Geçen Cumartesi günkü köşe yazımda bir dizi faaliyete katılmak için 6-12 Mart 2014 tarihleri arasında Almanya’da olacağımı yazmıştım. Bu süre içinde 2’si panel, 3’ü konferans olmak üzere 5 etkinliğe katıldım. Panel çalışmaları için hedef kitle Almanlardı. Karlsruhe ve Frankfurt’ta icra ettiğimiz her iki panelde salon ağzına kadar Almanlarla doldu.

Biri ben biri Alman olmak üzere iki panelisttik. Suriye’de meydana gelen insanlık dışı vekaleten savaşı, bu savaşın küresel resim içindeki yerini ve Türkiye’de olan gelişmeleri anlattık ve tartıştık. Almanların ilgisi ve Türkiye’de olanları öğrenme isteği gerçekten görülmeye değerdi.

Almanya Suriye’nin uzağında ve bu savaştan direk olarak etkilenmiyor. Almanların ortalama olarak refah durumları iyi, güvenlik sorunları yok, anlayacağınız yaşamları tıkırında ama Suriye’de ve Türkiye’de neler olduğunu merak ediyorlar. Ama Türkiye için durum Almanya gibi değil. Suriye’de olanlar ülkemizin varlığını, bekasını ve geleceğini tehdit ediyor. Suriye konusuna Almanlardan daha fazla ilgi göstermek zorundayız!

Almanya’da beni dinlemeye gelen bazı subaylarla tanıştım. Bunlardan birisi de Deniz Kurmay İkmal Albay Ali Gözenek idi. Üç yıldır Almanya’da yaşıyormuş. Balyoz kumpasının mağduru! Başarılı, aydın, entelektüel, yurtsever bir asker ve denizci. İngilizce, Fransızca ve Almanca biliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış ve yine aynı üniversite de yapmaya çalıştığı doktorası halen ülkemizde yaşadığımız iç savaş nedeniyle yarım kalmış.

Adaletsizlikten ve hukuksuzluktan kaçtım

Ali Gözenek, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda çalışırken amirleri durumunda bulunan Lojistik Başkanı Tümamiral Soner Polat’ın, Lojistik Plan Daire Başkanı Deniz Kurmay Albay Bora Serdar’ın ve yine Deniz Kuvvetleri Lojistik Başkanlığı’nda görev yapan Tuğamiral Osman Kayalar’ın uydurma ve dijital terör unsuru belgelerle tutuklandığını görünce sıranın kendisine doğru geldiğini görür ve 16 Eylül 2011 tarihinde dilekçesini vererek emekliliğini ister. 18 Eylül’de hemen yurtdışına çıkar ve Almanya’ya gelir. 19 Eylül’de kendisinin de aralarında bulunduğu 9 kişiyi çağıran savcının talebi üzerine 8’i tutuklanır. Gözenek yurtdışına çıkmamış olsaydı bugün itibarıyla yaklaşık 3 yıldır zindanlarda olacaktı!

Kendisine ülkesinden niye kaçtığını ve adalete teslim olmadığını sordum. “Ben ülkemden ve adaletten kaçmadım, kaçılmaz da! Ben adaletsizlikten, hukuksuzluktan ve sivil darbenin zulmünden kaçtım, burada güç toplayıp mücadeleye destek vermenin peşindeyim ve ülkeme mutlaka döneceğim ve hesap saracağım” dedi. Bu durumda yurtdışında 21 askerin bulunduğunu ve aralarında iletişim olduğunu öğrendim.

Ali Gözenek Almanya’dan siyasi mülteci hakkını yeni almış. Almanya bu hakkı kolay vermemiş tabi ki! Alman makamları önce Balyoz İddianamesini incelemiş, bunun deli saçması ve kumpas olduğunu, hukuktan zerre kadar eser olmadığını gördükten sonra bu karara ulaşmış. Ama şimdi gelenler bu inceleme süreci yapıldığı için çok kısa sürede siyasi mülteci hakkına kavuşuyorlarmış. Son gelenlerden bir subay bu hakkı 1 ay içinde almış. Ali Gözenek Almanya’ya ilk geldiğinde 3 gün süreyle mülteci kampında PKK’lı teröristlerle aynı odada bile kalmış. Bunu anlatırken gözleri çakmak çakmak oldu ve “Bana ve bir Türk subayına bunu yaşatan kumpasçılardan ve darbecilerden bunun hesabını mutlaka soracağım ve burunlarından fitil fitil getireceğim” dedi.

Almanya siyasi mülteci hakkı kazananlara ev kirası, ısınma, elektrik, su masraflarını karşıladıktan sonra tek kişi ise 390 avro, evli ise 750 avro eğer bir de çocukları var ise ayda 1050 avro maaş bağlıyor. Ayrıca Almanca öğrenmesi ve iş bulabilmesi için ücretsiz eğitim imkanı ve yol parası sağlıyor. Almanya’ya müteşekkirler ama vatandaşı olmak istemiyorlar ve bir an önce Türkiye’ye dönmek arzusundalar buradaki Genç Türkler!

Jön Türklerin ruhu var!

Biliyorsunuz Jön Türkler 19.Yüzyılın sonlarına doğru Avrupa’ya kaçarak II. Abdülhamit’in istibdadına, hukuksuzluğuna, adaletsizliğine ve zamanın anayasasını (Kânûn-i Esâsî)  ortadan kaldırmasına karşı mücadele için Avrupa’ya kaçmışlardı.

Bugün Avrupa’da bulunan bu Genç Türklerde de aynı ruhu gördüm. Bunlarda Tayyip Erdoğan’ın istibdadına, halen süre gelen sivil darbeye, paralel devlete, emperyalist işbirlikçiliğine, bölünme ve parçalanma sürecine, hukuksuzluğa, adaletsizliğe isyan ve mücadele etmek için ataları gibi yine Avrupa’dalar!

Son günlerde devam eden tahliyelere seviniyoruz evet ama yetmez. Hepsi çıkacak! Onlara ve onların üzerinden ülkemize kumpas kuranlar yargılanacak! Bu olacak bunun başka yolu yok!

Bugün Almanya’dan dönüyorum ve ayağımın tozu ile 18:00’de Küçükçekmece Milli Merkez Kurultayı için Ekin Düğün Salonu’nda Hüsamettin Cindoruk, Zekeriya Beyaz, Haluk Dural, Ümit Ülgen ve Halil Nebiler ile birlikte olacağım ve Almanya’daki gözlemlerimi anlatacağım.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...