Bu köşenin yazarı 1979’da Deniz Harp Okulu’ndan mezun olurken Kenan Evren Genel Kurmay Başkanı, Bülent Ecevit Başbakan, Fahri Korutürk Cumhurbaşkanı idi. Mezuniyet törenimizde Deniz Harp Okulu’nun sancaktarı olduğum için tören boyunca tam karşılarında kıpırdamadan dururken onları gözledim ve hafızama resimlerini çektim. Hala bugün gibi anımsarım.

12 Eylül 1980’de ihtilal olduğunda teğmen rütbesindeydim. Öncesinde haberim olmadı ve kimse “darbe yapalım mı?” diye fikrimi almadı. Alarm nedeniyle denize açıldık sonrasında bildiriler, açıklamalar ve darbe.

Kenan Evren silsileler yoluyla komutanım olmasına rağmen 1982’de yapılan anayasa referandumunda “hayır” oyu verdim. Büyük resmi bugünkü gibi tam olarak göremiyordum fakat yapılanların çoğunu onaylamıyordum ve anayasaya katılmıyordum. Ama halk yaklaşık yüzde 92 oy oranı ile yeni anayasaya onay vermişti. Sadece yüzde 8 hayır demişti. Artan nüfusumuzu ve ölümleri düşünürseniz 1982 Anayasası’na “hayır” oyu vermiş ve halen yaşayanların şu andaki nüfusumuza oranı sanırım yüzde 2’dir.

Hatim indirmeliydiler!

1979’dan sonra Kenan Evren ile ilk yakın temasım 2001’de oldu. Amerika’da bir üniversiteden fahri doktora unvanı alacakmış. Amerika’ya giderken ve gelirken uçak değiştirmek için Londra’ya uğradı. Aldığım görev nedeniyle hem giderken hem gelirken Kenan Evren’i Londra’da karşıladım, uğurladım ve toplam sekiz saat beraber olma ve kendisi ile baş başa konuşma şansını yakaladım.

Derinlik, bilgi, dünya ve bölge olaylarını görebilme ve gelişmeleri büyük resmin içine koyabilme nitelikleri açısından iyi not vermedim. İnatçı, dediğim dedik, az bilgiyle çabuk sonuca gidebilen bir yönetici profili çizdi benim karşımda.

Kenan Evren’in cenaze töreninde iki türbanlı kadın “hakkımızı helal etmiyoruz, haram olsun” demişler. Bence yanlış yaptılar! Evren için şükretmeli ve hatim indirmeliydiler! Eğer bugün siyasal İslam bir şekilde iktidarda ise bunu Evren’e ve yaptıklarına borçlular. Kişisel olarak 12 Eylül sonrası acı çekmiş olabilirler. Bunu doğum sırasında çekilen acı olarak düşünsünler.

12 Eylül darbesinin arkasındaki esas güç ABD idi. Bu nedenle zamanın ABD Başkanı Jimmy Carter’a Türkiye’deki darbe için merak edilecek bir şey yok anlamında “Bizim çocuklar yaptı” (Our boys have done it) mesajı verilmiştir. Darbe için elverişli zemin oluşsun, halk darbeyi desteklesin diye terör provokatörler (kışkırtıcılar) vasıtası ile azdırıldı. Darbe olunca görev tamamlandı, kışkırtıcılar çekildi ve terör bitti.

Erdoğan’ı ona borçluyuz

Evren emperyalizmin bilinçsiz taşeronuydu. Turgut Özal ise emperyalizmin bilinçli, ne yaptığını bilen iliklerine kadar işbirlikçi taşeronuydu.

12 Eylül darbesi bugünler için yaptırıldı. Nedeni emperyalizmin ülkemize ve bölgemize yönelik uzun soluklu planlarıydı. Bu darbe yapılamasaydı, 24 Ocak Kararları ile Türk ekonomisi Batı’ya tamamen bağlanarak manipülasyona hassas hale getirilemeseydi sonraki operasyonlar yapılamazdı. Tayyip Erdoğan gibi birisini iktidara taşıyan iklimi 12 Eylül darbesi ve sonrasında yapılan 1982 Anayasası yaratmıştır.

Zamanında Evren’e biat et, methiyeler düz, yalakalık yap, karşısında esas duruşa geçerek terfi et, yarattığı elverişli koşullardan faydalanarak küpünü doldur, yaptıklarına onay ver ve iktidara gel ama ölünce arkasında söv ve cenazesine gitmeyerek ucuz kahramanlık yap.

Herkes fani, herkes ölecek. Kimse bunun dışında değil. Ama siyasetçiler, yöneticiler, bilim insanları, aydınlar, edebiyatçılar ve sanatçılar yarattıkları ve ortaya koydukları ile bir şekilde yaşarlar.

İşte bu nedenle Kenan Evren ölmedi hala yaşıyor. Antidemokratik olan ve temsilde adaleti yerle bir eden yüzde 10 seçim barajı, YÖK, gençliğin siyasetten uzaklaştırılması, partilerin kapatılarak tarihsel bağlarından koparılması, siyasal İslam’ın önünün açılması, daha otoriter bir rejimle yönetilmemizi ve Tayyip Erdoğan’ı hep ona borçluyuz.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...