Geçtiğimiz Perşembe ve Cuma günleri Başbakan Erdoğan’ın “Allah’ın belası” dediği Twitter hesabımıza siber saldırı yapıldı, önce beni izleyenlerin sayısı azaltıldı, daha sonra sistem hesabımı askıya aldı.

Şüphe duymakla birlikte, ilk önce bu olayın yalnızca benim başıma geldiğini düşündüm. Bilahare öğrendim ki, bu şerefsiz ve ahlaksız saldırının tek hedefi ben değilmişim. Saldırıya uğrayanların ortak yanı ise Erdoğan ve AKP’ye karşı muhalefet etmeleri!

Tereddütsüz söylemek isterim ki, bu saldırının sorumlusu Erdoğan, AKP iktidarı ve onların yarattıkları antidemokratik iklimdir. Demokrasiyi istedikleri durakta inecekleri bir tramvay olarak gören ve onun nimetlerinden faydalanarak bir şekilde iktidara gelen Erdoğan, iktidarda ilanihaye kalmak ve hesap vermemek için devletin gücünü muhaliflerine karşı silah olarak kullanmaktadır.

Hitler milliydi, bunlar gayri milli!

Bugün ülkemiz Hitler faşizmine ve diktatörlüğüne rahmet okutacak uygulamalarla karşı karşıyadır. Hiç değilse Hitler milliydi, şu anda ülkemizde bulunan iktidar sahipleri emperyalist işbirlikçisidir ve gayri millidir. Bu toprakların yararına tek bir uygulamaları bile yoktur. Sakın birisi çıkıp yollar, sağlık ve AVM gibi şeyler lütfen söylemesin. Hitler’in Almanya için yaptıklarının yanında bunlar solda sıfır kalır.

Bugün hiçbir Alman, bazılarının içinden geçse bile Hitler zamanında iyi işler de yapıldı diye bu dönemi temize çıkaramaz ve Hitler’i övemez. Çünkü Hitler hem ülkesini, hem Avrupa’yı hem de dünyayı felakete sürüklemiştir.

Evet, Erdoğan ve AKP iktidarına muhalefet ediyorum. Geçmişte ne Sayın Erdoğan ile, ne de partisinin ileri gelenleri ile, şahsi bir husumetim ve tanışıklığım olmadı. Kendileri ile insani hiçbir sorunum yoktur.

Ama yaptığımız gözlemler ve analizler neticesinde Erdoğan ve AKP iktidarının emperyalizme taşeronluk yaptığını, gizli bir gündemleri olduğunu, Cumhuriyetimizin kazanımlarını yok etmek istediklerini, rant ve talan peşinde koştuklarını, insanlarımızı Allah ile kandırdıklarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin rejimini değiştirmek için yeni anayasa peşinde koştuklarını, Ergenekon, Balyoz ve Casusluk gibi hukuki olmayan operasyonel davaların önünü açtıkları, değerlendirmesini yapıyorum.

İç savaş kapımızda

Ayrıca Erdoğan ve AKP iktidarının halen sürdürdüğü politikaların insanlarımızı birbirine karşı kamplaştırdığını, ayrıştırdığını, ülkemizi felakete sürüklediğini, hızla bölünmeye ve parçalanmaya doğru gittiğimizi ve iç savaşın kapımızda olduğuna inanıyorum.

Bu yaptığım değerlendirmelerin bir kısmına veya tamamına katılmayabilirsiniz. Ama bu ülkede demokrasiden, fikirlerin serbestçe açıklanabilmesi hürriyetinden ve basın özgürlüğünden eğer bahsediyorsanız, bu söylediklerime ve değerlendirmelerime katlanmak zorundasınız.

Yürütme erki için nihai yetkiyi halk vereceğine göre, herkesin düşüncelerini ve kanaatlerini serbestçe anlatmasına uygun ortamın sağlanması demokrasinin olmaz ise olmazıdır. Erdoğan’ın ikide bir söylediği sandık, faşist yönetimlerde ve monarşilerde de vardır ama buralarda basın özgürlüğü yoktur ve düşüncelerin serbestçe açıklanabilmesi mümkün değildir.

Dünya birincisiyiz

Günümüzde Türkiye’de basın özgürlüğünün zerresinden bile bahsedilemez. Erdoğan yönetiminde AKP iktidarı, elindeki devlet aygıtını saldırı silahı olarak kullanarak basını sindirmiş, korkutmuş, susturmuş, tutuklamış ve içeri atmıştır. Bugün 123’ü tutuksuz 64’ü tutuklu olmak üzere 187 gazeteci yargılanmaktadır. Bazıları suçunu dahi bilmemekte, bazıları ise gazetecilik yaptıkları için cezalandırılmaktadır. Dünyada en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke sıralamasında birinciyiz. Bu onur sanırım bize yeter de artar bile! Erdoğan’ın ileri demokrasi dediği bu galiba!

Baskılar sonucu işinden attırılan gazeteciler, yerlerine ikame edilen yalama ve yalaka takımı, maliye ve adliye ile yola getirilen medya patronlarından sonra basın hükümet için artık dikensiz gül bahçesi haline getirilmiştir.

Ama işi, internet gazeteciliği, elektronik postalar ve “Allah’ın belası” facebook ve twitter gibi sosyal paylaşım siteleri bozmakta ve yaratılan bu gül bahçesini dikenli hale getirmektedir.

Amaç muhalifleri susturmaktır

Yazılarımız Aydınlık Gazetesi yanında Florida, Londra, Berlin ve Paris de dahil olmak üzere 15’i aşkın internet gazeteciliği yapan sitelerde yayınlanmakta ve milyonlara ulaşmaktadır. Konferans ve panel gibi nedenlerle gittiğim yerlerde insanlarımız bana ceplerinde ve cüzdanlarında taşıdıkları yazılarımı göstermektedirler. Sosyal paylaşım siteleri muhalif yazıların milyonlara ulaşmasında alternatif medya görevini yapmaktadır.

Bizim gibi AKP’ye muhalefet edenlere yapılan bu siber saldırıyla, Gezi olayları ile başlayan halk hareketi sırasında beş yurttaşımızın hunharca katledilmesi, halka kimyasal silahlarla saldırılması ve TÜPRAŞ’a baskın yapılması arasında hiç fark yoktur. Amaç muhalifleri susturmaktır!

Hesaplarımıza yapılan saldırı bir cinayettir. Bu cinayetin azmettiricisi Erdoğan ve AKP iktidarı olup tetikçileri Türkiye’dedir ve olayın Twitter şirketi ile alakası yoktur. Hiç kimse, ama hiç kimse, doğru bildiğimiz yoldan döndüremez, korkutamaz ve aklımıza kilit vuramaz.

Saygılar sunarım.

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...