Lozan Antlaşması

CUMHURİYET

Türker Ertürk2018-10-29T19:07:48+00:0029/ 10/ 2018|Tags: 29 Ekim 1923, Almanya, Avrupa, Aydınlanma, Birinci Dünya Savaşı, Çağdaşlaşma, Cumhuriyet, Darwin, Descartes, Fransız İhtilali, Galilei, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, I.Meşrutiyet, II.Meşrutiyet, Islahat, Kepler, Kopernik, Lozan Antlaşması, Martin Luther, Newton, Ortaçağ, Osmanlı, Reform, Rönesans, Sanayi Devrimi, Spinoza, Tanzimat, Türker Ertürk, Uygarlaşma|

Cumhuriyet’in ilanından yaklaşık olarak üç ay önce, 24 Temmuz 1923’de imzalanan Lozan Antlaşması ile devletin uluslararası ortamda bağımsızlığı ve egemenliği kabul edilmişti. Halbuki, Almanya dahil Birinci Dünya Savaşı’nın (1914-1918) mağlup hiçbir gücü bu hakka sahip değildi. Şimdi sorun; bu devletin nasıl yapılanacağıydı… Osmanlı, durup dururken enkaz haline gelmemiş ve yıkılmamıştı. Gerçekten, Avrupalıların dediği gibi hasta adamdı. Esasında; Osmanlı hanedanı dahil Osmanlı’yı yönetenler de bu hastalığın farkındaydı ama hastalığın ne olduğunu tam olarak

Kuantum Sıçraması

Yine bilip bilmeden Lozan’a çaktılar. Daha önce de yazdık ve anlattık. Lozan’a düşmanlık; cehaletin, istismarcılığın, bilinçli veya bilinçsiz şekilde emperyalizmle işbirlikçiliğin, çağdaş düşünce sistemine geçememenin, geçmişe takılıp kalmanın, ilkeler ve değerler manzumesine sahip olamamanın çok açık tezahürüdür. Cehaletin göstergesi. Çünkü; Lozan’la toprak kaybetmedik, toprak kazandık. Osmanlı Toprakları; 16. Yüzyılda, yani doruk noktasında yaklaşık 20 milyon kilometre kareydi. Bu toprakların; 5 milyon kilometre karesi Asya’da, 3 milyon kilometre karesi Avrupa’da ve 12 milyon