İki arkadaş balonla seyahat ederken birazda havanın puslu olması nedeniyle tam olarak nerede olduklarını kestiremez duruma düşerler. Aşağıda insanların olduğunu görerek yere doğru yaklaşırlar. Balonun sepetinde bulunan iki arkadaştan birisi elinde megafon aşağıya doğru   “Biz neredeyiz?” diye olanca gücüyle seslenir.

Aşağıdaki kalabalık gruptan iyi giyimli birisinin kafasını kaldırarak yukarıya doğru baktığını görünce tekrar “Biz neredeyiz?” diye bağırır. Aşağıda bulunan iyi giyimli şık beyefendi gayet sakin bir şekilde, duyulabilmesi için de her iki avucunu ağzının her iki yanına getirerek “20 metre yukarımızdasınız” diyerek seslenir.

Aldığı yanıta şaşıran sepetteki, aşağıdaki adama bu sefer “Peki, o zaman siz neredesiniz?” sorusunu yöneltir. Aşağıdakinden aynı sakinlik içinde “Biz de sizin 20 metre altınızdayız” cevabını duyunca sinirlenir ve “Sen siyasetçi misin?” der.

Niye biz çalamıyoruz!

Sevgili okurlar dünyanın her ülkesinde siyasetçilerin çok şey söyleyip esasında hiçbir şey söylemediklerini hicvetmeye çalışan böyle fıkralar anlatılır. Bu fıkrada olduğu gibi siyasetçilerin söyledikleri bazen doğrudur ama hiç kimseye bir kuruşluk faydası yoktur. Tabi ki tüm siyasetçileri bu sınıflandırma içinde görmek haksızlık olur.

Ülkemize gelince siyasetçilerin imajı daha da kötü! Türkiye’de ilkeli ve etik değerlere sahip insanlar için siyaset yapmak çağdaş dünya ile kıyaslandığında gerçekten çok zor.

Türkiye’de siyaset adeta işsiz, niteliksiz, meslek sahibi olmayan, sosyal ve ekonomik sınıf atlama peşinde koşan ve gündemde kalmaya çalışan insanların uğraşısı ve para kazanma alanı haline gelmiş. Yetkili makamlara gelebilenler iyi çalıyorlar! Diğerleri de hayıflanıyor “niye biz orada değiliz de çalamıyoruz” diye.

Negatif seleksiyon

Herkes böyle değil, iyi örnekler de var ama azınlıkta. Çünkü bu alanda evrimin pozitif seleksiyon (seçilim) kuralı çalışmıyor. Şartlar siyaset arenasında negatif seçilimi yani her geçen gün daha niteliksiz ve daha ilkesiz insanlarımızı bu alana çekiyor ve iyi örneklerin yaşama sansı kalmıyor veya azalıyor.

Benim de bulunduğum ortamlarda çok şahit oldum; insanlar karşısındakini kimi zaman açıkça, kimi zaman da imalı olarak siyasetten anlamamakla suçluyor ve kendisinin siyaseti çok iyi bildiğini iddia ediyor. Peki, nedir bu senin çok iyi bildiğinde benim bilemediğim? Şeklinde bir soruya muhatap olunca da doğru dürüst bir cevap bile verilemiyor. Nasıl desin ki, siyaset yalan, dolan, dalkavukluk, inandığın doğruları açıkça söylememek, arkadan konuşmak ve madrabazlık yapmaktır diye!

Siyaset yapmak ve toplumun bir adım önüne çıkabilmek için evvela hesap verebilir bir geçmişe sahip olmak gerekir diye düşünüyorum. Fakat sadece bu yetmez. Nitelikli, öğretimli, eğitimli olmak, üretken olmak, öngörü ve vizyon sahibi olmak, yurtsever, enerjik, özverili olmak ve evrensel etik değerleri içselleştirmiş olmak diğer bazı özellikler siyasetçiler için.

Kimlerdensin, kime yakınsın?

Ama ne gezer! Siyaset ülkemizde hırsızlığın, uğursuzluğun, nitelikli olmamanın, ihale peşinde koşmanın, ticaretin, rantın ve kişisel çıkarlar için tarihine, kahramanlarına, kurucu ideolojisine ve ülkeye ihanetin odağı olmuş durumdadır.

Siyasetle uğraşmak ve ülkenize hizmet mi etmek istiyorsunuz? Ne kadar nitelikli ve ilkeli olduğunuzun hiç önemi yok. Kimlerdensin, kime yakınsın, hangi mezhepten ve tarikattansın, kimlerle beraber hareket ediyorsun, bize ne vereceksin? Ne yazık ki bunlar önemli! Yerel yönetimlerde görev alabilmek için bu kavga niye sanıyorsunuz? Bu hizmet yarışı olabilir mi?

“Mevzubahis vatan ise gerisi teferruattır” sloganları atılıyor ama içeriği doldurulmuyor. Ülkemiz her geçen gün kan kaybediyor, göz göre göre bölünmeye, parçalanmaya ve iç savaşa doğru ilerliyor ama siyasetçilerimiz bir dönem daha seçilebilmek için seslerini çıkarmıyorlar.

Kime sordumsa seni!

Aslolan ülkemizin güvenliği, bölünmez bütünlüğü, çıkarları ve halkımızın refahıdır. Siyasetçilerin kişisel çıkarları ile siyasi örgütlerin ve partilerin çıkarları bunun üzerinde asla olamaz. Sadakat ülkeye ve onun halkına olur. Çıkarlar çatıştığında örgütün ve partinin canı cehennemedir!

Siyaset meslek değildir. Mesleği ve vasfı olan insanların topluma ve ülkesine hizmet ederek üst düzey tatmin olabileceği bir yöneliş ve uğraşıdır.

“Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;

Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! Dediler…

Künyeni almak için partiye ettim telefon:

Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..”

Bunun böyle olmadığını ve yanıldığını yukardaki dizelerin sahibi Neyzen Tevfik’e göstermek zorundayız.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...