Önceki yazımda bahsettiğim gibi geçen hafta bir konferans ve bir sohbet toplantısına katılmak ve fırsattan istifade ile tatil yapmak için dört günlüğüne İzmir’in Seferihisar’ındaydım.

Burada kaldığımız süre içinde çevrede bulunan belirli yakın yerlere geziler de yaptık. Efes, Selçuk, Şirince ve Bademler bunlardan bazılarıydı. Bugünkü yazımda size Bademler’i ve burada gördüklerimi anlatmak istiyorum.

Bademler, İzmir’in Urla ilçesine bağlı bir köy. Buraya gitmek istememin nedeni burada bulunan tiyatroydu. Eğer Türkiye’de bir köyde tiyatro varsa, düzenli olarak oyun sergileniyorsa orada uygarlığın ve çağdaşlığın ışıltısı var demekti ve mutlaka görülmeliydi. Düşünebiliyor musunuz; bugün 2014’de tiyatrosuz illerimiz varken, ancak az sayıda ilçemizde tiyatro varken ve tiyatrolar kapatılırken Bademler’de “Yarım Osman” adlı tiyatro oyunu 1935’de sahneye konmuş.

Susuz yaz

Köy çok temiz, tüm evler birörnek beyaza boyalı, insanlar güler yüzlü, eğitimli, köyün meydanında Atatürk’ün büstü var, kütüphanesi var, köyün giriş yolunda Kurtuluş Savaşı şehitleri için köylülerin Andaç diye andıkları bir anıt var ve üzerinde “Bizim için kanını döken Mehmetçiğe 1935” yazısı okunuyor.

Bademler’de okul Cumhuriyet’le yaşıt. 1963’te Susuz Yaz filimi burada çekilmiş. Köye gelmişken mezarlığını da görmek istedim. İlk dikkatimi çeken mezarlığın giriş kapısının üstünde Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’na ait “Yaşamak güzel şey ama-Sevdiklerinden ve dostlarından ayrılmak-Hele onları dönüşü olmayan bir yere uğurlamak-Zor geliyor insana” yazısıydı.

Mezar taşlarını tek tek inceledim. Atatürk, kardeşlik, barış, sevgi ve Yaradan’a duyulan saygı içerikli manilerle, şiirlerle ve deyişlerle doluydu. Korku, nefret ve kin duygularını depreştiren bir ifadeye ve ize rastlamadım. Mezar taşlarına baktığınızda dikkatinizi çeken diğer bir şey isimlerin Türkçe olması! Belli ki burası iliklerine kadar bir Türkmen köyüydü!

Yarısı olsa çağ atlarız

Bir mezar taşında “Güle güle yaşardı-Tanrı’sına tapardı-Fenalıklardan kaçardı-Halka iyilik yapardı” diyor. Bir başkasında “Bahar olur-Donanır dağlar-Bul beni-Her çiçekte-Al göğsüne tak beni-Baharsız Baylan-Ruhu Şad olsun” diyor.

Evet, çağdaşlıktan, barış ve sevgiden, çalışkanlıktan, kadın erkek eşitliğinden, Türklüğün ne demek olduğundan, yardımlaşmadan, İslam’da hoşgörüden, Ege uygarlığının izlerinden eğer bir şeyler görmek istiyorsanız Bademler köyüne mutlaka gelmelisiniz.

Bugün için ülkemizde yaklaşık 35 bin köy var. Bu köylerin en az yarısı Bademler gibi olsa inanın çağ atlarız. Bu köşeyi takip edenler bilirler aynı şeyleri daha önce yazdığım bir yazıda Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Ocak köyü için de ifade etmiştim. Ocak köyü doğuda, Bademler batıda olmasına rağmen ikisinin de ortak özelliği Alevi Türkmen köyü olmasıydı.

Şehvet duygularını doyuma ulaştırabilmek

İslam dünyasında kadın haklarından, hoşgörüden, iyi ahlaktan, sevgiden, bahsedilebilecek tek yer Anadolu’dur ve Türklerin Müslümanlık anlayışı ve ilahi mesajı doğru algılayış biçimidir. Hoşgörüyü ve sevgiyi merkeze alan bu anlayış sayesinde Müslümanlık Anadolu ve Rumeli’de yayılmıştır.

Ama bugün ülkemizde hoşgörüden, sevgiden, insanlıktan ve iyi ahlaktan zerre kadar nasibini almamış İslam anlayışı egemen olmaya çalışmaktadır. Bu anlayış için İslam, şahsi çıkarları gerçekleştirebilmek için araç ve şehvet duygularını doyuma ulaştırabilmek için bir enstrümandır. Bu anlayış kincidir, topluma kan, gözyaşı ve mutsuzluktan başka bir şey getiremez. Bunu anlamak için İslam dünyasına bakmak yeterlidir.

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri bir çağdaşlaşma projesidir. Bu konuda kat ettiğimiz mesafe kadar çağdaş olmayan dünyadan ilerde, kat edemediğimiz mesafe kadar çağdaş dünyadan gerideyiz.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...