Geçtiğimiz Perşembe Tekirdağ’da Erdoğan’a hakaretten yargılanmamız vardı. Esasında Erdoğan’a hakaret etmemiş sadece icraatlarını eleştirmiştik. Kendimizi en iyi şekilde savunduk ama karar yüzüme okundu; “11 ay 20 gün hapis cezası ve erteleme” Bunu kabul edebilmek mümkün değil! Bizi susturabilmek de!

Savunmamız basında ve sosyal medyada var okuyabilirsiniz. Okuyun ki; ülkemizde Erdoğan ve AKP döneminde hukukun nasıl ayaklar altına alındığının ve bağımsız bir yargıdan artık bahsedilemeyeceğinin bir örneğini daha görün.

Kafasında tüy bitmemiş yetimin hakkı

Bedel ödenmeden aydınlığa kavuşabilmek mümkün değil. Mücadeleye kaldığımız yerden devam edeceğiz hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü biz kafasında tüy bitmemiş yetimin hakkıyla okuduk bunun karşılığını ödeyeceğiz, gerekirse canımızı bile vereceğiz.

Sorun Erdoğan ülkemizi kötü yönetti ve yönetiyor sorunu değil. Gerçekten Erdoğan ülkemiz için bir güvenlik, demokrasi, hukuk ve insan hakları sorunu. Erdoğan giderse sorunlarımız biter mi? Kesinlikle hayır ama sorunlarımızı çözebilmek için ferahlamamıza ve başlangıç yapabilmemize imkan sağlar.

Ne yaptı?

Ailemizin İstiklal Madalyası var. Büyükbabamdan miras. Bazen aile içinde ve akrabalar arasında bile olsa büyükbabamın yaşıtlarını sorgularım “İstiklal Savaşı sırasında dedem cephedeyken o ne yaptı?” diye.

Bugün ülkemiz zor bir dönemden geçmekte. Bu dönem ülkemiz için yaşamsal, hayat memat meselesi. Bu dönemde ne yaptığın, yapmadığın ve yapamadığın çok önemli! Yarın ölüp gideceğiz. Çocuklarımız ve torunlarımız sorgulayacak, “Ahlaksızlığın, şerefsizliğin, hırsızlığın, yolsuzluğun, emperyalist işbirlikçiliğinin, sivil darbenin, karşı devrim sürecinin ve iç barışımızı bozan tohumların ekildiği dönemde babamız ve dedemiz ne yaptı?” diye.

Teşekkürler, iyi ki varsınız!

Biliyorsunuz İstiklal Savaşı sırasında mücadeleye destek verenler olduğu gibi, korkanlar, kaçanlar, sinenler ve düşmanla işbirliği yapanlar da vardı. Bugün de aynı şeyler oluyor. Yarın çocuklarımız ve torunlarımız bizim için korktu, kaçtı, dönemi futbol maçı ve fıkra muhabbeti ile geçirdi ve düşmanla işbirliği yaptı dedirtmemek için çalışıyoruz. Umarım başarılı oluruz.

Tekirdağ’da yapılan duruşmam nedeniyle destek verenlere, bizzat gelerek mahkeme salonunu ve dışını dolduran yurtseverlere, gelemese de mesajlarıyla destek veren dostlara teşekkür ederiz. İyi ki, varsınız!

Top Yargıtay’da!

18’inci yüzyılda bir Alman köylüsü, Alman İmparatoru Büyük Frederik’e meydan okuyor, arazisini vermiyor, “gitsin sarayını başka yere yapsın” diyor ve korkmuyor. Çünkü Alman yargısına güveniyor ve “Berlin’de hakimler var” diyor.

Biz de her şeye rağmen Türkiye’de hukuk var, adalet var, hakimler var demek istiyoruz. Tekirdağ’da bunun göremedik. Kararı temyiz ediyoruz top artık Yargıtay’da olacak. Umarım Alman köylüsünün 18’inci yüzyılda başkentleri Berlin’de bulacağından emin olduğu adaleti biz 21’inci yüzyılda başkentimiz Ankara’da bulabiliriz.

Değerli büyüğüm Op. Dr. Aytekin Ertuğrul’un “Büyük İhanet ve Milli Reaksiyonlar” ve sevgili sınıf arkadaşım ve dostum E. Amiral Cem Gürdeniz’in “Mavi Uygarlık, Türkiye Denizcileşmelidir” kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...