Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı Mısır’dan kovuldu. Kelimenin tam anlamıyla kendisine “ Derhal Mısır’ı terk et, defol “ dendi. Tabi ki bu kovma işlemi diplomatik bir dille ifade edildi. Çünkü diplomaside “ Ananı sinkaf ederim “ demenin bile bir usulü, özel bir dili, yolu ve yordamı var. Botsalı’nın Mısır’da “ Persona non grata “ ( İstenmeyen kişi ) ilan edildiği haberleri bahsettiğimiz bu diplomatik dilin ifadesidir.

Büyükelçimizin Mısır’dan kovulması ve ilişkilerimizin maslahatgüzar seviyesine düşürülmesi Türkiye açısından onur kırıcıdır. Türkiye’nin buna misilleme olarak yaptıkları kırılan onurumuzu onarmaz ve komiklikten öteye gitmez. AKP hükümetinin sınır dışı ettiğini söylediği Mısır’ın Ankara Büyükelçisi zaten çok önceden çekilmiştir ve ülkesindedir.

Bardağı taşran son damla

Bu aşağılayıcı duruma maruz kalmamızın nedeni Başbakan’ın uzun süredir Mısır’a karşı sürdürdüğü düşmanlık ve bardağı taşıran son damla olarak Rusya’ya giderken havaalanında “ Ben Sayın Mursi’nin yargı karşısındaki tutumunu alkışlıyorum, ona saygı duyuyorum, onu yargılayanlara benim saygım yok “ diyen diplomatik dilden ve nezaketten zerre kadar nasibini almayan açıklamalarıdır.

Gerçekten Mısır yönetiminin suçladığı gibi Erdoğan, uluslararası toplumu Mısır aleyhine tahrik etmeye, ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalışan Müslüman Kardeşler gibi örgütlere yardım etmeye ve Mısır halkının ortaya koyduğu iradeyi yok saymaya çalışmaktadır.

Gerginleşen ve her geçen gün düşmanlaşan Türkiye-Mısır ilişkilerinin bu hale gelmesinin sorumluluğu ve suçu Erdoğan’a aittir. Erdoğan ve liderliğindeki AKP hükümeti, sürdürdüğü politikalar ile hem ülkemiz hem de bölgemiz barışı ve istikrarı için tehdittir.

Katliniz vacip karılarınız hediye

Hadi diyelim Mısır haksız! Ya diğer bölge ülkeleri! Herkes mi haksız! Lübnan Türkiye’nin bölgede istikrarsızlık kaynağı olduğunu söylüyor. Suriye Türkiye’nin ülkesine terör ihraç ettiğini, teröristleri koruduğunu ve ülkesini bölmeye çalışan emperyal planın taşeronluğunu yaptığını ifade ediyor.

Irak, Türkiye’nin ülkesinde bölücülük yaptığını, mezhepsel çatışmayı tetiklemeye çalıştığını ve teröristlikten hüküm giymiş suçluları barındırdığını açıklıyor. İran, Türkiye’nin emperyalist işbirlikçiliği yaptığını, bölgede etnik ve mezhepsel ayrışmayı körüklediğini söylüyor.

Bölgedeki Türkmenler Türkiye’nin kendilerini sattığını ve ihanet içinde olduğunu söylemekten kaçınmıyor. Türkiye’nin desteklediği El Nusra Suriyeli Türkmenlere saldırıyor ve “ Katliniz vacip, karılarınız hediye “ diye tehdit savuruyor.

İstisnasız nefret ediyorlar

Çok fazla sayıda Azeri dostum ve öğrencim var. Azeri Türkleri her konuda yaptığı düşmanlık nedeniyle Erdoğan’dan istisnasız nefret ediyorlar.

Türkiye-Rusya ilişkileri her geçen gün bozuluyor. Bunun nedeni Türkiye’nin yanlış ve saldırgan Ortadoğu politikaları. Sırbistan, Erdoğan’ın yeni Osmanlı hayali içeren sorumsuzluk örneği açıklamalarından rahatsız!

Erdoğan’dan kim memnun merak ediyorum! Haziran isyanı gösterdi ki, satılmışlar, bölücüler, dinle kandırılmışlar ve nemalandırılanlar hariç Türk halkı Erdoğan’ı “ Persona non grata “ ilan etmiş durumda. Şimdilik polis gücü ile iktidarda kalmaya devam ediyor.

“ Değerli yalnızlık “ Türkiye’nin çevresine ve komşularına emperyalizme taşeronluk uğruna yaptığı gayri milli, gayri ahlaki ve gayri insani düşmanlığının doğal bir sonucudur.

Halk ve Ordu uyandı

Hiç düşündünüz mü, niçin tüm dünya yeni yönetimi bir şekilde kabul etmesine rağmen hala Erdoğan Mısır’a karşı düşmanlığa devam ediyor. Bunu demokrasi aşkı ile izah edebilmek mümkün mü?

Erdoğan, Mursi ile kendi arasında çok haklı olarak büyük benzerlik kuruyor. Çünkü ikisi de darbeci, demokrasiyi tramvay olarak görüyor, gizli ajandaları var, iktidara gitmemek üzere gelmişler, devleti hücrelerine kadar ele geçirip ve dönüştürüp İslami diktatörlük kurmak istiyorlar. Bunu yaparken de ihtiyaç duydukları gücü emperyalizme taşeronluk yaparak bulmayı planlamışlar.

Tek fark, Türkiye tecrübesi nedeniyle Mısır’da halk ve Ordu çabuk uyandı ve darbecileri hak ettikleri yere gönderdi. Erdoğan bunu gayet iyi bildiği için bir türlü durumu kabullenemiyor ve Türkiye’ye örnek olacağından korkuyor.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...