Gergedan; gergedangiller familyasından bugüne kadar soyunu sürdürebilmiş, kara hayvanları içinde filden sonra en iri olan bir hayvan türüdür. Gergedan; kısa ve kalın bacaklı, ayaklarında tek bir tırnakla çevrili üç parmağı olan, kafası iri, kulakları geniş, ucu püsküllü çok kısa kuyruklu, acayip görünümlü bir hayvandır.

Tabii ki, bugünkü konumuz biyoloji değil. Gergedanla başlamamın nedeni; Romen asıllı Fransız yazar Eugène Ionesco’nun “Gergedanlar” adlı ünlü tiyatro oyunundan bahsedebilmek içindi.

Oyunda; bir şehre gelen gergedanlar, önce halkın şaşırmasına neden olur. Belli bir düzen içinde yaşamaya alışmış insanlar, özellikle iktidarın gergedanlara geçmesiyle birlikte, gergedanlara benzemeye başlar. Düzene uymayan veya uymayı beceremeyen oyunumuzun kahramanı Berenger, gergedanlaşmayı da beceremeyerek tek başına kalır.

İslami Faşizm

Eugène Ionesco, Gergedanlar oyununda; II. Dünya Savaşı öncesinde başlayan, Avrupa’da terör estiren totaliter rejimlerin insanlığı nasıl yavaş yavaş ele geçirdiğini anlatır. Yazar, söz konusu dönüşümden duyduğu endişe için şunları söyler; “…birden bire ortaya çıkan bir düşüncenin bulaşıcı bir hastalık gibi yayılması. Yeni bir din, bir öğreti, bir fanatizm sürükleyebiliyor insanları… Bilmem hiç dikkatinizi çekti mi; insanlar sizin düşüncelerinizi artık paylaşmıyorsa, sanki canavarlarla karşı karşıyaymışsınız duygusunu uyandırıyor insanda. Örneğin; onlar gibi düşünmüyorsanız, göz kırpmadan öldürebilirler sizleri.”

Bu tiyatro oyunundaki durum, ülkemizdeki gelişmelere ne kadar da çok benziyor, değil mi? Yazar, bu oyununu 1940’lı yıllardaki faşizmin toplum ve bireyler üzerindeki ağır baskısını anlatmak için yazdı. Bugün Türkiye’de; her gün anayasamızı ve yasalarımızı ihlal ederek suç işleyen, bulunduğu yere darbe ile gelen, demokratik geleneklerden zerre kadar nasibini almamış, diktatöryal bir yönetim var. Bu yönetim; ülkemizi 2000’li yılların ilk çeyreğinde, koşar adım İslami faşizme doğru götürmektedir.

Müslüman Kardeşler

Tam anlamıyla duruma hakim olunca; bu faşizm, 1940’lı yılların faşizmine rahmet okutur, bilesiniz! Bakınız, Arap Dünyası’nın yaşayan en büyük şairi olan ve Adonis takma adıyla yazan Ali Ahmet Said Eşber; “Faşizmin en kötüsü dini faşizm” diyor ve ekliyor “AKP; Türkiye’de Müslüman Kardeşler (İhvan) zihniyetini temsil ediyor ve kurumları bir bir yok ediyor”. Şair Eşber çözüm olarak laikliği, bireysel hak ve özgürlükleri gösteriyor.

Ama bugün ülkemizde; bireysel hak ve özgürlükler ayaklar altında ve özellikle İslam ülkelerinde demokrasinin olmaz ise olmazı ve Anayasamızın değiştirilemez hükmü olan laikliğe düşmanlık eden bir iktidar var. Zaman zaman, tam duruma hakim olamadığı için kıvırmasına ve “çevir kazı yanmasın” yapmasına rağmen; yobazlık, gericilik ve faşizm rotasında diktatöryal bir baskıyla ilerlemeye devam ediyor.

Diktatörlüğün Oyuncağı Oldu

Dünyaca ünlü Hollandalı tarihçi Erik-Jan Zürcher; ülkemiz üzerindeki çalışmaları nedeniyle, 2005’de Türkiye’den “Yüksek Şeref Madalyası” almıştı. Mayıs 2016 itibarı ile bu madalyayı iade etme kararı aldı. Gerekçesini; “Türkiye fiili bir diktatörlüğün oyuncağı oldu” sözleriyle açıkladı.

Anlayacağınız; ülkemizde tam anlamıyla bir diktatörlük var. Toplumu baskıyla, ihalelerle, ele geçirdikleri medyayla ve devletin gücünü kullanarak gergedanlaştırmak ve İslami Faşizmin sürüleri haline getirmek istiyorlar. Sizi bilmem, ama ben tek başına kalsam da gergedanlaşmayacağım.

Fikir Bahane, Beni Denedi

Geçenlerde, Habertürk Tv’den birisi aradı ve bir konuda fikrimi almaya çalıştı. Fikir bahane; beni denedi, gergedanlaşıp gergedanlaşmadığıma, gergedanlaşma yolunda mesafe kat edip etmediğime baktı. Baktı ki bu konuda mesafe kat etmemişim, sadece konuşmakla yetindi ve programa çağırmadı.

Sevgili okurlarım; bugün için merkez medyanın istisnasız tamamında, sadece ve sadece gergedanlar çıkar. Veya gergedanlaşma yolunda ilerleyen ve ümit verenler. En fazla, bir iki denerler ve değişimi görmezlerse bir daha ekran yüzü göstermezler. Çünkü, Erik-Jan Zürcher’in ifadesiyle; “Türkiye’de medya iğdiş edildi, ya rejimin sözcüsü oldular ya da oto-sansür uyguluyorlar.”

Daha önce muhalif olduğu halde, birisi artık devamlı merkez medyaya çıkabiliyorsa biliniz ki; gergedanlaşmış veya gergedanlaşma rotasında ilerliyordur.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...