Her ikisi de iliklerine ve hücrelerine kadar emperyalizmin taşeronudur. Yok esasında birbirlerinden farkları! Fakat, göreve başlama tarihi itibarıyla Cemaat, AKP’den daha eski ve kıdemlidir!

Emperyalizm her ikisini de kendi çıkarları için destekledi. Cemaat ve AKP de gizli gündemlerini ancak emperyalizmi kendi akıllarınca kullanarak gerçekleştirebileceğini sandı.

2002’den beri AKP ve Cemaat, işverenlerinin kendilerine verdiği görevleri, büyük uyum içinde yerine getirdiler. Şiir gibi çalıştılar, Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmeye yönelik golleri paslaşarak attılar ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı kumpası beraberce kurdular.

Niçin Erdoğan’ı istemiyorlar?

Bugün ise geldiğimiz yerde emperyalizmin iki taşeronu birbirlerine karşı savaş ilan etmiş durumdadır. Karşılıklı operasyonlar birbirini takip etmektedir. Bu savaşın görünürdeki en büyük nedeni pastanın (Devlet gücünün) paylaşılması sorunudur. İlk bakışta görünmeyen gerçek neden ise artık emperyalizmin Erdoğan ile yola devam etmek istememesidir.

Erdoğan ile yola devam edilmek istenmemesinin nedenleri;

  1. Türkiye’nin çıkarına, doğasına, kurucu ideolojisine, kırmızıçizgilerine ve menfaatine uygun olmayan projelerle Erdoğan’ın çok yıpranmış olması ve bu projelere ancak yeni bir yüzle devamın mümkün görülmesi,
  2. Erdoğan’ın kontrolsüz ve öngörülemez davranışları,
  3. Başta laiklik karşıtı girişimleri ve Ortadoğu politikası olmak üzere Erdoğan’ın gerçekleştirmeye çalıştığı gizli gündemi,
  4. Terör başta gelmek üzere Ortadoğu’da ve özellikle Suriye’de suça bulaşan tetikçiden veya kiralık katilden kurtulma isteği, Erdoğan’ın ipinin çekilmesinde belirleyici olmuştur.

Misyoner okullarına ihtiyaç var

Erdoğan’ın deliğe süpürülmesi için emperyal direktif verilmiş ama diğer işbirlikçi için destek sürmektedir. Çünkü Cemaate gerek Türkiye ve Ortadoğu’da gerekse misyoner okulları vasıtası ile Afrika, Avrupa ve Asya’da ihtiyaç artarak devam etmektedir. Amerika’da Cemaat okullarına karşı yapılan operasyonlar kısmi balans ayarı ve bazı toplumsal tepkileri yatıştırmak içindir. Bu operasyonları Amerikan sistemi içindeki farklı yapıların girişimi olarak yorumlamak biraz saflık olur.

Bugün Erdoğan’a yönelik deliğe süpürme operasyonu; yolsuzluk, hırsızlık, hortumlama ve rüşvet üzerinden yapılmaktadır. Halbuki bu suçlar yeni değildir. 11 yıllık AKP icraatları içinde bu suçlar peynir ekmek yer gibi işlenmiştir. Peki, niçin şimdi ortaya çıktı? Demek ki, Erdoğan’ı kullananlar zamanı gelince işini bitirebilmek için dosyasını da tutmuşlar. İşte o zaman geldi!

Bakınız Erdoğan liderliğinde kurulan AKP hükümetleri döneminde Türkiye kimisi yaşamsal, onanmaz ve geriye döndürülemez olmak üzere çok büyük zararlar gördü. Bu süre içinde ülke olarak gördüğümüz tüm zarar ve ziyanı yüz birim kabul edersek bunun sadece bir birimini yani yüzde 1’ni yolsuzluklar ve hırsızlıklar oluşturuyor.

Cerrahi operasyon kime?

Şimdi bir operasyon yapılıyor ve bu operasyonda halk ve ülke, gördüğü zararın yüzde 99’u üzerinden değil yüzde 1’i üzerinden yönlendirilmeye çalışılıyor. Çünkü operasyonun arkasında ve içinde bulunanlar hem suç ortağı ve hem de Erdoğan sonrası aynı suçların işlenmesine devam etmek istiyorlar. Anlayacağınız Erdoğan günah keçisi yapılmış.

Amaç Erdoğan ve çevresindeki çelik çekirdeği cerrahi bir operasyonla götürmek ve yerine aynı emperyalist işbirlikçi zihniyetle yola devam etmektir.

Halen Türkiye’de büyük bir savaş devam ediyor. Bu savaşın bir tarafında Cemaat diğer tarafında Erdoğan var! Halk büyük bir ikilem içinde! “Kimden yana olmalı?”

Dürüst ve onurlu insanlar, vatansever siyasiler ve aydınlar, Milliciler, Atatürkçüler, askerler ve polisler bilmeli ki, bu savaşın her iki tarafı da suçludur. Bunların ülkemize kan, kin, gözyaşı ve kavgadan başka verebilecekleri bir şey yoktur. Doğru seçim her ikisine karşı olmak, ülkemizden ve halkımızdan yana tavır göstermektedir.

Yarın yeni yılın ilk buluşması olarak “Yeniden Cumhuriyet, Yeniden Milli Misak” diyeceğimiz forum için Göktürk-İstanbul’da olacağım.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...