Soykırım konusunda hatta insanlığa karşı işlenen suçlar hakkında en son konuşması gereken Papa bile Türkiye’yi geçmişte soykırım yapmakla suçladı. Cezayir’de Fransızlar 1,5 milyon Cezayirliyi katlederken veya şimdi Vatikan tarafından söylenmiş bir söz var mı? Afrika’dan Amerika’ya yapılan kanlı köle ticareti için, Avrupalıların Afrika’da yaptığı toplu kıyımlar için, gaz odlarında yakılan Yahudiler için ne yapmış geçmişin Papa’ları?

Vatikan, Müslümanların yaşadığı toprakları, soymak, talan etmek ve ele geçirmek maksadıyla yapılan Haçlı Seferleri’nin kışkırtıcılığı ve azmettiriciliği için geçmişi ile yüzleşmek gibi bir planı yok mu?

Kin ve nefret tohumları

Vatikan’ın suçlarına ve günahlarına örnek çok iken nasıl olurda barış ve kardeşlik mesajlarının verilmesi gereken bir günde, 12 Nisan’da yapılan Paskalya ayininde “20.yüzyılın ilk soykırımı Ermenilere karşı yapıldı” diyerek kin ve nefret tohumlarını yeşertmeye çalışır.

Papa Franciscus’un açıklamaları büyük planın bir parçasıdır! Söyleyene değil söyletene bakmak lazım. Papa kukla, kuklacı ise emperyalizmin bizatihi kendisidir. Vatikan soytarılığının hemen arkasından Avrupa Parlamentosu “Ermeni Soykırımı” tasarısını kabul ediyor ve Türkiye’ye 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıma çağrısı yapıyor ve Avrupa Birliği ülkelerini de bu yönde adım atmaya davet ediyor.

“Soykırım” iddiası biter mi?

Gerek Papa’nın söylemleri gerekse Avrupa Parlamentosu’nun kararı arkasında hiç şüphesiz emperyalizmin eşgüdümü var. Bunları tesadüf olarak görmek, bu gelişmelere şaşırmak ve öngörememek emperyalizmin ve onun uzun soluklu planlarını anlamamakla eş değerdir.

Strazburg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) 28 Ocak’ta görülen temyiz davasına ilişkin olarak görüşlerimizi ifade etmeye çalıştığımız “Soykırım iddiası biter mi?” başlıkla yazımızda özetle tarihi ve hukuki gerçeklerin kimsenin umurlarında olmadığını ve esas problemin “Şark sorunu” olduğunu anlattık. “Ermeni soykırımı” iddiaları bu sorunu halledebilmek için emperyalizmin kullandığı enstrümanlardan sadece biriydi.

“Şark sorunu”

Bu nedenle bu iddiaların bugünden yarına biteceğine inanmak saflık olur. Bu mücadele uzun soluklu, daima güçlü olmak zorundayız. Karşı taraftan zaman zaman ateşin kesilmesi mücadelenin bittiği ve biteceği anlamına gelmez.

Atatürk’e ve Kemalizm’e düşmanlığın arkasında I. Dünya Savaşı sonrasında “Şark Sorunu” tam çözülecekken, bu çözümü engelleyen irade olarak görülmesi var.

İstikrarlı İslam karşıtlığı

Papa Franciscus Paskalya ayininde yaptığı konuşmada satır aralarında İslam ve Türk düşmanlığı yaparak medeniyeler çatışmasını kaşıyan sözler söyledi. Franciscus’un selefi ve gençliğinde Nazilerin gençlik örgütlerinde faaliyet göstermiş Alman Papa XVI. Benedictus da 19 Nisan 2005’de göreve geldikten sonra İslam karşıtı, hatta düşmanlığı yapan açıklamalarda bulunmuştu. Vatikan’ın bu istikrarlı İslam karşıtlığı emperyalizmin medeniyetler çatışması projesini destekler mahiyettedir ve tesadüf değildir.

Papa’nın “Ermeni soykırımı” konusunda yaptığı açıklamaları ve Avrupa Parlamentosu’nun kararını emperyalizmin ülkemize yönelik planları açısından değerlendirmez ve büyük resimde yerine koymaz iseniz haklı olduğumuz halde niye herkes üstümüze geliyor anlamakta güçlük çekersiniz.

Papa Franciscus geçen yıl Türkiye’yi ziyaret etmişti. Ziyaret sırasında bir araya geldikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan “Papa ile birçok konuda aynı düşünüyoruz” demişti. Sizi bilmem ama ben birçok konuda Papa’da farklı düşünüyorum, Türklere ve Müslümanlara düşmanlık ettiğini söylüyorum.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...