Geçtiğimiz Çarşamba “Casus kim?” başlıklı köşe yazımda İstanbul Askeri Casusluk davasını, burada ayyuka çıkan ve tarihe geçen hukuksuzlukları ve arkasında kimlerin olduğunu anlatmıştım. Bugün ise kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Casusluk davalarının ana hedefi TSK’nın akıllı, bilim egemen kafalı, başarılı ve istikbal vadeden personelini tasfiyeye yöneliktir. Tasfiye ile ulaşılması düşünülen amaç ise arkadan gelen F Tipi Örgütün Türkiye Cumhuriyeti’ni sokmaya kurgulanmış yılanlarına yer açmaktır. Nihai amaç ise Pensilvanya’dan Humeyni’nin İran’a döndüğü gibi Türkiye’ye dönmektir. Bu olur veya olmaz, gerçekçidir veya değildir, hiç önemi yok! Şüpheniz olmasın ki, Cemaatin lideri bu duygularla yaşamakta, bunun hayalini kurmakta ve rüyasını görmektedir.

Bugün itibarıyla Tayip Erdoğan F Tipi Örgütün devlet içinde yuvalanan paralel yapısı ile mücadele etmektedir. Erdoğan niçin bu duruma geldi, daha önce beraber değiller miydi? Konularını bu köşede çok yazdık, şimdi aynı şeyleri tekrar etmek istemiyorum. Yarın şartlar neyi getirir bilinmez ama Erdoğan şu anda Cemaatle mücadele etmektedir.

Bizim için onur madalyasıdır

Ama aynı şeyi Necdet Özel’in başında olduğu Genelkurmay için söylemek mümkün değil. Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi operasyonlarda; savcısı, yargıcı, polisi ve içerden bilgi sızdıran askeri ile TSK’yı arkadan vuran ve hançerleyen F Tipi Örgüt olmasına rağmen bu yapının TSK içinde tekrar uyku haline geçen uzantılarına karşı bugüne kadar hiç bir şey yapmamıştır.

Ya biz! Üzerimizde üniforma varken de, istifa edip ayrıldıktan sonra da F Tipi Örgüte karşı mücadele verdik ve bu tehdidi halkımıza anlatmaya çalıştık. Emperyalizmle işbirliği yaparak askerimizi arkadan vuran örgütün liderini lanetlemek ve protesto etmek için Pensilvanya’ya gittik. İstanbul Askeri Casusluk Davası’nda müşteki sıfatı ifade verirken bu kumpası kuranların F Tipi Örgütün elamanları olduğunu söyledik ve mahkeme kayıtlarına geçirdik. Bu yüzden Cemaatin boy hedefi de olduk.

Biz 4 yıldır diyar diyar, ülke ülke, şehir şehir, kasaba kasaba dolaştık TSK’ya ve Türkiye’ye karşı kurulan kumpası, Atatürk’ü, Türk Devrimlerini, Kurtuluş Savaşını ve ülkemiz üzerinde oynan oyunları anlattık.

Biz bu mücadele ile boğuşurken Genelkurmay Başkanı konumunda bulunan Necdet Özel yapması gerekenlerle değil bizle uğraştı. Aklınca beni, E. Tümgeneral Naci Beştepe’yi ve TSK’nın yüz akı olan ve bir çırpıda elinin tersi ile onuru ve inandığı ilkeleri uğruna Deniz Kuvvetleri Komutanlığını reddeden E. Oramiral Nusret Güner’i cezalandırmaya kalktı ve arkadan vurdu! Bilmeli ki, bu bizim için onur madalyasıdır.

Siz uzayda mı yaşıyorsunuz?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel geçtiğimiz günlerde “Yol haritasını bilmiyoruz. Basından okuyoruz. Kırmızıçizgiler aşındırılırsa gereğini yapacağımızı söyledik, gerektiğinde yine söyleriz” açıklaması yapıyor.

Siz uzayda mı yaşıyorsunuz? Sürdürülen kökü dışarda açılım politikaları ile ülkemiz adım adım, merhale merhale bölünüyor, parçalanıyor ve Ortaçağın karanlığına doğru sürükleniyor. Daha açık söylemek gerekirse ülkemize yerli işbirlikçilerin eliyle tecavüz ediliyor. Siz hala kırmızıçizgilerden bahsediyorsunuz, yoksa bu çizgiler tecavüzün tam olarak gerçekleşmesi ve ülkemizin bölünmesi durumunda mı geçilecek. Yoksa siz bunu artan tepkilerin gazını almak ve halkı uyutmak için mi yapıyorsunuz?

Sayın Özel, bizim bu mücadelede nerede durduğumuz, hangi tarafta olduğumuz ve kimden yana olduğumuz belli. Ama siz, beni ve benim gibi bu mücadeleye destek verenleri arkadan vuruyorsunuz ve pırıl pırıl subaylarınıza sahip çıkmıyorsunuz? Niçin Dz. Kur. Alb. Murat Özenalp’in cenaze törenine katılmadınız? Bundan daha önemli bir göreviniz olabilir mi? Şimdi soruyorum, siz bu mücadelede kimden yanasınız?

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...