Amerika dönüşü yolda THY uçağındayım. THY’nin aşağılık kompleksinin bir ifadesi olarak İngilizce “ Skylife “ olarak adlandırdığı dergisini karıştırıyorum. Derginin Kasım sayısı olması nedeniyle merak ediyorum! Atatürk’e yer verilmiş midir? Verildiyse nasıl yer almıştır?

Merakımın nedeni var! Çünkü kuşkuya yer bırakmayacak şekilde biliyorum ki, ülkemiz, Cumhuriyetimize ve onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı düşmanlık hisleri ile dopdolu olan bir irade tarafından yönetilmektedir. Hal böyle olunca milli hava yolumuz THY’nin başına getirilen yöneticiler de onlar gibi oluyor.

Aynen vali seçiminde olduğu gibi. Bakın Başbakan “ Al ananı git “ diyerek halka hakaret ediyor onun seçtiği Valisi de halka “ Gavat “ diyor. Sizce bu normal değil mi? Anadolu’da buna “ Böyle başa böyle tıraş “ derler.

Meşrebine ve mezhebine göre adam seçilirse böyle oluyor demek ki! Halbuki demokratik ülkelerde ve çağdaş dünyada yönetici seçimi liyakatten yapılır. Göreve getirilecek olanın bilgisine, birikimine, deneyimine ve aklına bakılır. Adana Valisi için böyle yapılmadığı çok açık. Bu göreve Erdoğan’ı İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde aklayan müfettiş olması nedeniyle getirildiği yaygın bir kanı. Vali hakkında yolsuzluk iddiaları ise hat safhada!

Vali hangi kıstaslara göre seçiliyorsa THY’ye yönetici de o kıstaslara göre seçiliyor. Anlaşılan o ki, Cumhuriyetimize ve Atatürk’e düşmanlık belirleyici oluyor.

Türkçe anons yapamıyorlar

İşte bu düşmanlık nedeniyle THY yöneticileri asker kökenli Türk pilotlarını çeşitli mazeretlerle işten atıyor yerlerine ağırlıklı olarak Yunanlı pilotları alıyor. Başka bir seyahatimde dikkatimi çekmişti, her iki pilotu yabancı olan uçakta pilotlar Türkçe anons yapamıyorlardı!

Havacılıkta pilotlar ilk anonsunu bayrağını taşıdığı ülkenin dili ile ikinci anonsu İngilizce yapmak zorundadır. Ama THY’nin bazı uçuşlarında Türkçe anons yapacak pilotu yoktur. Dünyanın hiçbir ülkesinin milli havayolunda böyle bir kepazeliğe ve onursuzluğa rastlayamazsınız.

Neyse biz tekrar Skylife dergisine dönelim. En sonunda derginin 54’üncü sayfasında yasak savar mahiyette “ Hasret Dolu 75 Yıl “ başlığı ile Atatürk yazısına rastladım. Dergide ceviz kabuğunu bile dolduramayacak eften püften konulara sayfalar dolusu yer verilmiş ama Atatürk konusu bağlaçlar dahil sadece 71 kelimeden müteşekkil bir yazı ile işlenmiş ve tek sayfayı bile dolduramamış.

İlkokul seviyesinin birikimi ile yazılmış bu yazıda Atatürk’ü ve eserlerini konuşmayı ve anımsamayı 10 Kasımlar ile sınırlamış. Esasında Atatürk bu topraklarda ve tüm İslam dünyasında aklın, bilimin, çağdaşlaşmanın ve Aydınlanmanın adıdır. Her gün, her saat, her dakika ve her salise hissedilmeli ve anımsamalıdır. Aksi felakettir! Niçin böyle olduğunu haftaya Çarşamba günü bu köşede anlatmaya çalışacağım.

Skylife dergisinin 12’inci sayfasında ise “ Londra’da Piri Reis Rüzgarı “ başlığı altında ünlü Türk denizcisi ve haritacısı Piri Reis’ten ve bu yılın UNESCO tarafından Piri Reis Yılı ilan edildiğinden bahsedilmiş.

Gerçekten Piri Reis az sayıda sahip olduğumuz ve övünebileceğimiz bir şahsiyet. Ama yazıda başına gelenler yazılmamış. Osmanlı’nın en ihtişamlı dönemini temsil eden Muhteşem Süleyman döneminde bile nitelikli insan gücüne saygı ve itibar yok.

Dünya haritası, Kitabı Bahriye, MİLGEM

Bu yıl Piri Reis’in çizdiği dünya haritasının 500’üncü yılını idrak ediyoruz. Bu nedenle UNESCO bu yılı Piri Reis Yılı ilan etti. Ama Piri Reis, Basra Valisine rüşvet vermedi diye bizzat Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı ile katledildi. Ama bunu yazamaya utanmışlar.

Sadece Piri Reis mi? Takuyiddin Efendi’nin Tophane sırtlarına kurduğu gözlemevini ( Rasathane ) veba salgınına neden olduğu gerekçesi ile yıktıran ve Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçmayı başaran Hezarfen Ahmet Çelebi’nin yaptığı bu işin dinen caiz olmadığı gerekçesi ile onu sürgüne gönderen fermanlarda Osmanlı Padişahlarına aitti.

Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma ile bu topraklarda akıl ve bilim iktidara gelmiştir. Erdoğan ve AKP iktidarı ile seyredilen rotanın ülkemizi götüreceği yer ise şüphesiz Ortaçağ karanlığıdır.

Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlarla zindanlara tıkılanlar, muhalefet yaptığı için işlerinden atılanlar, horlananlar ve karalananlar bugünün Piri Reisleri, Takuyiddinleri ve Hezarfenleridir.

500 yüzyıl önce dün Piri Reis’in çizdiği dünya haritası ve yazdığı Kitabı Bahriye neyse bugünün Türk Denizcisinin dizayn ettiği ve inşa ettiği MİLGEM ( Milli Gemi ) aynı şeydir.

Bugün saat 1530’da Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde, yarın ( Pazar ) saat 1900’da Atatürkçü Düşünce Derneği Bahçeşehir Şubesi’nin davetlisi olarak Bahçeşehir Koleji’nde olacağım, Atatürk’ü ve ona karşı sürdürülen düşmanlığın nedenlerini anlatacağım.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...