Bugün size geçtiğimiz senenin son ayı gündeme düşen orduevlerine giriş yasağı gelen askerlerle ilgili olarak bazı gelişmeleri anlatmaya çalışacağım. Biliyorsunuz, Genelkurmay Başkanlığı aralarında benim de bulunduğum 5’i general ve amiral olmak üzere toplam 28 emekli ve muvazzaf askerin orduevlerine girişini yasaklamıştı.

Bu konuyu 13 Aralık 2013 tarihinde bu köşede yazmış, yasaklamanın bizzat Genelkurmay Başkanı’nın emri ile yapıldığını, gerekçesi olmadan böyle hakkı olmadığını ayrıntıları ile anlatmıştım.

Kanunsuzluğun kol gezdiği, adaletin mumla arandığı ve haramilerin egemen olduğu Türkiye’de hakkımızı arayabilmek ve mücadelemize yön verebilmek için bu yasaklama kararının hangi eylemimiz ve hangi gerekçe ile yapıldığını Genelkurmay’dan yazılı olarak sorduk.

Genelkurmay’dan içi boş yanıt!

Geçen hafta itibarıyla Genelkurmay Başkanlığı’ndan gayri ciddi bir yanıt geldi. Gelen evrakta “Orduevleri, askeri gazino ve diğer sosyal tesislerden yararlanma usul ve esasları ile söz konusu tesislere girişin yasaklanmasına yönelik hususlar, TSK İç Hizmetler Yönetmeliği’nin 664’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda hak sahibi kişiler, bu düzenlemeye istinaden Orduevleri, Askeri Gazinolar ve Sosyal Tesisler Yönergesi (MY 58-4)’ünde yer alan esaslar doğrultusunda orduevleri, askeri gazino ve sosyal tesislerden istifa etmekte, belirlenen esaslara uymayanların tespit edilmesi halinde ise personelin istifadesi Genelkurmay Başkanlığı’nca oluşturulan bir kurul tarafından yasaklanabilmektedir. Bu kapsamda; söz konusu yönetmelik hükümleri doğrultusunda TSK Sosyal Tesislerine girişiniz kurul kararı ile 13 Kasım 2013 tarihinden itibaren 6 ay süreyle yasaklanmıştır” denmektedir.

Biz Genelkurmay’dan hangi suçumuza, eylemimize ve konuşmamıza yönelik yasaklama getiriyorsunuz diye gerekçe soruyoruz onlar bize ilgili yönetmeliğe göre böyle bir yetkimiz var diye cevap yazıyor. Ya anlama güçlüğü var, ya da verecek yanıt yok. Gönderilen evrakın alt düzeyde imzalanmış olması sanırım bu nedenle.

Konuşanları ve yazanları sustur!

Aldığım duyumlara göre bu yasaklama kararını Erdoğan’ın “Konuşan ve yazan emekli askerleri sustur” emri üzerine bizzat Genelkurmay Başkanlığı makamında oturan Necdet Bey vermiştir.

Bilmesini isterim konuşmaya ve yazamaya devam edeceğim. Ülkemiz bölünme ve parçalanma sürecine sokulmuşken, teröristlerle işbirliği yapılırken, hırsızlık ve yolsuzluk almış başını gitmişken, terörle mücadele etmiş olan kahramanlar zindanlara atılmışken ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kumpas kurulmuş iken susmayacağım. Kişisel çıkarlarım için susmayı onursuzluk sayarım. Verdiğiniz yasaklama kararı benim için şeref madalyasıdır. Dedemin İstiklal Madalyası’nın yanına koyuyorum.

Muvazzafı ve emeklisi ile askerlerden ve sivillerden gelen mesajları göndermemi ister misiniz? Herkes “Evimiz orduevinizdir” diyor. Sadece bu söz bile bana yeter. Mesajlardan bir tanesinde “Karacı bir subayım ve görevdeyim, her ne suç işliyorsanız bende aynı suçu işlemek istiyorum, emrinizdeyim” diyor. Bunlardan çok var, biliyor musunuz?

Kumpas için ne yaptın?

Biz şimdi en yetkili ağızlardan bile itiraf edilen kumpasa üzerimizde üniforma varken de direndik, emrimizde bulunanları yem etmedik, sahip çıktık, istifa ettikten sonra da konuşarak, yazarak ve siyaset yaparak hep bunları anlattık ve savunduk. Soruyorum siz kumpas için hapishanelerde çürütülen silah arkadaşlarınız için ne yaptınız ve hangi mücadeleyi verdiniz? Geride kalan aileleri perişan, farkında mısınız?

Kumpas suç duyurusunu Erdoğan’ın isteği ile yaptığınızı herkes konuşuyor. Genelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanları hukuksuzluğa ve kumpasa isyan ederek istifa ederken niçin onlarla beraber hareket etmediniz? Kumpasın Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bulunan uzantılarına ve imamlarına karşı görevi aldığınızdan beri hiç operasyon yaptınız mı?

Daha önceki yazılarımda artık istifalarla bir sonuç elde edilebilecek eşik geçilmiştir, kimse istifa etmesin, mevziini korusun ve ülkemiz için görevine devam etsin demiştim. Ama buna siz dahil değilsiniz. Ülkenize yapabileceğiniz en iyi hizmet istifa etmektir.

Bu arada denizcilerin bir isteğini iletmek istiyorum. Sizin için bir daha denizci üniforması giymesin diyorlar. Biliyorsunuz bu kumpastan en çok onlar zarar gördü. Anlayışla karşılamanız lazım. Diyorlar ki, beyaz üniforma temizliğin, yurtseverliğin, aidiyet duygusuna sahip olmanın ve deniz konusunda nitelikli olmanın karşılığıdır.

Saygılar sunarım.

 

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...