ABD’nin emperyalist sistemi günümüzde Çin’in ucuz iş gücüne çok bağlıdır. Fakat Çin’in ekonomik gelişmesi ABD’nin II. Dünya Savaşı bitiminden itibaren sürdürdüğü üstünlüğünü ve özelikle soğuk savaş sonrasında sahip olduğu tek kutuplu dünya düzenindeki liderliğini tehdit etmektedir.

ABD soğuk savaş sonrasında küresel liderliğini ve hegemonyasını devam ettirebilmek için bazen isteksizde olsa Balkanlar’da, Kafkaslar da, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da bir savaştan diğerine girmek zorunda kalmıştır. İşte bu ABD’nin açmazıdır; Liderliğini ve küresel hegemonyasını devam ettirebilmek için savaşmak zorundadır. Ama bu onun yıpranmasına, ekonomik olarak çökmesine, Amerikan karşıtlığının güçlenmesine neden olmakta ve bu durum her geçen gün onun tek kutuplu dünya düzenini sürdürebilirliğini ortadan kaldırmaktadır.

Geçen hafta Salı günkü köşe yazımızda ABD’nin Çin’e karşı başlattığı soğuk savaştan ve onu nasıl ve niçin kuşatmaya çalıştığından bahsetmiştik. Çünkü ABD Çin’in küresel güç olmasının önünü kesmek için Asya-Pasifik bölgesini istikrarsızlaştırmaya çalışmaktadır.

Amaç istikrarsızlaştırmaktır

‘’ ABD başka bir gücün yükselebileceği alanlarda istikrarı önlemek istemiştir. Hedefi istikrar sağlamak değil istikrarsızlaştırmaktır. ABD’nin Avrasya’da barışı sağlamaya dönük özel bir çıkarı yoktur. Çatışmaların amacı yeni bir gücün ortaya çıkışını engellemek ve bölgeyi istikrarsızlaştırmaktır’’ diyor stratejist, siyaset bilimci ve ‘’ gölge CIA ‘’ olarak ta bilinen Stratfor adlı düşünce kuruluşunun kurucusu ve başkanı George Friedman.

Bugün size Çin’e karşı yapılacak kuşatmanın somut unsurlarından yani Asya-Pasifik bölgesini istikrarsızlaştırmak maksadıyla bu bölgeye yapılan/yapılacak askeri konuşlandırmalardan bazı örnekler vereceğim. Bildiğiniz gibi askeri birliklerin düşmana karşı yerleştirilmesine veya mevzilendirilmesine konuşlanmak denir.

ABD Savunma Bakanı Leon Panetta 9 gün süren Asya turu sırasında 2 Haziran’da Singapur’da ‘’ ABD Silahlı Kuvvetlerinin ağırlık merkezini Asya-Pasifik bölgesine kaydıracağını ve bu kapsamda 2020’ye kadar ABD Deniz Kuvvetlerinin yüzde 60 unsurlarının bu bölgede konuşlandırılacağını ‘’ söyledi.

Ağırlık merkezi artık Pasifik

ABD Deniz Kuvvetleri’nin daha önceki konuşlanma biçimi ise yüzde 60 Atlantik, yüzde 40 Pasifik’ti. ABD en yetkili ağızdan yaptığı açıklamaya göre yeni konuşlanma tam tersi olacak.

Pasifik’te konuşlandırılan ABD Silahlı Kuvvetleri’nin komuta merkezi Honolulu/Hawaii’de bulunmaktadır. Bu komutanlığın sorumluluk alanına 36 ülke ve dünya nüfusunun yarısından fazlası girmektedir. Bu komutanlığın emrinde halihazırda Deniz, Deniz Piyade, Hava ve Kara Kuvvetleri olarak yaklaşık 350 bin kişilik askeri güç vardır. Önümüzdeki dönemde bu gücün artırılacağı ABD Savunma Bakanı Panetta tarafından ifade edilmektedir.

ABD Deniz Kuvvetleri’nin en önemli vurucu unsuru olan 11 Uçak Gemisinin 6’sı Pasifik’te konuşlandıracaktır. Dünyanın ilk nükleer takatli uçak gemisi olan ve 1961’de hizmete giren USS Enterprise bu yılsonunda emekliye ayrılmasına ve uçak gemisi sayısı 10’a düşmesine rağmen Pasifik için 6 sayısı korunacaktır. ABD’nin uçak gemisi sayısı halen inşa halinde olan USS Gerald Ford’un 2015’de hizmete girmesi ile tekrar 11’e çıkacaktır.

ABD Deniz Kuvvetleri’nin yeni hizmete giren manevra kabiliyeti çok yüksek ve kıyı sularında da harekat icra etme imkanına sahip 4 savaş gemisini ( Littoral Combat Ship ) Çin için hayati öneme sahip Malakka Boğazını Güney’den kontrol eden Singapur’da konuşlandıracaktır. Bu konuda ABD ile Singapur anlaşmaya varmışlardır.

ABD’nin Japonya ve Güney Kore’de çok güçlü bir askeri varlığı vardır. Çok yakın zamanda Avustralya’ya deniz piyadeler konuşlandırılmıştır. Filipinler ile asker konuşlandırma ve yeni üs tesisi için anlaşmalar yapılmıştır. Yine üs kolaylıkları için Malezya ve Endonezya ile mutabakata varılmıştır. Sadece 2011 yılı içinde Asya-Pasifik bölgesinde çeşitli bölge ülkeleri ile 172 askeri tatbikat icra edilmiştir.

Hava-Deniz savaşı olacak

ABD yaptığı anlaşmalar, elde ettiği yeni müttefikler ve buralarda konuşlandırdığı askeri güçleri sayesinde Çin’i ağırlıkla Sarı Deniz, Doğu Çin ve Güney Çin Denizlerinde olmak üzere her yönden kuşatmaya çalışmaktadır. Bu kuşatmayı masraf olsun veya spor olsun diye yapmamaktadır.

Pentagon Çin ile olması muhtemel bu çatışmanın nasıl olacağını planlamıştır bile. Air-Sea Battle Fighting Concept olarak adlandırılan bu planı Türkçemize Hava-Deniz Savaşı olarak çevirmek doğru olur.

Çin Doğu’dan ve Güney’den kendisine karşı yapılan bu kuşatmaya karşı denizde, karada ve uzayda kurduğu, konuşlandırdığı ve konuşlandıracağı ileri teknoloji içeren unsurlar ile ABD’nin yakın sularına girmesini engelleyecek sistem kurmuştur. Pentagon’un geliştirdiği Hava-Deniz Savaş Konsepti Çin’in kurduğu bu sistemi kısa devre etmenin, işlemez duruma sokmanın ve yok etmenin adıdır. İşte bu nedenle ABD tarafından Kore Yarımadası’nın güneyinde bulunan, Güney Kore’ye ait olan ve Sarı Deniz’in girişini stratejik olarak kontrol eden Jeju Adası’nda bulunan deniz üssüne ve diğer ülkelerdeki üslere ihtiyaç duyulmaktadır.

ABD bunun için yetkili yöneticileri vasıtası ile bölgede sıkça dolaşmakta yeni üsler ve askeri işbirliği konusunda yeni kazanımlar elde etmeye çalışmaktadır.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...