Sanırım size Türk Deniz Kuvvetleri personelini bu şekilde takdim etmeye, sizin algınızı bu yönde değiştirmeye çalışıyorlar. Epeyce mesafe kaydettiklerini söyleyebiliriz.

En tarafsız insanımızın bile,

Neler oluyor?

Hepside yalan mı?

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz,

Niye komutanları çıkıp aksini söyleyemiyor?

dediğini duymuşunuzdur.

Amaçları Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Yüce Türk Ulusunun gönlündeki güvenirliliği yok etmek, Türk Silahlı Kuvvetlerini sindirmek ve dönüştürmektir.

Buna niçin mi ihtiyaç vardır?

Çünkü moral ve motivasyonu bozulmasına, kendini savunamaz duruma getirilmesine ve komuta kademesi kısmen abandone edilmesine rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri hala yürütülmekte olan Gülsuyu Darbesi önünde engel olarak görüldüğü içindir.

Niye ülkemizde Gülsuyu Darbesinin yapılmasına ihtiyaç vardır?

Niye Türk Silahlı Kuvvetleri başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Kurumları hedeftir?

Niye Türk Deniz Kuvvetleri bir numaralı hedeftir?

Bu soruların cevaplarını gelecek yazılarımda vereceğim. Şimdi müsaade ederseniz Türk Deniz Kuvvetleri Personelinin profesyonel bölümü olan subay ve astsubaylarının fuhuşçu ve ahlaksız olmalarına imkan var mı?

Bir inceleyelim.

Bu personel, toplumumuzun içinden yani bizim çocuklarımızdan seçilerek alınmakta ve astsubaylar için yüksekokul seviyesinde iki yıl, subaylar için lise seviyesinde beş, üniversite seviyesinde mühendislik düzeyinde dört yıl olmak üzere toplam dokuz yıl eğitim ve öğretimden sonra mesleğe başlamaktadırlar. Bu eğitim ve öğretimin çok önemli bir bölümünü etik ve ahlaki değerler oluşturmaktadır.

Doğrudur, aynı toplumun içindeki bireylerin genel olarak durumları birleşik kaplar prensibinden hareketle benzeşim gösterse de, etik ve ahlaki duyguların eğitim ve öğretimle kazandırılabileceği göz önüne alındığında bu kitlenin ( denizcilerin ) toplumun bütününden göreceli olarak daha iyi durumda olacağı bilimsel olarak aşikardır.

Sorun ahlak sorunu değil, darbeye yönelik olarak operasyon sorunudur.

Denizcilerimizi Türk Halkının gözünden düşürme onları ahlaksız gösterme çabasıdır.

Nasıl mı yapılmaktadır?

Bunlar, devlet olanakları da dahil olmak üzere sizi, yakınlarınızı izlemekte ( Telefon, elektronik posta, banka hesapları gibi) yaşamınızda istismar edilecek, sizi utandıracak şeyleri bularak, bunları abartarak, başka şeyler ekleyerek ve medyaya pompalayarak yapmaktadırlar. Eğer hedefte kurum ise ( burada Türk Deniz Kuvvetleri) o kurum içindeki bu örnekleri çoğaltarak ve her fırsatı kullanarak amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadırlar.

Eğer siz yandaş değil, dönüşmüyor, sinmiyor ve de sizin hakkınızda istismar edecek bir şey bulamıyorlarsa, evinize gizli olarak girerler veya başka yöntemlerle bilgisayarınıza çocuk pornosu, darbe planı veya bir suikast krokisi atarlar, ertesi günüde savcılı, polisli ve medyalı baskın, emin olun yakınlarınıza bile anlatamazsınız derdinizi. Özetle durum budur.

Bunları ben söylemiyorum. Siz Hanefi Avcı’nın kitabını okudunuz mu? Bu işlerin nasıl yapıldığını anlatıyor. Biliyorsunuz daha önce o da aileden biriydi, ihanet suçunu işledi, affedilmesi çok zor.

Asla Türk Deniz Kuvvetlerinde yanlış yapan, etik ve ahlaki kurallara uyum konusunda problemli personel yoktur iddiasında değiliz. Bu tür olaylar münferittir, kuruma mal edilemez.

Size soruyorum hangi toplumda ahlak ve etik kurallar önemlidir, daha değer verilir ve uyulur. Durumu daha iyi analiz edebilmek için ülkemizin dışına çıkalım. Bir örneği batıdan Avrupa’dan açık ve yasakçı olmayan bir toplumdan, diğerini de hemen doğumuz veya güneyimizden yasakçı ve kapalı sayılabilecek bir toplumdan alalım.

Hangisinde?

Sübyancılık ( pedofili) ,

Ensest ilişki ( yakın akrabalar arası ilişki)

Hayvanlarla cinsel ilişki,

Oğlancılık ( küçük erkek çocuklarla cinsel ilişki)

Eşcinsel ilişki,

Kamu malını çalmak,

Rüşvet,

Erdem, dürüstlük, doğruluk,

Daha, yaygındır. Elinizi vicdanınıza koyun, gece yatarken düşünün ve cevabı siz verin.

Peki, bizim ülkemizi nereye koyarsınız.

Size soru. Şu anda hangi rotada ilerliyoruz?

Hani bir özdeyiş vardır “Dinime küfür eden Müslüman olsa” diye.

Bu denizcileri fuhuşla ve ahlaksızlıkla suçlayan bazı yandaş ve tetikçi medya kurumlarında görev yapıp, erkek çocuğa fiili tecavüz den hüküm

giymiş ve kız çocuğuna cinsel istismardan yargılanan gazeteciler olduğunu biliyor musunuz?

Birde denizcilerin darbeci olduğu meselesine gelelim. Şu bilinmelidir. Türk Deniz Kuvvetleri sahip olduğu harp silah ve araçları, eğitimi, teşkilatı ve kadrosu ile dış tehdide ve çevre denizlerinde ülkemizin hak ve çıkarlarının korunmasına yöneliktir.

Kara ve Hava kuvvetleri ile kıyaslandığında yukarıda belirtilen özellikleri nedeniyle bir askeri darbede hiç ihtiyaç duyulmayan bir kuvvettir. Bu özellikleri ile hayali bir darbeye öncülük etmesi düşünülemez.

Son söz olarak size sormak isterim, eğer wikileaks belgelerinde bir amiral hakkında İsviçre’de banka hesabı var değerlendirmesi olsaydı ve amiralimiz de ” Hayır benim böyle bir hesabım yok, ispat edin size vereyim ” deseydi, ne yapılırdı?

Siz imzasız ihbar mektubuna, kimliksiz ihbar telefonuna ve elektronik postalarını ciddiye alıp işlem yapmaya çalışacaksınız fakat NATO müttefikimiz ve stratejik ortağımız ABD’nin Ankara Büyükelçisinin ülkesine gönderdiği imzalı değerlendirmesine işlem yapmayacaksınız.

Bu etik mi?

Bu ahlaki mi?

Batı demokrasilerinde bu olabilir mi?

Hesabin gizlisi var, bir yakınının üstüne olanı var.

İncelenmeye değer diye düşünüyorum, bana katılır mısınız?

Demokrasinin tramvay ve dört yılda bir seçim olarak görülmediği, tüm kurum, kuralları ve halkın her seviyede katılımı ile işletilebilmesi özlemiyle,

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...