Bu köşede fırsat buldukça, bazı geçmiş faaliyetlerimizden bahsediyor ve gelecek faaliyetlerimizin duyurusunu yapmaya çalışıyoruz. Bunun en büyük nedeni malum nedenlerle basınımızda bu etkinliklerimizin yer bulamamasıdır.
Siz okurlarımdan gelen mektup, telefon ve elektronik iletiler gösteriyor ki, doğru yoldayız. Bu yöntemi “Kendi gemini kendin yap” gibi “Kendi haberini kendin yap” şeklinde mütalaa edebilirsiniz.
Sessiz Çığlık
Geçtiğimiz cumartesi günü; önce saat 13:00’de emperyalist projenin taşeronları (Erdoğan, AKP ve Cemaat) tarafından emperyalizmin desteği ile zindanlara attığı askerlerin için Vardiya Bizde Platformu’nun düzenlediği “Sessiz Çığlık” eylemine katıldım ve istek nedeniyle bir konuşma yaptım.
Ailelerin çektiği ıstırabı görmemek için, taş kalpli olmak lazım. Daha önce bu köşede belirttiğimiz gibi; buna savaş gözüyle bakıyorlar. Savaşta acımak olmaz! Hem onlar içeri tıkılmasaydı ve geride kalanlar korkutulmasaydı, ülkemiz bölünme ve parçalanma sürecine nasıl sokulabilirdi ki! Halen yürüyen projeler, geriye çevrilemez eşiğe geldiğinde bırakacaklar. Merak etmeyin!
Yurtseveri öldürdüler!
Bugüne kadar zindanlarda çok yurtsever öldürdüler. En son katlettikleri ise; Jandarma eski Genel Komutanı ve MİT eski Müsteşarı Teoman Koman’dır. 77 yaşında bulunan hasta bir insanı zindana atmanın sonuçlarını önceden kestirmek, sanırım fazla feraset istemez. Yaşamını kaybettiğinde, tahliye olalı sadece 3,5 ay olmuştu.
Daha sonra saat 14:00’de Levent’te bulunan Beşiktaş Belediyesi Kültür Merkezi’nde, Milli Merkez Beşiktaş’ın kuruluş toplantısına katıldık. Artık salonlar dar geliyor. Milli Merkez’e her geçen gün halk tarafından gösterilen ilgi, artarak büyüyor. Katılımcıların ilgisi, heyecanı, beklentileri, milli duyarlılıkları, arkası kesilmeyen endişe dolu soruları ile salonun atmosferi izlenmeye değerdi.
Sorun seçeneğin yaratılmasında
Bence; artık halkın uyanma sorunu kalmadı. Çoğunluk tehlikenin farkında! Sorun; halkın önüne açık yüreklilikle doğru alternatifi koyabilme becerisinin gösterilmesinde. Sorun; sağcısını, solcusunu, milliyetçisini, sosyalistini, ülkücüsünü ve ilahi mesajı doğru anlamış dindarını kucaklayacak millici seçeneğin yaratılmasında. Sorun; aslanlı yolda yan yana gelenlerin birleştirilmesinde!
Milli Merkez toplantısından sonra, saat 18:30’da, bu sefer Beşiktaş Kültür Merkezi’nin giriş salonunda bir sanat olayının açılışına tanıklık yaptık. Türkiye’yi bölüp parçalamak ve Ortaçağ karanlığına götürebilmek maksadıyla zindanlara atılan askerlerin resim, yontu ve maket sergisinin açılışı vardı. Açılışa bizlerle birlikte Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal da katıldı ve konuşma yaptı. Kendisini yürekten kutluyorum.
Neydi bu işin gizemi?
Sergi, gerçekten görülmeye değerdi. Eserler arasında dolaşırken şaşkınlığımı gizleyemedim. Sanki bunlar; yıllarını bu işe vermiş sanatçılar tarafından yaratılmıştı. Halbuki bu eserlerin sahipleri, askerdiler! Bir kısmı zindanlara atılana kadar eline fırça almamıştı. Neydi bu işin gizemi?
Esasında, sorunun cevabı anlayabilen için çok basitti. Bu insanlar; Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimlerinin bu topraklardaki aydınlık yüzüydüler. Çünkü; Atatürk bilim egemen kafa ve eleştirel akıl demektir. Çünkü; Atatürk üretebilmek, sanat yapabilmek ve ilahi mesajın doğru algılanması demektir.
Adam boğazlıyor olabilirlerdi!
Şimdi bir düşünün; bu sanat eserlerini yaratan askerler Türkiye’de değil de Suudi Arabistan’da doğsalardı veya aynı yobaz iklimin başka bir ülkesinde, bu yaptıklarını yapabilirler miydi? Belki de; Suriye’de cihat uğruna adam boğazlıyor olabilirlerdi değil mi?
Bugün askerlerimizi içeri atanlar ve onlara düşman olanlar; ülkemizin Aydınlanma Devrimlerinden farklı nedenlerle nasibini alamamış karanlık yüzleridir. Şu an Türkiye’de yaşadıklarımız, karanlığın aydınlığa olan düşmanlığıdır.
İçine tükürürüm
“Ben böyle sanatın içine tükürürüm, Bu bir ucube, Bu sanat eseri değil tahrik ediyor” söylenenlerden sadece bazılarıdır. İşte bu sözlerin sahipleri; ülkemizin karanlık yüzüdür ve Aydınlanma Devrimlerine düşmandırlar.
Dün, Bakırköy Gönüllü Çevreciler Yardımlaşma Derneği’nin “Binyılın Lideri Atatürk” konulu etkinliğine katıldım ve bu konuları anlattım.
Saygılar sunarım.
