Arkadan hançerlendiğimizi hafta sonu Milli Merkez’in düzenlediği Forum’a katılmak için gittiğim Mersin’de öğrendim. Genel Kurmay Başkanlığı yazılı emir vermiş ve bu köşenin yazarının da aralarında bulunduğu toplam 28 emekli ve muvazzaf askerin orduevlerine girişini yasaklamış. Yasaklama listesinde toplam 5 emekli general ve amiral var. Bu 5 ismin yasaklanması bizzat Necdet Bey tarafından istenmiş.

Dün akşam Bağdat Caddesi Forumu’nun düzenlediği konferansta konuşmacı olarak Caddebostan Kültür Merkezi’ndeydim. Yarın İzmir’de, Cumartesi Beşiktaş’ta haftaya Salı Bakırköy’deyim.

İstifa ederek mesleğimden ayrılmamın üzerinden tam olarak 40 ay geçti. Bu süre içinde çıktığım televizyon ve radyo programları, küçük çaplı sohbetler hariç ortalama olarak her hafta bir yerde konuşmuşum. Bu zaman zarfı içinde yalnız Türkiye’de değil Türklerin yoğun yaşadığı dünyanın her yerine gitmişiz. Mesafeleri üst üste toplayınca dünyanın çevresini iki kere dolaştığımızı söylersek yanlış olmaz.

Konuştuğumuz yerlerde Atatürk’ü, Türk Devrimlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideolojisini, tarihimizi, ülkemizin jeopolitik ve jeostratejik önemini, denizciliğimizi, emperyalizmin ülkemiz ve bölgemiz hakkında geliştirdiği projeleri, Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi operasyonel hukuk davalarını, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yapılan tertibi, denizcilerimizin niçin öncelikli hedef olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

TSK İç Hizmet Yönetmeliği, subaylar, askeri memurlar ve astsubaylar ile bunların emeklilerinin orduevlerin ve askeri gazinoların tabii üyeleri olduğunu belirttikten sonra bunların hangi hallerde girişlerinin geçici veya sürekli olarak yasaklanabileceğini belirtmiştir. Bu haller şu şekilde özetlenebilir.

İrticacı, yıkıcı ve bölücü müyüz?

1.Orduevi ve askeri gazinolarda siyasi konuşma yapanlar, siyasi telkin ve öneride bulunanlar, yasal ve yasa dışı siyasi parti ve örgütlerin propagandalarını yapanlar,

2. Sarkıntılık, ırza tecavüz ve askeri haysiyet ve şerefe dokunan fiilleri işleyenler,

3. İrticai, bölücü ve yıkıcı faaliyetler içerisinde yer alanlar,

4. Emeklilerden, muvazzaflık dönemde bulunduğu görev ve görev yerleri hakkında beyanat veren, yazı yazan, açıklamalarda bulunan, amir ve komutanlara karşı güven hissini yok etmeye yönelik söz ve davranışta bulunanlar.

Şimdi merak ediyorum Necdet Bey bu maddelerden hangisine dayanarak bizi 6 ay süre ile orduevlerine girişimizi yasaklamıştır. Yazdıklarımız ve konuşmalarımız ortada! Yoksa irticacı, yıkıcı ve bölücü müyüz?

Bugüne kadar Necdet Bey hakkında “ Ters L, Topukcan, Tombalak “ olmak üzere neler söylenmedi ve yazılmadı ki! Arşivlere girin ve sosyal paylaşım sitelerine bakın ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak. Bunların hiçbirisinin yanında olmadık çünkü başka bir Silahlı Kuvvetleri’miz yoktu!

Nereye gitsek emeklisinden görevdekine, büyüğümüzden küçüğümüze kadar her seviyede askerin teveccühüne mazhar oluyoruz. Eğer biz görevde iken emrimizdekileri satsaydık, sahip çıkmasaydık istifa ettikten sonra susup keyfimize keyif katsaydık bunlar olabilir miydi? Yasak duyulur duyulmaz sadece Türkiye’den değil dünyanın her tarafından binlerce mesaj aldığımı “ Bizim evimiz sizin orduevinizdir “ daveti ile karşı karşıya kaldığımı biliyor musunuz?

Niçin 6 ay, deneme süresi mi? Eğer susar bu hukuksuzluklara, göz göre göre bölünmeye ve parçalanmaya doğru gidişe ve emperyalist işbirlikçiliğine ses çıkarmaz isek beni affedecek misiniz?

Yasak şeref madalyasıdır

Bu yasak benim için onurdur ve şeref madalyasıdır. Ya o listede benim adım olmasaydı, ben ne yapardım? Halkın önüne konuşma yapmak için nasıl çıkardım?

Çok sevdiğim mesleğimden ayrıldıktan sonra geçen bu 40 ay içinde 10 defa bile orduevlerine girmediğimi biliyor musunuz? Yine bu süre içinde TSK’ya ait kış ve yaz kamplarından faydalanmadım ve faydalanma girişiminde bile bulunmadım. Ayrıca susarak TSK’ya ait arpalıklardan huzur haklı yönetim kurulu üyeliği talebim de olmadı!

Bu nedenle bana getirilen bu yasaklama kararı sadece TSK ile olan manevi bağıma saldırıdır. Üç kuşaktır asker ve denizci olan ve istiklal savaşı madalyası taşıyan bir aileye düşmanca bir taarruzdur. Asla affedilmeyecektir.

Kimi vardır oturduğu makama şan ve şeref verir, kimi vardır oturduğu makamın itibarını aşındırır ve beş paralık eder. Bir komutan açılımın önünü açabilmek için kafeslenmiş ve zindanlara atılmış askerlerini koruyamıyor ise Reşat Çiğiltepe’yi düşünür ve gereğini yapar!

Niye Necdet Bey biliyor musunuz? Çünkü bilgisi, tavrı, önderliği ve yıkılmaz iradesi ile kıtayı, birliği, uçakları, gemileri, orduları ve donanmayı peşinden gelmeye mecbur eden kimse, komutan odur!

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...