Geçen hafta Cuma günü Filipinler’in başkenti Manila’da 200 kadar Filipinli Çin Büyükelçiliği önünde toplanarak Çin karşıtı gösteri yaptılar. Her iki ülkenin arası nisan ayı başından itibaren Huangyan Adacıkları nedeniyle gergin. Bu nedenle Çin’deki seyahat acenteleri Filipinler’e yapılacak turları durdurdu. Çin Büyükelçiliği Manila’da yaşayan Çin vatandaşlarını gösteriler sırasında sokağa çıkmamaları ve Filipinliler ile tartışmalara girmemeleri konusunda uyardı.

Çin ve Filipinler arasında gerginliğe neden olan Huangyan Adacıkları Güney Çin Denizi’nde Çin ve Tayvan’ın güneyinde ve Filipinler’in batısında bulunan ada, adacık ve mercan kayalıklarından oluşan yaklaşık 130 km² büyüklüğünde ve su derinliği fazla olmayan üçgen şeklinde bir alandır.

Bu alan balıkçılık açısından çok zengindir. Ayrıca yapılan son araştırmalarda bölgenin petrol, doğal gaz ve diğer kaynaklar açısından da zengin olduğu anlaşılmıştır.

Anlaşmazlığın nedeni

İşte Çin ve Filipinler arasında gerginliğe yol açan ve tırmanma emareleri gösteren anlaşmazlığın nedeni bu zenginliğe sahip olma veya diğer bir ifade ile paylaşımı mücadelesidir. Bu alanda egemenlik iddiası olan ülkeler ise Çin, Tayvan, Filipinler, Vietnam ve Malezya’dır.

Huangyan Adacıkları bölgesine egemen olacak ülke bu bölgeye ilave olarak Birleşmiş Milletler ( BM ) Deniz Hukuku Sözleşmesine göre karasularına ( 12 mil ) ve onun ötesinde 200 mile ( 370 km ) kadar uzanan Münhasır Ekonomik Bölge ( Exclusive Economic Zone )’ye sahip olacak ve dolayısıyla Güney Çin Denizi’nde balıkçılık ve ticari faaliyette bulunma ile yeraltı zenginliklerini elde etme açısından çok geniş alanları sahiplenecektir.

Çin bölgeye harp gemileri gönderdi.

Geçen ay Filipinler Sahil Güvenli Komutanlığı’na bağlı gemilerin Huangyan Adacıkları bölgesinde avlanan Çin balıkçı gemilerine müdahale etmesi üzerine Çin bölgeye harp gemilerinden oluşan küçük bir filo gönderdi.

Bölgede her iki ülke arasında balıkçılık faaliyetleri konusunda gelişen itiş kakış, medya organlarında yer alan bazı adacıklara Çin bayrağının dikildiği haberi son günlerde artan gerginliğin nedenlerindendir.

Çin bölgenin 1279’da Yuan Hanedanlığı zamanında keşfedilip, haritasının çizildiğini ve o tarihten itibaren Çinli balıkçılar tarafından kullanıldığını hatta bölgede balıkçılıkla ilgili altyapı tesisleri kurulduğunu ileri sürmekte ve egemenliğin kendine ait olduğunu iddia etmektedir. Filipinler ise aksini söylemektedir.

ABD’nin parmağı var

Çin en yetkili ağızlardan başkent Manila’daki gösterilerin Güney Çin Denizi’ndeki sorunun çözümünü daha da zorlaştırdığını, gerginliği artırdığını ve tırmanmaya neden olduğunu söyleyerek Filipinler’i uyarmaktadır. Çin bu gerginlikte ABD’nin parmağı olduğunu ve bu konuda Filipinler’i isteklendirdiği suçlamasını da yapmaktadır.

Sanırım Türkiye’nin Ortadoğu’da olduğu gibi Filipinler’de Asya-Pasifik bölgesinde ABD politikalarının ve planlarının en önemli uygulayıcısı ( taşeronu ) olduğu değerlendirmesini yapmak pek yanlış olmaz.

Çin gerginliğin artmasına paralel olarak Filipinler’i sıkıştırmak için bazı tedbirlere başvuruyor. Bunlardan biri Filipinler’den Çin’e yaş meyve ( Muz, hindistan cevizi, papaya vb. ) ihracatında kontrolleri sıkılaştırarak, ürünlerin haşere ilacı taşıdığı bahanesiyle Filipinler’i zarara uğratmak. Filipinler’den Çin’e 2011 yılı içinde yapılan yaş meyve ihracatı yaklaşık 500 milyon dolar olarak gerçekleşmiş.

Çin, ülkesi için çok büyük katma değer sağlayacağı aşikar olan Huangyan Adacıkları bölgesine sahip olmak istemektedir. Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Fu Ying ‘’ Filipinler’in bu bölgede yapacağı her şeye cevap vermek için hazır olduklarını ‘’ söyleyerek kararlılıklarını göstermektedir.

Huangyan Adacıkları aidiyeti tartışmalı bir bölge olup egemenlik mücadelesi özellikle Çin ve Filipinler arasında kıyasıya devam etmektedir.

Ülkemizin çıkarlarına kim sahip çıkacak?

Türkiye ve Yunanistan arasında ise 152 ada ve adacığın aidiyeti tartışmalıdır. Tarih ve uluslar arası hukuk bu ada ve adacıkların ülkemize ait olduğunun en büyük kanıtıdır. Bunlardan Eşek ve Bulamaç adaları halen Yunanistan’ın işgali altındadır. ABD’nin Ortadoğu taşeronu AKP bu duruma sessiz kalmakta ve gıgını çıkarmamaktadır.

Bugün Kıbrıs’ta ve Batı Trakya’da atalarımızdan miras vakıf mallarımıza açıkça el konmuşken mütekabiliyeti gözden uzak tutarak karşılıksız olarak ülkemizdeki vakıf mallarını kiliselere peşkeş çekmek neyin nesidir? Yoksa karşılık kişisel olarak komisyon alarak ve AKP hükümetine dış destek sağlanarak mı alınmaktadır?

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...