Geçtiğimiz Pazar günü ( 24 Kasım 2013 ) Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi (Amerika, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ) ve Almanya Cenevre’de İran ile yaptıkları nükleer müzakereleri geçici anlaşma ile tamamladıklarını tüm dünyaya ilan ettiler.

Tarafların geçici de olsa anlaşmış olması hem bölge hem de dünya barışı açısından olumludur. Umarız altı ay sürecek geçici süre sonunda taraflar tüm dünyaya derin bir oh çektirecek kapsamlı anlaşmaya da varırlar.

Anlaşma gereğince uluslararası yaptırımların kısmen gevşetilmesi ile zor durumda bulunan İran ekonomisinin kısa sürede canlanacağı ve halkın uzunca bir dönemdir kötü olan yaşam standardının düzeleceği tahmin edilmektedir. İran halkının geçtiğimiz Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığına seçtiği Hasan Ruhani anlaşma sağlayarak halkın beklentilerini boşa çıkarmamış ve büyük bir itibar sağlamıştır.

Türkiye için örnek olmalı!

İran, ekonomik ve siyasi yaptırımlar nedeniyle çok zor günler yaşamasına rağmen inatla egemenlik haklarını korumuş, müttefiklerini satmamış, onurlu, şahsiyetli ve çıkarlarını gözeten dış politikalarını ödünsüz devam ettirmiş ve zamanı gelince, karşılıklı taviz ilkesine uygun olarak esnemesini bilmiş ve anlaşmaya varmıştır. İran’ın bu duruşu diğer bölge ülkesi olan Türkiye için örnek olmalıdır.

Cenevre’de varılan uzlaşmanın anlamını ve muhtemel sonuçlarını şu şekilde özetleyebiliriz;

1.Amerika ve İran, müzakereler sırasında diplomatik olarak birbirlerini tanımamalarına rağmen kapalı kapılar ardında baş başa görüşmüşlerdir. Bu ilişkilerin geleceği açısından olumlu gelişmedir.

2. Uzlaşmaya varılmış olması İsrail, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerini kızdırmıştır. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun uzlaşmayı “ Tarihi bir hata “ olarak nitelendirmesi bunun açık delilidir.

Amerika için ilk

3. Obama yönetimi, uzlaşmaya giden kararı yoğun İsrail baskısına ve Musevi lobisine karşın almıştır. Belki de uzunca bir dönemdir Amerika için bu bir ilktir. İsrail Ekonomi Bakanı Yair lapid’in “ Amerika’nın geçmişte olduğu gibi bizi dinlemeye ihtiyacı var “ açıklaması bunu teyit eder mahiyettedir.

4. Obama, İran’la uzlaşmaya giden kararı alırken tarihte ilk defa olarak Amerika’nın bölge çıkarları İsrail’in ipoteği altına sokulmamış oluyordu. Ortadoğu’da gözü kapalı olarak uygulanan İsrail yanlısı Amerikan politikalarının bölgede Amerikan karşıtlığını nasıl tırmandırdığı ve İslami radikalizmi hangi oranda arttırdığı yaşanarak görülmüştü.

5. Cenevre uzlaşması sonrası Obama’nın yaptığı “ Sert konuşmak ve tehditler savurmak siyasi olarak yapılacak en kolay şey ama savunmamız ve çıkarlarımız için doğru değil “ açıklaması Erdoğan ve Netanyahu’ya gönderilen açık bir mesajdı.

Şiilerle dengeleme

6. Bu uzlaşma İran’ın bölgede ki etkinliğini artıracaktır. Bu etkinliğin tabii sonucu olarak Şii nüfusa sahip Körfez ülkelerinin İran’dan kaynaklanan tehdit algılaması daha da yükselecektir.

7. Amerika’nın İran ile anlaşmadan beklediği önemli sonuçlardan biri Ortadoğu bölgesinde artan ve kontrolden çıkma eğilimi gösteren Sünni radikalizmini Şiilerle dengeleme isteği, diğeri ise Filistin sorununun çözümü için İsrail’i dolaylı olarak sıkıştırma arzusudur.

8. Anlaşmanın sağlanmış olması Esad’ın ömrünü uzatacaktır. Ama bu durum Suriye’ye karışı sürdürülen örtülü savaşın gaz keseceği anlamına gelmemektedir. Bu konuyu ayrı olarak başka bir yazımızda inceleyeceğiz.

9. Anlaşmada, İsrail için en büyük tehdit olan İran’ın orta menzilli balistik füze kapasitesinin yer almaması İran için büyük bir başarıdır.

Petrol fiyatları düşebilir

10. İran ile anlaşma yapılmış olması kısmen de olsa Türkiye’nin Amerika açısından vazgeçilmezliğini azaltmıştır. Bu Türkiye’ye yönelik muhtemel operasyonların önünü açabilir.

11. Ham petrol fiyatları kısa dönemde düşebilir.

12. İran’da reformların önünü açılabilir ve sistem daha demokratik bir hale gelebilir. Diğer taraftan nükleer zenginleştirme konusunda taviz verildiği için aşırılar Ruhani’ye karşı muhalefeti şiddetlendirebilirler.

13. Uzlaşmadan memnun olmayan İsrail, Musevi lobisi, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri altı aylık geçici anlaşmayı başarısız kılmak ve kapsamlı anlaşmanın önünü kesebilmek için var güçleri ile çalışacaklardır. Bu çalışmalar halen anlaşmaya kuşku ile bakan başta Cumhuriyetçilerin ve bir kısım Demokratların katılımı ve aktif desteği ile hız kazanabilir. Umarız aklıselim galip gelir ve barış bölgemize egemen olur.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...