Bugün ‘’ Balyoz ‘’ davasının ara karar duruşması yapılacak. Yine bu yurtsever, kahraman ve onurlu insanların aileleri ile sevenleri beklenti içindeler. ‘’ Acaba kıyısından ve köşesinden de olsa bu hukuksuzluk biter ve sevdiklerimize kavuşur muyuz? ‘’ diye. Keşke her şey bu beklentinin arkasındaki düşünceler kadar saf ve temiz olabilse.

Merak ediyor musunuz, 163’ü tutuklu 195 sanıklı Balyoz davası nedir? İddianameye göre; 2002 seçimlerinden hemen sonra AKP hükümetini devirmek için bir darbe planı hazırlanıyor. Plana göre camiler bombalanacak, Türk jetleri düşürülecek, hastanelere el konulacak, dernekler kapatılacak, gazeteciler ve siyasiler tutuklanacak… böyle gidiyor. Ayrıca 5-7 Mart 2003’de 1. Ordu Selimiye-istanbul’da yapılan seminerde bu darbe planının üstü kapalı provası yapılmış. Yersen tabi. Baştan bayağı yedi, şimdi her geçen gün bu iftira şerefsizliğine inananların sayısı azalıyor ama karşı devrimin realizasyonu da hızla ilerliyor.

Gelelim Balyoz iddialarının kaynağına. Ocak 2010’da kimliği bilinmeyen bir kişi yandaş basından Mehmet Baransu’ya bir bavul teslim ediyor. İçinde yok yok. 2000 küsur sayfa doküman, sözde darbe seminerine ait 10 adet ses kaseti ve 19 adet CD. Bu CD’lerden 16’sı 1.Ordu’da hazırlanmış, orijinal ve içinde suç unsuru yok. İçinde suç delilleri olan belgeler ise 3 adet CD’de bulunuyor. Bu CD’lerden en belalısı ise 11 no.lu olanı çünkü Balyoz soruşturmasına ve daha sonra iddianameye dayanak tüm bilgiler bunun içindedir.

Yani bu CD dışında o koca bavulun içindeki tüm dokümanlar Türk Halkını kandırmaya ve etki altına almaya yönelik figürandır. ‘’ Bir bavul dolusu darbe dokümanı ele geçirildi ‘’ veya ‘’ İçinde darbe planları bulunan bir CD ele geçti ’’ hangisi daha etkili ve inandırıcı?

İddianameye göre Balyoz CD’si 5 Mart 2003’de kaydedilmiş ve bir daha ekleme ve çıkarma yapılmamış. Bunun böyle olduğuna dair bilirkişi raporu da var. Her ne hikmetse içinde suç unsuru bulunan bu belgelerin imzalı bir çıktısı da yok.

İçinde ‘’ Darbe ‘’ ile ilgili suç kanıtları bulunan ve 2003 yılında kaydedilen bu CD’nin içinde 2004, 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait bilgiler olduğunu biliyor musunuz? Sizce bu nasıl olmuş olabilir? Bunlar müneccim mi?

Size bir örnek; Suç kanıtı olarak gösterilen 4 Şubat 2003 tarihli bir belgede ‘’ Yeni Recordati İlaç ‘’ isminde bir firma var. Oysa firmanın 2003’deki adı ‘’ Yeni İlaç ‘’. Çünkü firma 2008 yılı sonunda İtalyan Recordati tarafından satın alınıyor ve Temmuz 2009‘da ismi değiştiriliyor. Bu sahtekarlıktan yüzlercesi var.

Bu çelişkiler bu kadar açıkken, kurumlardan ve bilirkişilerden gelen yazılar bunu ortaya koyarken ne yazık ki soruşturma savcıları bunları iddianamelere ve eklerine koymayı unutmuşlar ve adli emanette bırakmışlar. Hatta iddianamelerinde CD’deki bilgilerin tutarlı olduklarını bile ileri sürmüşlerdir.

Nasıl darbe semineri bu? Ankara’dan gelen 15 gözlemci var ( Dönünce rapor verecekler ) ve seminer kayıt altına alınıyor. Balyoz davasından yargılanan 195 sanıktan sadece 48’i seminere katılmış olup 147 sanığın seminerle uzaktan yakından ilgisi yok. Sadece düzmece CD’de adları geçtiği için sanık olarak bulunuyorlar. Ayrıca seminere katıldığı halde 114 kişi sanık değil çünkü düzmece CD’de adları yok.

Gölcük’teki aramada çıkan 10 çuval Balyoz belgesi de mi yalan? Evet, yalan. Balyoz iddianamesine giren sadece 2 adet CD ile 1adet harddisk gerisi yine figüran. Gölcük’te de amaç eksiklikleri görülen düzmece belgelerin hatalarını düzeltmek ve yeni isimleri içeri almaktır. Üzülerek söylemek gerekirse Türk Silahlı Kuvvetleri içinde gizli belgelere erişimi sağlayan ve hazırlanan sahte belgeleri istenilen yerlere koyan köstebeklerin varlığı yeni bir bilgi değil. Sayın Hanefi Avcı ve Rahmetli Kaşif Kozinoğlu’nun söylediklerinde bunun açık kanıtlarını bulabilirsiniz. Bu gerçekleri yandaş ve yanaşma medyada okuyamazsınız.

Ne kadar acı değil mi? Türkiye Cumhuriyetinin dönüştürülmesi amaçlı karşı devrim operasyonunda, sahte kanıtlarla suçlananlar içerde sahte belgeleri üretenler dışarda. Bu mahkemelerde hukukun olmadığını sıradan insanlar değil hukukçular söylüyorlar. Sanıkların lehine karar veren hakimlerin başına gelenleri biliyorsunuz. Bu nedenle Silivri ve Hasdal’da zindanlarda çürütülen bu insanların suçlu olduğu yolunda milyonda bir bile şüphe ediyorsanız lütfen bir kerecik olsun bir balyoz duruşmasını izleyin ve notunuzu verin. Hayır, şüphe duymuyorsanız destek için gidin.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...