Aynı Gemide miyiz

Bir “aynı gemideyiz” söylemidir, gidiyor. Gerçekten aynı gemide miyiz? Aynı gemideysek, bunu söylemek şimdi mi aklınıza geldi! Her konuda ülkemizin insanlarını kamplaştırırken, ayrıştırırken ve kabak gibi ortadan ikiye ayırırken aklınız neredeydi?

Toplumun “aynı gemide” olduğu duygusunu hissedebilmesi için; devleti yönetenler tüm topluma aynı gemideymiş gibi davranmalı ve bu duyguyu vermelidir. Oysa iktidar, 16 yıllık uygulamaları ile bunun tam tersini yapmıştır! Ve şimdi de kendisine ait affedilemez ve bağışlanamaz hatalar nedeniyle başı sıkışınca, tehdit kokan ve aba altından sopa gösteren bir yaklaşım içinde “aynı gemideyiz” söylemleri! Amaç yine muhalif sesleri baskılamak ve iktidarın akıldan, bilgiden, bilimsellikten ve “Nerede yanlış yaptık?” özeleştirisinden uzak politikalarını zorla desteklettirmektir.

Öğretmen Bana Zayıf Verdi

Hâlbuki Türkiye’yi bu duruma düşüren, ekonomik olarak iflas ettiren, ulusal paramız olan Türk Lirasının süratle değersizleşmesi ve pul haline gelmesindeki başlıca neden iktidarın bizatihi kendisidir. Ama iktidar kabahati hiç kendinde bulmuyor ve yaşadığı sorunların nedenlerini hep kendi dışında arıyor. Eğer siz yaşadığınız sorunu içselleştirmez ve nedenlerini hep dışarıda, dış güçlerde ararsanız, sorunlar çözülmez ve derinleşir. Aynen geçer not alamayan öğrencinin öğretmenini suçlaması ve “Öğretmen bana zayıf verdi” demesi gibi bir şey.

Ekonomimizin iflasına, paramızın değerinin dünyaya rezil rüsva olur derecesindeki aşırı düşüşüne niye şaşırıyorsunuz ki! Ne bekliyordunuz? Türkiye, 16 yıldır sürekli ve istikrarlı bir biçimde cari açık ve bütçe açığı veriyor, dış borçları artarken savurganlık ve yolsuzlukta tavan yapıyor, kıt kaynaklarını betona çevirip taşa toprağa gömüyor, “Zihni Sinir” projeleri yaparak kaynakları israf ediyor, cumhuriyetin ekonomik değerlerini haraç mezat satıyor, üretmeyi değil tüketmeyi esas alıyor, sonra da biz bu duruma şaşırıyoruz. Asıl ben bu olanlara şaşıranın aklına şaşarım! İktidar bu yaptıkları ile yaşadığımız bu sonucu elleriyle hazırladı. Demem o ki, bu kriz “Homemade” yani iktidarın eseri. “US Made” yani Amerikan yapımı değil!

Freni Patlamış Kamyon Gibiydik

Evet, yaşadığımız bu berbat ekonomik tablo bekleniyordu! Zira, perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. 16 yıldır sürdürülen ekonomik politikaların sonucudur bu! Yıllar önce yazmışız ve ekranlarda anlatmışız; “Türkiye freni patlamış kamyon gibi, ekonomik iflas kaçınılmaz. Sadece ne zaman ve nerede duvara çarpacağımızı kestiremiyorum ama çarpacağımız kesin. Bu nedenle sıkı tutunun ve çarpışmadan asgari zararla kurtarın” demişiz.

Gelelim ABD ile yaşadığımız soruna… Görünürdeki neden papaz ama gerçek öyle değil! Rahip Brunson, aysbergin sadece su üstünde kalan bölümü. ABD, papazdan fazlasını istiyor. Zaten iktidar “Al papazını, ver bizim papazı” demiş ve Türkiye’de hukukun olmadığını bir defa daha göstermiş, ABD ile anlaşmak istemişti. Ama ABD papazla yetinmiyor, İran, Suriye ve Rusya karşı Türkiye’yi konumlandırmak, kısmen sekteye uğrayan Büyük Ortadoğu Projesi’ne ve bu kapsamda eş başkanlık görevlerine yönlendirmek istiyor ve bu konuda şantaj yapıyor!

Şimdi Diyetini Ödeyeceksin

ABD Başkanı Trump, şu anda Türkiye’ye karşı uyguladığı yaptırımları seçimlerden önce de yapabilirdi! Rahip Brunson o zaman da tutukluydu. Ama yapmadı! Çünkü rejimi değişen ve fiili olarak bir kişi ile yönetilen Türkiye’den beklentileri vardı! Şimdi kızgın ve demek istiyor ki; “Seni seçtirdik, adil ve dürüst olmayan bir seçime evet dedik, sen de şimdi diyetini ödeyeceksin”. Sinirlilik biraz da buradan geliyor. ABD tam da bu günler için yine dürüst ve adil olmayan 16 Nisan 2017 referandumuna eyvallah demişti. Çünkü ABD biliyordu ki; denge ve kontrol mekanizmaları yok edilmiş tek adam yönetimlerine daha kolay baskı yapılır ve daha kolay taviz verdirilir.

İktidar ABD ve Batı’dan vazgeçip, NATO’dan çıkıp, yüzünü tamamen Rusya, Çin ve İran’a dönebilir mi? Çok zor, hatta imkânsız gibi. Çünkü iktidarın, siyasal İslamcı kafa yapısı nedeniyle diğer tarafla ideolojik doku uyuşmazlığı var. Ancak, tırmanma ve gelişmeler iktidarı bu yöne istemese de sürükleyebilir. ABD’de bu kopmayı isteyen, sonrasında Irak gibi bir müdahale peşinde olan güçlü odaklar da var. Ayrıca bilinmeli ki; Türkiye bu rejimi ve iktidarın bu kafa yapısı ile nereye giderse gitsin, kullanılır ve şantaja uğrar.

İktidar Yine Yanlış Yapıyor

İktidar, hep yanlış yaparak Türkiye’yi buraya getirdi. Biz ise aynı gemide bulunuyor olmanın sorumluluğu ile; emperyalist bir proje olan BOP eş başkanlığının, terörle mücadele etmeyip müzakere etmenin, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının, ekonomik politikaların, ABD ile iç çamaşırı gibi yakın olmanın, Suriye’de vekâlet savaşına destek vermenin, açılımların, Rus uçağını düşürmenin ve Ruslara karşı NATO’yu davet etmenin yanlış olduğunu zamanında yazdık, anlattık. Hatta biz Gülen Cemaati’nin darbe hazırlığı içinde olduğunu, hem de Pensilvanya’da, Gülen’in malikânesinin önünde haykırırken; iktidarın milletvekilleri içeride el etek öpüyorlardı. Bugün bu yanlışların aşikâr olduğu gözüküyor. Hâlbuki eleştirilere kulak assalardı, ülkemiz buraya gelmezdi. Şimdi yine yanlış işler yapıyorlar ve “aynı gemide yaşıyoruz” masalı ile eleştirilerimizi kulak ardı edip, bizleri susturmak istiyorlar.

E.Deniz Kurmay Albay Tamer Şahin’in Ulak Yayınları’ndan piyasaya yeni çıkan “Aklın Kusuru” adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.

Türker Ertürk

Loading

Sosyal Medyada Paylaşın...