile Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kurulduğunu itiraf etmektedir. Sözlükler kumpas kurmayı gizli ve hileli planlarla tuzağa düşürmek olarak tarif ediyor.

Evet, hiç şüphe yok ki Türk Silahlı Kuvvetleri tuzağa düşürülmüştür. Tuzağın nedeni ise emperyalizmin ülkemize ve bölgemize yönelik planları için Türkiye’yi başkalaştırmak ve açılımların önünü açmaktı.

Kurulan bu tuzağın üç sacayağı vardı. Bunlar ABD, Cemaat ve 2002’de proje nedeniyle desteklenen ve iktidara getirilen Erdoğan idi. ABD sınırsız destek verdi, Erdoğan bu tuzağın idari ve yasal alt yapısını hazırladı, referandumu ve atamaları yaptı, Cemaat ise yargıda, poliste ve askerde bulunan ve yetkili yerlere getirilen uzantıları vasıtası ile saldırıyı gerçekleştirdi.

Tuzağın silahı hukuk

Bu tuzakla hedeflenen Türk Silahlı Kuvvetleri’ni itibarsızlaştırmak, korkutmak ve etkisizleştirmekti. Tuzağın en önemli ana silahı hukuk destekleyici silahı ise medyaydı.

Bu sonuçlara yeni varmadık. Çünkü biz bu savaşın tam ortasından, ahlaksızca ve şerefsizce yapılan bu saldırıların merkezinden geliyoruz. Üzerimizde üniforma taşırken bu kumpası anladık, direndik ve savaştık. Emrimizde bulunan bırakın subayı, astsubayı, öğrenciyi ve askeri, kedimizi bile bunlara teslim etmedik.

Yaklaşık 3,5 yıl önce konumum ve pozisyonum itibarıyla savaşa bulunduğum cephede devam edemeyeceğime inandığım için istifa ettim. Uydurma ve dijital terör unsuru delillerle insanların zindanlara kolayca atıldığını göre göre kaçmadık, saklanmadık ve sessizliğe gömülmedik. Siyaset yaparak, yazarak ve konuşarak mücadeleye devam ettik. Yani kılıcı attık elimize kalemi aldık.

Canları sağ olsun!

Ama bu mücadelemizi bugün geldiğimiz noktada görmemeye ve hasıraltı etmeye çalışan bazı dostlarımız var. Zamanı olmadığı için şimdilik susmakta yarar var. Canları sağ olsun!

Halen büyük bir şaşkınlık içinde izlediğinize emin olduğum AKP ve Cemaat arasında devam eden savaşın esas nedeni daha önce bu köşede ayrıntıları ile açıkladığımız gibi ABD’nin Erdoğan’ı deliğe süpürme hamlesidir.

Genelkurmay Başkanı Necdet Bey “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde imam yok” demiş. Bu doğru değil! Ayrıca “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı mensupları ile ilgili yürütülen soruşturma ve davalara yönelik hukuk devleti olmanın gereği olarak yargılamayı etkilemekten kaçınılmıştır” açıklaması yapmış.

İmam da var, köstebek de!

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı kurulan tuzağın en önemli ana silahının hukuk olduğu açıkken eğer siz kahraman evlatlarınızı esir alan ve zindanlara atan bu silaha saygı duyduğunuzu ve etkilemek istemediğinizi söylerseniz siz bu kumpasın parçası olursunuz.

Hukuk eğer kumpasın bir enstrümanı olmuşsa yapılacak en iyi mücadele bu enstrümanı yok saymaktır. Bakınız Erdoğan suçüstü yakalanan adamlarına bile sahip çıkıyor ama Türk Silahlı Kuvvetleri vatana kahramanca hizmetten başka suçu olmayan masum evlatlarına sahip çıkmamıştır.

Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nde imam da var, Cemaatin uzantıları da, köstebekleri de! Soruyorum Genelkurmay Başkanı göreve geldiğinden beri bunları bulup ve ortaya çıkarmak için herhangi soruşturma açtı mı, operasyon yaptı mı? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na kumpas konusunda yapılan suç duyurusunun Erdoğan’ın direktifleri ile yapıldığı konusunda tereddüdümüz yoktur!

98 yıl önce bugün!

Bazı dostlarımız sağa ve sola “Türker Ertürk’ü çağırmayın ve çıkarmayın” diye haber gönderiyorlarmış. Ben yaşama daima olumlu gözle, bardağın dolu tarafından bakarım. Sanırım bu dostlarımız benim fazla yorulmamı ve enerjimi tüketmemi istemiyorlar. Çünkü onlarda biliyorlar ki, halen içinde yaşadığımız zorlu mücadele uzun soluklu ve bana bu mücadelenin ileriki safhalarında daha çok ihtiyaç olabilir.

Ayrıca çok koşar ve çok yorulursan adalelerde laktik asit biriktirir ve son gollük pozisyonda doğru hareketi yapamaz ve doğru kararı veremezsin. Beni seven dostlarımın bu endişe ile hareket ettiklerini düşünüyorum. Bilmem katılır mısınız?

98 yıl önce bugün Çanakkale’yi geçemeyen emperyalistler Gelibolu Yarımadası‘ndan çekilmeye başlamışlardı. Emperyalistler şimdi yine aynı şeyi deniyorlar. Yine başarılı olabilmek için inançlı, özverili, birbirine düşmeyen ve akıl dolu mücadeleye ihtiyacımız var.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...