AYE AYE SIR!

 

İngiliz (Royal Navy) ve Amerikan Deniz Kuvvetleri’nde (US Navy), astlar amirlerine ve komutanlarına bir emir aldıklarında “Aye aye sir” (Yes Sir) diye karşılık verirler. Bu; “Evet, yine de evet” anlamındadır. Yani; “Emrinizi aldım, anladım ve derhal yerine getireceğim”dir. Çünkü; denizde bırakın savaş şartlarını, barış şartlarında dahi bir kararın derhal uygulanması, can ve mal kayıplarının engellenmesi açısından çok büyük önem arz eder. Bu sözün kökeni 16. Yüzyıla kadar uzanır. Bu sözün Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki karşılığı ise; “Başüstüne” veya “Emredersiniz” şeklindedir.

Denizcilik ve askerlik mesleğinin gerektirdiği bu gerçeğin, sivil yaşamda ve özellikle siyasete aynen ve katı olarak uygulanması doğru neticeler vermez. Tabii ki, bir karar verildikten ve emir haline getirildikten sonra aynen uygulanır. Ama başlangıç aşamasında eğer farklı düşünüyorsanız; itiraz etmelisiniz, kıyasıya eleştirmelisiniz, niçin yanlış olacağını korkmadan ve çekinmeden anlatmalısınız. Bu; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı veya Parti Başkanınız da olabilir.

Evet Efendim, Sepet Efendim

Bir büyüğümden öğrendiğimi, meslek yaşamım boyunca hep uygulamaya çalıştım. Benim gibi düşünmeyen insanları yanımda bulundurdum ve uzaklaştırmadım. Hatta, mesleğimde deneyim kazandıkça ve yaşım ilerledikçe; “Eğer benim gibi düşünüyorsanız, artık size ihtiyacım” yok söylemleri ile etrafımdakileri farklı düşüncelerini söylemesi konusunda özendirmeye çalıştım.

Gelin görün ki ülkemizdeki siyasi yaşamda yer alan liderlerin etrafı, istisnasız tamamen “Evet efendim, sepet efendim” yaklaşımı içinde bulunan yalakalar ordusu ile donatılmış durumda. Burada hem liderin, hem de etrafındakilerin suçu var. Bırakın liderin söylediğine itiraz etmeyi; yalakalıkta biraz geri kalın, hemen sizi uzaklaştırırlar.  Hem makamınızı, hem de makamın karşılığı olan nimetleri kaybedersiniz. Sizin yerinizi almaya çalışan o kadar çok potansiyel yalaka vardır ki, siz de yerinizi kaybetmemek için yalakalıkta sınır tanımazsınız.

Her Şeyi Bilen ve Yanılmayan

Bu kısır döngüyü kısa zamanda kırmanın tek yolu; yalakalığa mümkün olduğunca müsaade etmeyen ve kendisinden farklı düşünen insanları çevresinde bulundurabilme erdemine sahip bir liderdir.

Türkiye, özellikle son 15 yılda, kendisi için yaşamsal önemi olan fahiş hatalar yapmıştır. Bunun bir numaralı nedeni; “Her şeyi bilen ve yanılmayan lider” ve yanında bulundurduğu “Evet efendim, sepet efendim” yaklaşımı içinde bulunanlardır. Farklı düşünenler zaman içinde uzaklaştırılmış, hatta ötekileştirilerek düşmanlaştırılmıştır.

Fahiş Hatalar Yapıldı!

Suriye’de emperyalizmin vekalet savaşına destek verilmesi, Rus uçağının düşürülmesi ve sonrasındaki gelişmeler, Halk Bankası gibi unsurlarla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran’a yönelik ambargosunun delinmesi ve buradan çıkar sağlanması, Irak’ın tekil yapısının ve toprak bütünlüğünün aşındırılmasına katkı, yanlış ittifaklarla ve siyasi hedeflerle kalkışılan Fırat Kalkanı Harekatı’ndaki başarısızlık, 15 yıllık dönem içinde yapılan ve geriye dönülemez fahiş hatalardan bazılarıdır. Bu fahiş hataların hata olduğunu biz ve bizim gibi insanlar daha işin başında, testi kırılmadan yazdı ve anlattı. Ama kulak asılmadığı gibi, bir de düşmanlık yapıldı!

ABD Başkanı Trump; Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na, sadece 24 gün görev yapan E. Korgeneral Michael Flynn’in yerine, halen görevde olan Korgeneral Herbert Raymond McMaster’ı getirdi. En üst rütbeden olmayan muvazzaf bir asker, bakan koltuğunda! Hem de koordinasyon olarak Dışişleri, Savunma ve Maliye Bakanları’nın önünde.

Trump’a Balans Ayarı

ABD derin devletinin, ABD Başkanı’na verdiği balans ayarı sonrası getirilen bir isim Korgeneral McMaster. Trump, kendisini hiç tanımazdı ve daha önce karşılaşmamıştı da!  Ama derin devletle uzlaşmak adına, getirmek zorunda kaldı!

McMaster; “Yes Sir” (Başüstüne, emredersiniz, evet efendim, sepet efendim) yaklaşımı içinde olan birisi değil. Hatta; “Yes Sir”cülüğün devlete büyük maliyetleri olan savaşları ve mücadeleleri kaybettirdiğine inanan biri!

Kaybettik ve Kaybediyoruz!

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olan McMaster “Dereliction of Duty”, Türkçesi ile “Görevi İhmal”  adlı kitabında; Vietnam Savaşı‘nda üst düzey komutanların, ABD başkanlarının dümen suyunda gittiğini ve bu hususun ulusal hedefleri ve görevleri zedelediğini söylüyor. Kitabında özetle; “Siyasi liderlerin hedefleri ile ulusal güvenliğin hedef ve amaçları örtüşmez ise, savaşlar ve ulusal mücadeleler kaybedilir” diyor.

Türkiye’yi fiili olarak yöneten iradenin; Suriye, Kuzey Irak, Rusya politikaları, Almanya ve Hollanda başta olmak üzere Avrupa’ya karşı arkası boş meydan okumaları, en son olarak Bulgaristan seçimlerine müdahil olma operasyonları ülkemizin çıkarlarının ve güvenliğinin gerektirdiği hedef ve amaçları ile örtüşmediği gibi, taban tabana zıttı! İşte bu yüzden kaybettik ve kaybetmeye devam ediyoruz.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...