Anımsadığım kadarı ile ilk ödülümü 10 yaşında iken rahmetli babamdan aldım. O gün için azımsanmayacak miktarda bulduğum parayı, ona söylemem ve ne yapmam gerektiği konusunda bilgisine başvurmam sonucunda gelişen olaylar ve davranışlar zincirim, benim babam tarafından ödüllendirilmeme neden oldu. Sanırım bu olayda babam beni ödüllendirerek hem dürüst davranışımı takdir ettiğini gösterdi, hem de yaşamımda dürüst bir rotada seyretmem konusunda bana özendirici oldu.

Bir başarı karşılığı verilen armağan’ olarak tarif de edilebilen ödülü, çoğumuz bir şekilde yaşamımız boyunca almışız veya vermişizdir.

Nereler de ve niçin ödüller verilir?

Aileler verir, çocuklarının başarısı için,

Okullar verir, öğrencilerinin başarısı için,

Kurumlar ve şirketler verir, çalışanlarının başarısı için,

Dernekler ve vakıflar verir, amaçlarına hizmet eden vatandaşlar için,

Silahlı Kuvvetler verir, kahramanlar, cesurlar, çalışkanlar ve ülkesi için gözünü budaktan sakınmayanlar için,

Devletler verir, namuslu, yasalara saygılı, üretken, girişimci, çalışkan yurttaşları için.

Haksız yere, hak etmeyenlere ödül verildiği olur mu?

Hem de çok olur. Eğer ödül verme işi somut kriterlere dayandırılmaz veya kriterler iyi olsa bile değerlendirenler, bilim egemen kafalı değilseler ve beyinlerinin ücra dehlizlerinde karanlık, yoz ve ön yargılı fikirler taşıyorlarsa bu haksızlık çokça olur.

Ödül yalnızca geçmişteki başarı için mi verilir?

Hayır.Bazen de gelecekteki hizmet ve başarınız için motivasyon unsuru olarak verilir. Sizde vefalı davranarak sizden istenenleri yerine getirirsiniz.

Biliyorsunuz bir de uluslararası ortamda verilen ödüller vardır. İşte, en karmaşık, işin içinden çıkılması en zoru, hele ödülü alan devlet, hükümet başkanı veya üst düzey bir asker veya bürokrat ise niçin verildiğinin değerlendirilmesi en güç olanı budur.

Bu uluslararası ödüller bizzat devlet eliyle verildiği gibi, arkasında devlet veya emperyalist güç odakları bulunan vakıflar veya Sivil Toplum Kuruluşları (STK) vasıtası ile de verilir.

Şunu aklınızdan asla çıkarmayın günümüzde bu vakıf veya STK‘lar büyük devletlerin veya emperyalist güç odaklarının operasyon silahlarıdır.

Bu nedenle Devlet Büyüklerimiz uluslararası ortamda ödüllendirildiğinde, sorgulayıcı aklınızı çalıştırın, ödüllendirme gerekçesinin basında size takdim edildiği şekilde olmayabileceğini, gerçek nedenin mutlaka uzun veya kısa vadeli, kendi ülkemizin çıkarına olmayan bir yönlendirme olabileceğini düşününüz ve değerlendiriniz.

Uluslararası ortamda verilen ödüllerde amaç, veren tarafın çıkarlarına hizmet veya geleceğe yönelik olarak ödül verdiği devlet büyüğünü itibarlaştırarak ve yönlendirerek kendi hedefleri doğrultusunda kullanmaktır.

Ben bir Devlet Büyüğümüze uluslararası ortamda bir ödül verildiğinde, bunun ülkemize faturası ne olacak? Diye düşünürüm.

Bazen bu faturaları çocuklarımız veya torunlarımız ödemek zorunda kalabilir, bunu unutmayınız. Tarih bilimi bunun sayısız örnekleri ile doludur. Hem kendi ulusal tarihimizde, hem de mazlum milletlerin tarihinde bunları görebiliriz.

Daha önceki yazımda ifade etmiştik; Devlet yönetmek satranç oyunu gibidir, hamleler düşünerek planlayarak, hesap edilerek yapılır, tavlacılarla bu iş olmaz.

Şimdi bu gözle değerlendiriniz Devlet Büyüklerimizin aldıkları ödülleri?

Sözlerimi Başbakanımızın ” Kaddafi İnsan Hakları Ödülü ” ile bitirmek istiyorum.

Libya Devlet Başkanı Albay Kaddafi’nin insan hakları sicili çok kötü, ülkesinde muhalefete izin vermeyen, muhaliflerini yaşatmayan, hapse atan, sürgüne gönderen, öldüren, içi sivil dolu bir uçağı bombaladığı için tazminat ödemek zorunda kalan,

Petrol gelirini halkının refahı için değil, oğlunun futbol tutkusu için kullanan, üstelik Sayın Erbakan’a Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak Libya’da misafir ederken ülkemize hakaret eden, demokrat olmayan, darbeci olan bir lider olduğu için, bu ödülün alınması uygun değildir. Ayrıca insan hakları ödülünü bu dünyada verecek en son kişidir, Alb. Kaddafi.

Siz ne dersiniz?

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...