Başbakan Davutoğlu Brüksel dönüşünde; “AB ile Kayserili pazarlığı yaptık” demiş. Daha önce de, Irak için ABD ile “At Pazarlığı” yapmışlardı.

Bu açıklama; iktidarın ilkeler, değerler peşinde olmadığını, ülkemizin uzun vadeli menfaatlerini ve güvenliğini maddi çıkarlar karşılığında pazarlık edebileceğini göstermektedir.

Mülteci pazarlığında gelinen durum; “Size biraz para verelim, mülteciler Türkiye’de kalsın, Avrupa’ya gelenleri de size geri verelim” şeklindedir.

Vizenin kaldırılması ve AB müzakere başlıklarının açılması, tam anlamıyla kandırmacadır. Türkiye, AB’ye tam üyelik için 1987’de başvurmuş ama müzakereler 2005’de başlamıştır. Şu ana kadar 11 yıl geçmiş ama hala Türk vatandaşlarına vizesiz dolaşım hakkı tanınmamıştır.

Halbuki bu haklar; üyelik potansiyeli Türkiye ile kıyaslanmayacak derecede olan Doğu Avrupa ülkeleri için çok kısa zamanda gerçekleşmiştir.

Özetle ve sonuç olarak söylemek gerekirse; AB Türkiye’yi birliğe almak istememektedir. Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın çıkardığı güçlüklerse işin görünürdeki mazereti ve bahanesidir.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...