Suriye Güvenlik Güçleri artık Halep’e ve varoşlarına hakim. Ama bu iş durulur mu? Şimdilik zor gözüküyor. Suriye’deki çatışmalar 17 aydır artarak devam ediyor. Çok sağlıklı olmasa da can kayıplarının 21 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.

Küresel ve bölgesel aktörlerin desteğini alan İslamcı profesyonel militanlar önce bölgeye sonra Suriye’ye uçak uçak, kamyon kamyon ve tabur tabur taşınıyor. Para ve silah desteğini Suudi Arabistan ve Katar, üs ve eğitim desteğini ise bir zamanlar Atatürk’ün “ Yurtta barış, dünyada barış “ ilkesini dış politikasının düsturu yapmış Türkiye sağlamaktadır.

El Kaide Militanlarının ve Cihatçıların Hatay’a uçaklarla getirildiği buradan kamplara taşındığı ve eğitildikten sonra Suriye’ye savaşa yollandığı Batı basınının da bile yazılmakta. Sadece bizim mütareke basınımızda bunları bulamazsınız.

Emperyalizmin maşası Müslümanlar kim?

Bu militanlar dünyanın her tarafından geliyorlar. Afganistan, Pakistan, Yemen, Suudi Arabistan, Umman, Mısır, Ürdün hatta Türkiye’den bile var. Kimisi para, kimisi macera, kimisi de İslam adına savaşmak ve Müslümanları Nusayri zulmünden kurtarmak için geliyor. Ama hiçbiri aslında İslam’a ve Müslümanlara en büyük kötülüğü yaptığının ve emperyalizmin maşası olup onun çıkarlarına hizmet ettiğinin sanırım farkında değil.

Halep varoşlarında Suriye Güvenlik Güçleri ile savaşan militanlar “ Buraya İslam’ı savunmak ve sizi korumak için geldik ama siz evlerinizde oturuyor bize katılmıyorsunuz “ diye bağırıyorlarmış bir yandan da ateş ederken. Bu örnek, Halep’te yaşayan Sünni halkın ezici çoğunluğunun muhalifler denen teröristlere destek vermediğinin açık kanıtıdır.

Suriye’deki bu gayri ahlaki ve gayri insani savaş her geçen gün savaşan taraflarca daha hunharca ve vahşice olmaya başladı. Peki, kim bunun sorumlusu?

Yol haritası vermek için geldi

Geçtiğimiz cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanı Clinton ülkemize geldi. “ Clinton ne dedi? Davutoğlu ile ne konuştu? ABD’nin amacı ne? “ soruları medyada dolaşıyor ve bu konuda çeşitli yorumlar yapılıyor. Hiç şüpheniz olmasın Suriye konusunda Türkiye’nin ne yapacağı ile ilgili olarak yol haritası vermek için geldi. Tabii ki bunu benim size ifade ettiğim gibi yalın ama biraz da kaba sayılabilecek üslupla yapmıyorlar. Daha nazik, sanki beraber karar alıyormuş gibi ikna ederek yapıyorlar. Clinton gelmeden Başkan Obama sopayı Atlantik ötesinden daha önceden gösterdi zaten. Anlamı çok açık; işbirliğinden vazgeçersen Menderes’in ve askerlerin başına gelenleri sende yaşarsın.

Halep’te Esad yanlısı güçlerin duruma hakim olmasından sonra ABD, vekilleri aracılığı ile Suriye’de rejim değişikliğine yönelik olarak sürdürdüğü savaşa hız vermiş ve bu savaşın finansman desteğini artırmıştır. Ayrıca Washington geçtiğimiz Cuma günü bu savaşta Suriye’yi kaynaksız bırakmak, fakirleştirmek ve mücadeleye devam azim ve iradesini yıkabilmek için yeni yaptırım kararları almıştır. Yeni yaptırım kararlarına Suriye’nin petrol şirketi Sytrol dahil edilmiş ve müttefikleri olan Hizbullah ve İran’a karşı uygulanan yaptırımlar daha da sıkılaştırılmıştır.

Uçuşa yasak bölge şart

Suriye Ulusal Konseyi lideri Abdülbasit Şeyda “ ABD anladı ki uçuşa yasak bölge olmadan isyanın başarılı olması mümkün değil. Çünkü Esad hava üstünlüğü ile oluşturulan kurtarılmış bölgeleri eziyor “ açıklamasında bulundu. Gerçekten de Suriye sahip olduğu taarruz helikopterleri ve darbe uçakları ile teröristler tarafından oluşturulan ve büyütülmek istenen direnç noktalarını yok ediyor. İsyancıların en çok ihtiyaç duyduğu şey uçuşa yasak bölge uygulaması.

Uçuşa yasak bölge uygulaması geçen yıl NATO ve İşbirlikçi Arap’lar tarafından Libya’da uygulandı. Suriye’de de uygulanmak isteniyor ama Rusya ve Çin buna şiddetle muhalefet ediyor.

ABD ve Türkiye şu anda BM Güvenli Konseyi kararı olmadan Türk Ordusu Kuzey Suriye’ye “ PKK terörünün ve Foça saldırısının arkasında Esad var “ bahanesi ile nasıl girer ve belli bölgelerde “ Güvenlikli bölge cepleri “ nasıl oluşturur ve ceplerin üzerindeki uçuşa yasak bölge nasıl gerçekleştirir onun peşinde. ABD açısından sorun şu; Kuzey Suriye’ye girecek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PYD’ye ve Barzani’nin bu bölgedeki gelişmekte olan etkinliğine karşı tedbir alabileceği korkusu. Çünkü Barzani, PKK ve onun yan kuruluşu PYD, ABD’nin Ortadoğu’da yapmak istediği onarım faaliyetleri için oluşturduğu takım çantasının şimdilik vazgeçilmez alet ve edevatlarıdır.

Stinger’ler yolda geliyor!

Suriye’ye savaşa gönderilen teröristlerin başarılı olması için uçuşa yasak bölge uygulamasının şart olduğu bu gerçekleştirilene kadar ise onları hava savunma silahları ile takviye etmenin gerekli olduğu kararı verilmiştir. İlk planda 500 adet omuzdan atılabilir Stinger hava savunma füzesine ihtiyaç duyulmaktadır. Şu anda bunun eğitimi ve Suriye’ye intikal ettirilmesi faaliyetleri devam etmektedir. Bu arada karşı tarafta boş durmuyor. Rusya Suriye’ye ısıya güdümlü Stinger füzelerini başarısız kılmak için aldatıcılar ( Decoy ) vermiştir.

Sevgili okurlar Suriye’ye müdahale Irak’a ve Libya’ya müdahaleye benzemez. Ortadoğu’nun etnik, dinsel ve mezhepsel fay hatlarının düğüm noktası Osmanlı’daki adıyla Şam coğrafyasındadır. Suriye’de hızlı bir rejim değişikliği, kaos ve bölünme bu fayı tetikler. Türkiye dahil tüm bölge bunun altında kalır.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...