JEREMY'NİN BAŞARISINDAN DERS ALMALIYIZ...

Geçtiğimiz Perşembe (8 Haziran 2017), İngiltere’de yapılan genel seçimlerde halen iktidarda bulunan Muhafazakâr Parti, ağır bir yenilgiye uğramasına rağmen birinci parti konumunu korudu. Halbuki seçimlerden çok kısa bir süre önce yapılan kamuoyu yoklamalarında İşçi Partisi’nin 20 puan önünde gözüküyor ve seçimleri farklı kazanacağı sanılıyorken, ancak 2 puan önde tamamladı ve tek başına iktidar olabilmenin gerektirdiği çoğunluğu elde edemedi.

Muhafazakâr Parti lideri ve Başbakan Theresa May azınlık hükümeti kuruyor. Gelecek pazartesi (19 Haziran 2017), Kraliçe’nin yapacağı konuşma ile beraber Parlamento yeni döneme başlayacak ve 29 Haziran’da yapılacak oylama ise güven oyu niteliğinde olacak.

Protestan Köktendinci Lider

Theresa May’in azınlık hükümeti, Kuzey İrlanda’dan sağcı DUP’un (Democratic Unionist Party) desteğini alıyor. DUP, 1971’de Protestan köktendinci lider Ian Paisley tarafından kurulmuş. Bu partinin köklerinde aşırı sağcılık da var! Ayrıca; DUP Kuzey İrlanda’da terör olaylarına karışmış taraflardan biri.

DUP’un azınlık hükümetini destekliyor olması, Kuzey İrlanda’nın geleceğini olumsuz etkileyebilir. Daha şimdiden Kuzey İrlanda’nın diğer partileri olan Sinn Fein ve İrlanda Sosyal Demokrat Partisi olumsuz tavrını ortaya koydu ve açıklama yaptılar.

Yakında Erken Seçim Var

Theresa May azınlık hükümetini, Brexit ve AB ile ilişkilerin devamından yana olan Muhafazakâr Milletvekillerinin direnci gibi çok zor konular bekliyor. Hele 10 Milletvekili olan DUP tarafından destekleniyor olması ve onlara vereceği tavizler ise, azınlık hükümetinin yumuşak karnını oluşturuyor.

Durumdan da anlaşıldığı gibi; İngiltere’de hiç kimse Theresa May azınlık hükümetine başarılı olabilme şansı tanımıyor. Seçimlerde Theresa May’i destekleyen sağ medya ve çevreler de bu görüşe katılıyor. Hatta, May’i “Yürüyen Ölü Kadın” (Dead Woman Walking) olarak nitelendiriyorlar. Gözüken, yakında erken seçimin olacağıdır.

 

Şimdi Seçim Olsa İktidar Olur

Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi, çok gerilerden gelmesine rağmen seçimleri Muhafazakâr Parti’nin sadece 2 puan gerisinde bitirdi. Kimse şans tanımamıştı ve destek vermemişti. Devlet kanalı BBC, Jeremy Corbyn’nin aleyhine çalıştı. Kendi partisindeki Tony Blair yanlısı milletvekilleri de destek değil, köstek oldular. Tek desteği vardı, halk!

Seçimlerden sonra yapılan yeni kamuoyu yoklamalarında İşçi Partisi, Muhafazakâr Parti’nin tam tamına 6 puan önünde gözüküyor. Belli ki, Theresa May hükümetini zorlu günler bekliyor ve Jeremy Corbyn’in nefesini enselerinde hissedecekler.

Herkes Yanıldı!

İngiltere demek, aynı zamanda Londra demektir. Londra’nın 49 bölgesi var, 42’sini İşçi Partisi aldı! İşçi Partisi, 1919’dan beri milletvekili çıkaramadığı Canterbury’de bile milletvekili çıkardı, sırf üniversiteli gençler sayesinde. Jeremy Corbyn, derin devletin, medyanın, iş çevrelerinin ve partisinin ağır toplarına rağmen bu başarıyı kazandı.

İşçi Partisi’nin ağır toplarından Lord Mendelson’a seçimlerden sonra sordular; “Yanıldınız, ne  düşünüyorsunuz?” diye. Mendelson; “Corbyn gerçek bir lider olduğunu kanıtladı. Sadece ben değil, herkes yanıldı” diye yanıt verdi.

İlkeli ve Zikzakları Yok!

Esasında Corbyn, başından beri tam bir liderdi, inandığı yoldan hiç vazgeçmedi ama İngiliz emperyalizmi için bir tehlikeydi, yemek için ellerinden geleni yaptılar. Gazeteci, Lord Mendelson’a sorar: “Eğer Corbyn’e destek verseydiniz, şimdi başbakandı, değil mi?” Mendelson biraz mahcup bir ifadeyle “Evet” diye cevap verir.

Her şeyden önce Jeremy Corbyn, ilkeli ve zikzakları olmayan, söylediğini yapan, yaptığını söyleyen biri. Gençliğinde ne söylediyse, bugün de aynı şeyleri söylüyor. 1980’de de, Irak Savaşı öncesinde savaşa karşı çıkarken de hep aynı yerde durmuş. Hiç savrulmamış, kimseye benzemeye çalışmamış ve taklit etmemiş.

Terör Yaptığımız Savaşların Sonucu

Jeremy Corbyn seçim bildirgesinde; Ulusal Sağlık Servisi’ne (NHS) 40 milyar sterlin devlet yardımı yapılacağını, devlet okullarının destekleneceğini, üniversite harçlarının kaldırılacağını, kurumlar vergisinin arttırılacağını, düşük gelirlilerden alınan vergilerin azaltılacağını, demiryollarında devletleştirme yapılacağını, nükleer silahlanmaya ayrılan paranın düşürüleceğini, NATO’nun sadece barış ve Kuzey Avrupa Güvenlik Örgütü olarak destekleneceğini söyledi.

Corbyn’i halk ve özellikle gençler çok seviyor. Kolay değil I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar emperyalizmin ağababası olmuş ve emperyalizmin nimetlerinden faydalanmış ve hala faydalanan bir ülkede antiemperyalist söylemlerle lider olmak ve iktidara gelmeye çalışmak. Bakınız, en son Londra’daki terör saldırısından sonra Jeremy Corbyn; “Terör İngiltere’nin yaptığı savaşların sonucudur” diyor.

Delege Madrabazlığına Son Verilmeli

Başarısının sırrı ise; Corbyn’in İşçi Partisi’nin liderliğine halkın gücüyle gelmesi. İşçi Partisi delegeleri ile seçim yapmış olsaydı; Corbyn asla lider olamaz, İşçi Partisi de halkın desteğini alamaz ve seçim başarısı kazanamazdı!

Biz de “Ben seni seçiyorum, sen de beni seç” şeklindeki, delege ağalığına ve madrabazlığına son vermez isek, halkın teveccühüne mazhar olacak ve AKP’yi devirerek felakete gidiş sürecini durduracak muhalefet liderlerini çıkarmak mümkün olamaz.

Hulki Cevizoğlu’nun sosyoloji, psikoloji, din felsefesi ve astronomi üzerine bir çalışması olan “Compositio” adlı kitabını okumanızı öneririm. Cevizoğlu’nu “Sosyoloji Doktorasını” tamamladığı için kutluyor ve tez aşaması için başarılar diliyoruz.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...