Geçtiğimiz Pazartesi günü (31 Ağustos 2015) Deniz Harp Okulu mezuniyet törenine katıldım. Çağdaş anlamda Türkiye’nin en eski yükseköğretim kurumu olan Deniz Harp Okulu bu sene 242.Yıl Mezunlarını verdi. Tam tamına 243 çakı gibi Deniz Teğmeni laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetini, bölünmez bütünlüğünü ve Atatürk önderliğinde yapılan Türk Devrimlerini koruyacaklarına söz verdiler ve kılıçlarının keskin olduğunu gururla ve inançla haykırdılar

Bu kutsal yuvanın ana görevi bilim egemen kafalı ve eleştirel akla sahip çağdaş deniz subayları ve komutanlar yetiştirmektir. Böyle olmasına rağmen mezunları arasından bugüne kadar sadrazamlar, vezirler, Cumhurbaşkanı, başbakanlar, bakanlar, bilim insanları, sanatçılar ve şairler de çıkmıştır. Ne yazık ki, son dönemde ülkemizin onur kaynağı bu eğitim ve öğretim kurumu Türkiye’ye yönelik darbe ve rejim değişikliği kapsamında arkasında emperyalizm, Cemaat ve AKP’nin ve uzantılarının olduğu kumpas operasyonlarının merkezinde oturmuştur.

Ağır gölge düşürdü

Mezuniyet töreninde her şey mükemmeldi ve dört dörtlüktü. Emeği geçenleri başta komutanları olmak üzere kutluyorum. Bir defa daha o okulun mezunu ve mensubu olmaktan onur ve gurur duydum. Yalnız bir şey törenin mükemmeliyetine ağır gölge düşürdü. Bu da törenin bir numaralı protokol konuğu Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı.

Törene tam 25 dakika geç geldi. Bu husus ancak ve ancak muz cumhuriyetlerinde ve kabile devletlerinde olur. Cumhurbaşkanı için geç kalmanın iki mazereti kabul edilebilirdi; helikopteri düşmüş olabilirdi veya kalp krizi gibi ağır bir sağlık problemi geçirebilirdi.

Deniz Harp Okulu’nun mezuniyet törenlerine Cumhurbaşkanları mutlaka katılır, bugüne kadar hep katılmıştır ama tarihinde böyle bir olay vuku bulmamıştır. Deniz Harp Okulu’nda öğrencilere yani subay adaylarına zaman disiplini öğretilir ve bu konuda disiplinsizliğe asla müsamaha edilmez. Çağdaş ve modern yaşam zaman ve zamanın yönetimi demektir. Sanayi toplumuna geçişle birlikte dakikalar önem kazanmıştır. Tarım toplumu için dakikalar değil, sabah, öğle ve akşam gibi muallak vakit ayrımları yeterlidir.

Saliseler bile önemli!

Bugün çağdaş dünya, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmiştir. Artık zaman, saniye ve salise bağlamında önemlidir. Dakikalık gecikmeler bile kabul edilemez. 1 saniyelik gecikme Mars’ın yörüngesine girilememesi, 5 bin km’den atılan balistik füzenin hedefini vuramaması ve ileri teknoloji malı üreten fabrikada üretim zincirinin kopması demektir.

“Dakiklik kralların nezaketidir” der eskiler. Bir toplantıya, bir buluşmaya, bir törene zamanında gecikmeden katılmak karşı tarafa gösterilen saygının bir ifadesidir aynı zamanda. İşini zamanında yapmayan, sözünü zamanında yerine getirmeyen, randevusuna zamanında gelmeyen insana güvenilmez. Kral, cumhurbaşkanı veya amir olmak, planlanan zamana uymamak, keyfince ve sorumsuz davranmak anlamına gelmez.

Hurma yiyip bekledik!

2002 Ramazanında Londra’da görevli olarak bulunmaktaydım. Mısır Askeri Ataşesi General iftar yemeğine davet etti. Benimle beraber 5 aile iftara davet edilmiş. Tahmin edeceğiniz gibi hepsi İslam ülkelerinden. Londra’nın ağır trafiğini bildiğimden arabamla erken çıktık. Mısırlı General’in evine iki sokak kala durduk, çok erken gitmemek için biraz zaman geçirdik ve iftar saatine 15 dakika kala eşimle beraber kapıyı çaldık. Bizden önce kimse gelmemiş. İftar saati geldi çattı ama bizim İslam ülkelerinin askeri ataşelerinden gelen giden yok. General rica etti “Orucumuzu hurma ile açıp, diğer misafirleri biraz daha bekleyebilir miyiz?” diye. Kabul ettim. Hurmalarımızı yedik, suyumuzu içtik hala kimse yok. 25 dakika sonra hazretlerden birisi gözüktü. 1 saat içinde bir kişi hariç, hepsi tamamlandı. Davet eşli olmasına rağmen benden başka eşini getiren olmadı. Hazretlerden biri de telefon etti, unutmuş. İftar eninde sonunda bir ibadet! Ama bunlarda ne ibadete, ne de ev sahibi ile sahibesine saygı var! İnanır mısınız, bugün ülkemiz bu zihniyet tarafından yönetilmektedir.

2015 Mezunu Kara, Deniz, Hava, Jandarma ve Sahil Güvenlik Teğmenlerine mesleki ve özel yaşamlarında başarılar diliyor, sevgiler sunuyorum. Bahtları açık olsun.

Hafta sonu Zafer Bayramı kutlamalarına katılmak üzere Almanya-Aachen’da olacağım, Türkiye ve bölgemizdeki gelişmeleri ve gündemi anlatacağım.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...